Merak gidermeye yönelik çıkan yazı dizimizin (1 ve 2‘den sonra) üçüncü ve son bölümü.
Kahramanlardan ulaşabildiklerimden aldığım güncelleme bilgileri ile bugün neredeler, neler yapıyorlar öğrenmiş olduk. Bundan sonra hem onların, hem de yenilerin takipçisi ve gönül destekçisi olmaya devam…
Koca Kafalar ve Grafi2000’in yaratıcılarından Varol Yaşaroğlu ile başlayalım.
O, anladığım kadarıyla, çok yoğun olduğu kadar keyifli zamanlar da geçiriyor. Çünkü Koca Kafalar’ın 1 saatlik versiyonunu Kanal D ‘prime-time’ kuşağına taşıdılar (cumartesi geceleri saat 11.)
Şimdi söz Varol’da:
“Koca Kafalar’ın yeni formatında yeni bölümler var. Artık ünlü ve halktan kişiler de “Koca Kafa” olarak programımıza konuk oluyorlar. Programda Ece Uslu’yu Maraş dondurmacısı olarak, Burak Kut’u Örümcek Adam ile muhabbet ederken, bir berberi Matrix filminde oynarken görmek mümkün oluyor.
Programı Özgü Namal, Koca Kafalar Berk Tokay ve Vural Yaşaroğlu ile sunuyor. Özgü Namal Koca Kafalar’da müthiş bir performans sergiliyor. Yazılan stand-up metinlerindeki esprilerin gücünü oyunculuğu ile üst seviyelere çıkarıyor. Programda Koca Kafalar her zamanki gibi dizilerden, filmlere, yarışmalardan kliplere kafalarını sokmadıkları yer bırakmıyorlar.”
20 Soruluk Söyleşiler’deki son konuğumuz müzisyen İskender Paydaş‘tı.
İskender tüm yaz boyunca konserden konsere koştu, Türk pop müziğine prodüktör ve aranjör olarak hizmet vermeye devam etti ama artık yorulduğunu gözlemliyorum. Yorulmaktan çok doygunluk belki de ondaki.
Yeni işler üretmek için tam zamanı mı diye sorduğumda;
“Evet Tunç” diyor, “artık kendi projelerime ağırlık vermeye başlıyorum. Hem de 2008’in ilk aylarında hayata geçecek kadar kısa bir zaman var önümde. Senle yaptığımız söyleşide dile getirmiştim. Daha önce denenmemiş, kendi üretimimde sınırları zorlayıcı, yaratıcı ve iz bırakan işler olması için çalışıyorum.”
Geçen zamanda onun unutamadığı şey ise ne konserler, ne de başka bir şey. “O Yunan Adalarına yaptığımız 10 günlük yelken’in tadı hala damağımda. Bırak damağı, rüyalarımda. Mutlaka bu sene bitmeden tekrarı olmalı. Deniz’de olmalıyım tekrar” diyor.
Türkiye’de blogların nabzını ölçen Blograzzi’nin mimarı Arda Kutsal‘ı hatırlarsınız. O Argentum Ventures’daki görevinden ayrıldı.
Kariyerinin bundan sonraki duraklarını planlarken onu heyecanlandıran yeni bir global projenin hazırlıklarını yapıyor. Ne olduğunu bana da söylemedi!
Arda kendi şirketini kurma çalışmalarında da oldukça yol almış. Burada teknoloji firmalarına danışmanlık ve araştırma hizmetleri sunacak. Benim en çok ilgimi çeken ise; bu yeni şirketin girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmeye destek (‘advisory capital’) sağlayacak bir imkan da sunacak olması oldu.
Arda yakından takip edilesi güzel işlere imza atıyor, atmaya da devam edecek…
“Dominant Teyze” Zeyno Günenç, tıpkı İskender ve Varol gibi 20 Soruluk Söyleşiler’deki konuklarımızdandı.
Bu yaz Show TV’de oynayan “Hayat Apartmanı” isimli dizide kapıcının karısını oynadı Zeyno. Dominant Teyze imajından tamamen zıt bir karakter. Çok da keyif aldım dizide bu rolü oynamaktan diyor.
Sigarayı bırakıp spora başlamak, yurt dışı gezilerine daha sık çıkmak gibi niyetleri var ancak asıl hedefi yüreğini verdiği tiyatroyu tekrar hayatında baş rol yapmak. Gerek tiyatro, gerekse show dünyası projelerini artık birlikte değerlendirdikleri bir menejeri (Renda Güner) var Zeyno’nun.
Engellilerin günlük hayatta trafik, ulaşım, erişim konularında yaşadıkları problemleri ve sağlıklı bireylerin yapması gerekenleri üniversite ve ilk öğretim öğrencilerine bulundukları şehre bisikletle giderek anlatan duyarlı bir gezgin vardı: Emre Tok.
Kısa bir süre sonra askerden dönünce “Engelleri Aşmak” ismini verdiği bu kişisel sosyal sorumluluk projesini kaldığı yerden sürdürecek. “Sağlıklı yaşayan ve engellerle karşılaşmadan bisikletle gezme şansına sahip olan bir bir kişi olarak bu şansa sahip olmayan ya da kısıtlı sahip olan arkadaşlarımıza destek vermek” gibi anlamlı bir amacı var onun.
Kadir Has Üniversitesi’nde doktora çalışmasında tez aşamasında ve bu aralar Leonardo da Vinci’nin 7 yaşam felsefesinin iş yaşamı ve profesyonel hayat uyarlanması hakkında araştırmalar yapıyor.
Yurtdışı kahramanlardan da üç tanesi hakkında size kısa güncellemeler vermek isterim:
“Google Beni Dinleyecek Misin?” ile kaleme aldığımız Aaron Stanton. Bir fikri hayata gerçekleştirmek için çıktığı tutku yolcuğuna devam ediyor. Kurduğu ekiple “Novel Project” isimli projelerinin beta denemelerini yaptılar. Sunumları hazır gibi. Bakalım Google ne diyecek?
Tribe Wanted (“Kabile Aranıyor!“) belki 5.000 kişilik hedeflerini bulamadılar (bugün itibariyle 1.234 kişi) ama olanla da projelerini gerçekleştirdiler. Kabile iş başında.
Milyon Dolarlık Fikrin sahibi Alex Tex ise “ilk fikrim çok iyiydi, bu da iş yapar” düşüncesiyle çıktığı Pixelotto yerlerde sürünüyor. Çünkü milyon dolarlık sayfa’nın kopyaları da iş yapamamıştı, kendi kopyası da farklı olmadı. 2 milyon dolar toplama hevesi (ki bunun yarısını loto ile dağıtacaktı) 304.600 dolarda kalmış durumda. Bu paranın yarısı ile en geç Ocak 2008’de hala loto çekilişi yapacak. Diğer yarısı da kendine kalmış oluyor. 152.300 dolar tabii ki (taş atıp kolu yorulmadı) fena değil ama artık Alex’in ‘parlak zeka’ imajı yerle bir oldu diyebiliriz.
Böylece bu yazı dizimiz sonlanmış oluyor. Umarım keyifli bir güncelleme olmuştur.
Yorumlar 10
samimi olmak gerekirse koca kafalar’da beni güldüren olay örgüleriyle karşılaşmıyorum. bu beni üzüyor ve soğutuyor. grafi 2000 comedy ise dönemin 10 numara mizahıydı…
Sevinç;
Bilmem dikkatini çekti mi; Tunç’un Varol Yaşaroğlu ile daha önceden yaptığı söyleşisine gelen yorumların ardı arkası kesilmiyor.
(Atölye’nin En’leri sayfasından gördüğüm kadarıyla şu an itibariyle 71 yorumla (Robin Sharma’dan sonra!) en fazla yorumu almış.)
Bu yorumların ağırlığı da (özellikle Kanal D’deki programı başladıktan sonra) gelen eleştiriler ve Varol’un adına birilerinin onu savunması şeklinde.
Bu tarz tartışmalar diğer sitelerde ağza alınmayacak laflarla kavgaya dönüşüyor. Sanırım burada Fikir Atölyesi’nin düzeyi buna doğal bir engel olmuş.
Güzel bir yazı dizisi oldu. Merak ettiğimiz soruların bir kısmı cevaplanmış oldu. Tunç abi olayların peşinden giderek Fikir Atölyesinin farklı bir blog olduğunu pekiştirmiş oldun.
Okumayı seviyorum. İzlemeyi daha çok seviyorum.
Tunç abi yazı dizinin 3.cü bölümü ile başlıyorum. Sondan başlayıp başa doğru giden bir okuma dizisi olacak sanırım. Koca kafaları izliyordum artık onada vakit bulamıyorum.
Koca Kafalar programında sesle ilgili teknik bir sıkıntının yanı sıra avaz avaz herkes.. Üstelik çok uzun konuşmalar var.. Programın süresi de uzun gerçekten.. Ayrıca güldürmüyor..
Ne kadar ünlü kullanılırsa kullanılsın, dizilerden çok komik ayrıntılar yakalansın, hareket yok. Hayal perdesi bile daha hareketli.. Bir ünlüyü koca kafa olarak göstermek insanı hadi 10 saniye gülümsetsin.. Dizi ya da filmlerden yakalanmış saçmalıklar da 15 saniye.. ee sonra.. O noktada iş metne düşüyor diyeceksiniz.. Metinlerde ne zeka ne de espri var.. Buna rağmen uzuuuuun..
”Özgü Namal Koca Kafalar’da müthiş bir performans sergiliyor. Yazılan stand-up metinlerindeki esprilerin gücünü oyunculuğu ile üst seviyelere çıkarıyor.” Allah Allah aynı programdan mı söz ediyoruz.. Ne müthiş performansı yaa.. Baştan sona okul müsameresinde gibi herkes.. Metinler komik değil ki! Kim ne yaparsa yapsın o esprilerin, üst seviyelere çıkma ihtimali yok!
Bana göre yazık oldu, aslında güzel bir fikirdi.. Şahsen üzüldüm.. Anladığım kadarıyla programı hazırlayanlar eğleniyor.. İyi bari birileri eğlensin de!
Aaron’un hikayesi de çok etkileyici, yeni okudum. Bütün gidişatı anlatan sitesinde proje aşamalarında gelebilecek sorunlar, beklenmedik olaylar ve uyguladıkları çözümlerin olması güzel.
Önemli adımlar atması için cesaretlendiren ‘Drew ile Randevum’ filmini de merak etdim, ilk fırsatda izlemeyi düşünüyorum.
Beni en çok etkileyen Aaron oldu. Google’a fikrini anlatabilmek için geliştirdiği yöntem, cesareti ve sonrasında işi ciddiyetle ve disiplinle ele alıp, yılmadan çalışmaya devam etmesi… Merak ediyorum bundan sonraki gelişmeleri.
Alex Tex’in pixelotto sitesi de fena değilmiş, ama dediğiniz gibi imajı cidden sarsılmış. Belki bir iki defa hacklenerek haberlere çıksa yeniden dikkat çekebilir…
Güzel bir yazı dizisiydi.
Teşekkürler.
Pingback: Fikir Atölyesi Kahramanları Hayatta mı? (2) | Fikir Atölyesi