Zaman zaman sizlerle dikkatimi çeken konuları toparlayıp bir yazıda paylaşıyorum. İşte onlardan biri daha.
Sevgili Emre Tok tam bir bisiklet sevdalısı. Herkesin yoğunluktan (esasında hoşlarına da gitse!) şikayetçi olduğu kurumsal hayatta o, gönül verdiği işlere zaman ayırmayı becerebilenlerden.
Farklı bir çok ülkenin tozunu pedal üzerinde yutup ülkemizde medyanın da dikkatini çekmeye başlayan Emre aynı zamanda çok da duyarlı bir insan, özellikle de engelli arkadaşlarımız konusunda.
Emre 4 Ocak’ta, yani bugün bisikletine atlayıp, zorlu hava koşullarında tek başına İstanbul’dan Eskişehir’e varmak üzere yola çıkıyor. Hedefi 300 km’lik yolculuğunu 3 günde bitirmek. Yol maceralarını ve deneyimlerini sıkça güncelleyeceği bir de blogu var; Geziyorum.net
Giriştiği macerasının amacını ise şöyle dile getiriyor;
“Sağlıklı yaşayan ve engellerle karşılaşmadan bisikletle gezme şansına sahip olan bir birey olarak bu şansa sahip olmayan ya da kısıtlı sahip olan arkadaşlarıma destek vermek…”
Engelliler ve Dostları Kulübü‘nün desteğini de arkasına alan Emre’yi bu duyarlı davranışı için tebrik ediyoruz.
————————-
Kendi kişisel insiyatifi ile herhangi bir maddi kaygı taşımayan bir sivil hareket başlattı Gökçen Karan. Kurduğu “Temiz Beyin” çalışma gurubu ile amacı; hem kamuoyunun dikkatini çocuk pornografisi üzerinde tutmak, hem de şu andaki hükümetin çöple samanı karıştırıp interneti sansürlemesini önlemek.
Eski bir yazılımcı olan Gökçen bir yazar ve proje yöneticisi. Microsoft teknolojileri üzerine yazdığı beş kitabından sonra yayımladığı son kitabı ise internetten çocukların taciz edilmesini engelleme adına ebeveynlere yardımcı olmayı hedefleyen “Anne Babalar İçin Internet Rehberi.”
“Temiz Beyin” çalışma gurubu ile herkesi taşın altına elini koymaya davet ediyor Gökçen. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım bu konuda birlik olmak gerekiyor diyor. Çünkü söz konusu olan gerçekten bizim çocuklarımız. Çocukların istismarının önlenmesi ve bunun uç noktası olan çocuk pornografisi ile çocuk seks turizminin önüne geçebilmek için ortak hareket edelim diyor ve kendisi ile irtibata geçilmesini bekliyor.
————————-
Ayda 250 YTL destek bulamıyorsunuz, sonra fikri çok seven bir Amerikan yazılım şirketi size maaş artı ortaklık teklif ediyor ancak siz “iş amacından sapar” diyerek bunu reddediyorsunuz.
Barış Sözen ve Ümit Dilli‘den bahsediyorum.
İkisi de memur çocuğu, ikisi de üniversite hazırlık kurslarına giderken maddi sıkıntı çekmiş. Bizim çektiklerimizi başkaları çekmesin deyip sanal bir ÖSS hazırlık dershanesi kuruyorlar, üstelik ücretsiz!
Emanet aldıkları amatör bir kamera ile çoğunluğu Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinin son sınıf ya da yüksek lisans öğrencilerinin anlattığı dersleri kayda alıp Dersizle.com‘da yayınlıyorlar. 250’nin üzerinde ders video’su var ve bu sayı sürekli artıyor.
Medyada haber olduktan sonra (her ne kadar reklam uygulamasını abartılı bulsam da) PowerFm ana sponsorları olmuş, bu güzel bir haber. Bu tarz yenilikçi ve gönül isteyen hareketlerin değerini medyada haber olmadan da anlayabilecek şirketlerdeki yönetici sayısının çoğalmasını arzuluyoruz doğal olarak. Yoksa inanın, bu örnekte olduğu gibi, iyi bir fikri çok uzaklardan dahi görebilen uyanık sayısı hiçte az değil.
Tebrikler Barış, tebrikler Ümit.
Yorumlar 13
Arkadaşlar ben bu konular hakkında bir şey demeyeceğim ama sizden bir konuda yardım istiyorum… Pazartesi günü yapılacak olan bir münazaramız var konu “suç işleyenleri toplum mu yönlendirir yoksa kendisi mi yönelir?” Bizimki toplum yönlendirir, bir kaç da örnek soru yazabilirseniz…
Şimdiden teşekkürler!…
Benim de projem var yayınlarsanız sevinirim. Anlatıyorum:
Sanatçı olup olunamayacağını belirten bi alet geliştirdim. Bu makinanın hafızasında 100 veya 200 şarkı kaydetme kapasitesi var, amaç sanatçı olup olamayacağımızı belirtmektir. Bu makina müziğin sözlerini şarkıdan çıkararak sadece müzik ile bir harika tasarım. Bence bu iş çok kazançlı olacak. Müziğin ritmi ile 4 4 lük bişi olacak.
Ben Diyarbakır’dan Şehitlik mah 176.sok Musa Dalbudak. Beni rahatlıkla bulabilirsiniz. Ve 4 projem daha var ama farklı konularda. Bu günlerde kendimi proje tasarım işine yöneltmiş vaziyetteyim, okulum ise Diyarbakır’dı, Meslek Lisesi. İnanın ki değerlendirmeye değer projem var. Kolay gelsin. (Bu arada msn ve mail adresim; musa_18_21@hotmail.com ve musa_eminem@hotmail.com)
Barış ve ümit, gerçekten çok duyarlı davranmışlar. Aslında hepimizin yapması gerekeni onlar tek başlarına başarmışlar. Tebrik ederim.
Düşünceleriniz çok güzel. Ancak merakımı mazur görün; birçok işyeri değiştirdiniz. Neden birinde sebat etmediniz?
Başarı dileklerimle..
Arkadaşlarıma anlattığımda kimse inanmadı ilk başta; bu kadar soğuk havada Emre’nin İstanbul’dan Eskişehir’e bisikletle gelmesi çok büyük fedakarlık. Biz çok iyi insanlarla tanıştık ve hayatımız boyunca unutmayacağız. İnşallah bu tür güzel işler giderek artar.
Pazar günüydü… Eskişehir güneşli nadir günlerinden birine daha gözünü açmıştı sert geçen kışlarının ortasında… Eminim ki o güneş Adalar Palmiye kafede tek bir amaç için toplanan güzel insanlar için açmıştı o gün…
Emre, Gülçin, Ebru… ve daha bir çoğu o kadar güzel bir iş yapmışlardı ki oraya gittiğimizde herkes ne kadar mutluydu, biribiriyle sohbet etmek için, birbiriyle tanışmak için ne kadar hevesliydi herkes…
Emre‘nin mükemmel planlanmış ve keyifli yolculuklarından enstanteneleri, sıcacık incebelli bardaktaki demi tam kıvamında tutmuş olan çaylarımızı içerek dinlemek, onlarla sohbet etmek, onlarla beraber olmak; inanın harika bir duyguydu. Hele bir de içeriye Osmangazi Forumu’ndaki 30 kişilik arkadaş grubumuz gelince kafeye sığamaz, taşar oldu o güzel insanlar… Tıpkı içlerindeki o mükemmel insan sevgisi gibi…
Kısacası haftasonu bizim tek bir engelimiz vardı, gideceğimiz yerlere uçamıyoruk hala…
Teşekkür ederim güzel insanlar, hepiniz sağlıcakla kalın… Görüşmek üzere…
Tunç.. sayende Ogün ve bir sürü harika insan ile tanıştım. Buradan hepsine çok teşekkür ediyorum. Senin burada duyurduğun bu haber ile Eskişehir’den harika dostluklar elde ettim… Anadolu Üni. Marketing grubuna ve Osmangazi öğrenci forumuna sevgiler…
Bisiklet, doğa ve tabi ki gezi tutkusunun gözlerinden fışkırıp bize adrenalin misali işlemesi, her an yerinizden zıplayıp Emre’nin bisikletini kapıp – ve tabiki GPS’i :) – arkanıza bakmadan kaçmanıza sebep olabilir.
Bizlerden farklı pencereden dünyaya bakıyor ve keyfini çıkarıyor.
Tebrikler…
Emre Tok benim her zaman gıpta ettiğim bir sporu gerçekleştiriyor, kendisi tebrik ederim.
Dersizle.com da çok harika bir uygulama olmuş, eğer bu işi ücretsiz olarak devam ettirebilirlerse sponsor kanalı ile gerçekten muhteşem olur. HTML, AUTOCAD gibi programlar için bile dersler mevcut, tebrik etmek lazım.
Yukarıda adı geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar sizlerin yaptığı bu işlere öncelikle gönülden destek olmayı isteyen Eskişehir Anadolu Üniversitesi Marketing Anadolu Kulübü üyesi yüzlerce insan var, bunu bilin.
Bu tarz insanlara yardım düşünceleri bireysel olarak herkesin kafasından bir şekilde geçiyordur eminim (tabi vicdan sahibi olanların). Böyle gerçekten bu yola başkoymuş, o kadar yoğunluğun arasında, hiç bir çıkarı olmadan, insanları mutlu etmeye çalışmak… Bundan daha güzel ne olabilir ki?
Dediğim gibi hepimizde vardır bu iyiniyet, hep kafamızdan geçiririz “şükürler olsun” deriz. Dışarıdakileri, muhtaç olanları düşünürüz… Ama ne yaparız? Ya sonrası? Yok! Bizler hep lafta kalırız, hep düşünürüz ama yapamayız. Yapmayız! Neden? İşte yoğunum, çok işim var, Allah vergisi deriz, vs…
Bu arkadaşlarımızın yaptıklarına destek olmak, yerel bazda herkesi bu konuda bilinçlendirmek, bu ateşi yaymak yapılacak en doğru iştir.
Emre, Gökçen Bey, Barış, Ümit… Hepinize milyonlarca kez “Helal Olsun! Yanınızdayız.”
Bizden bir isteğiniz olursa lütfen mail yoluyla bana ulaşın, elimizden geleni yaparız.
Bu arada Emre’yi karşılamak için saat 6’da ben de oradayım.
Sevgili Barış ve Ümit; girişiminize hayran kaldım; eğer ihtiyacınız olursa size web tasarım ve kodlama konularında gönüllü destek vermek isterim.
Emre Tok ve diğerleri gerçekten muhteşem işleri başlatmış insanlar bana göre. Yalnız anlamadığım neden medyada kaynanalar, görümceler cirit atarken; bir amaç peşinde koşanlar çoğunlukla görmezden geliniyor. Haklarında hiç haber yapılmıyor demiyorum ama yetmiyor bence.
Örneğin Emre Tok’u ilk defa Geveze in the Morning’de dinledim. Şimdi de burada karşılaşıyorum. Kampanyaları başlatmak kadar sahiplenip, sürdürmek de önemlidir. Bu yüzden keşke daha bilinçli bir toplum olsak demeden geçemiycem…
Emre Tok’un sitesini takip ediyordum. Zamanında bisikleti çok kullanmış biri olarak bu konuyu hayatının önemli bir kısmı haline getirmiş birisini görmek hoş.
Yalnız ben kendisinin yola çıkmasına gün sayarken (sanırım iki üç saate yola çıkacak) bu soğuklarda başına bir şey gelmesinden (Allah korusun) korkuyorum…
İyi yolculuklar dileyelim kendisine şimdiden :)