10 Ağustos 2005’de hayallerinin peşinden koşmak için çıktığı yolculuğu 25 Mayıs 2006’da bitirdi Barış Akkiriş. Yalnız başına 9.5 ay dolaştı dünyayı, bir uçtan diğer uca; 75 bin km yol demekti bu.
“Şimdi yapmazsam ne zaman yapacağım” diyen iç sesi ve hayalleri daha baskın çıktı. Yoksa büyük bir şirkette keyif aldığı bir işi vardı.
Onlarca ülke, yüzlerce insan tanıdı; kendi dışında da bir hayat olduğunu yaşayarak gördü. “Dünya ve kendim hakkında yeni fikirlerim – duygularım var. Yani belki oradalardı zaten de, ben yeniden keşfetim… Hayat bir nehirmiş! Bazen ellerini bırakmak gerekiyormuş.” diyor.
Yolculuğunun yedinci ayında “20 Soruluk Söyleşiler“de konuğumuz olmuştu. Şimdi de o nehirde gördüklerini anlatsın istedik.
Sorduk; Barış da cevapladı:
1) Bu gezi sana (tek bir cümle ile) ne öğretti?
Biryeri güzel kılanın “insanlar”, hayatı anlamlı kılanın “hayaller” olduğunu anladım. Bütün dünya ne kadar farklı ve ne kadar birbirine benziyor, ayrıca şaşırmanın ve öğrenmenin sınırı yokmuş. 2 cümle oldu bile!
2) Edindiğin en önemli kişisel deneyimler?
Bu kadar uzun süre yalnız olmak başlıbaşına bir deneyimdi, yeni bir dili (İspanyolca) öğrenmek inanılmaz birşey tabii, her “tanımadığım” insan küçük bir iz bıraktı; doğada ve bazen hayvanlarla geçirdiğim zaman da çok değerliydi, bütün bunlar dünyadaki yerini anlamasına yarıyor resmen insanın. Tüm hayatımı etkileyecek kadar pozitif enerji ve geniş bakış açısı ile donandığıma da inanıyorum valla, ama bu bir başlangıç, öğrenmenin sonu da yok dediğim gibi…
3) Bu deneyimler sende hangi düşünsel/davranışsal değişikliklere yol açtı?
Düşünsel: Kendimi daha fazla tanıyıp, nasıl daha mutlu olacağımı anlama yolunda bir adım daha yürüdüm. Kendi hayatıma yön verme iradem – geçmişe kıyasla – gelişti. Kendi “küçük” dünyamın sınırları birazcık daha büyüdü, içi renklendi; diğer taraftan “büyük” dünyada hiç bir halt olmadığıma, ve de insanları ve dünyayı sevip kabullenmekten başka bir yol olmadığına biraz daha ikna oldum.
Davranışsal: Mevlana: “Su ateşe galiptir. Ancak bir kaba girerse ateş o suyu kaynatır yok eder.” demiş (şimdi bir kitapta okudum da), amacım kaplara girmeden yaşamak!
4) ‘Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir?’ sorusuna her ikisini de yapan biri olarak artık cevap verebilirsin.
Her ikisi de bilir herhalde, gezmek hala daha eğlenceli yalnız :)
5) Bu yolculukta yalnızdın. Bir daha çıksan, yine yalnız mı olursun?
Yine yalnız ve hatta daha büyük yolculuklara çıkabilirim, potansiyel olarak. En ideali bir sevgili ya da arkadaşların arada bir benimle olması ama galiba… Yok yok, sevgilim hiç gitmesin hatta…
6) Gezinde en çok neye pişman oldun (bir sonraki gezinde yapmayacağın)?
Bir kez olsun pişmanlık hissetmedim, en fazla ‘yahu bu tripodu da dağtepe taşıyoruz, bir kere kullanmadık’ diye hayıflanmışımdır.
7) Seni en fazla neresi etkiledi?
Küba / La Habana – Arjantin / Buenos Aires; insanlarla ilgiliydi. Küba yaşanması gereken bir deneyim başlıbaşına; uzun uzadıya. Buenos Aires’te tanıştığım herkesin özel biryeri oldu sonunda.
8) Çok sayıda yeni insan tanıdın. En büyük izi kim bıraktı?
Binlerce kişiye teğet geçtim; mesela fotoğrafçılık anlamında Santiago’da kaldığım dandikötesi oteldeki Kolombiyalı arkadaşım beni çok etkiledi! hala takip ediyorum onun seyahatini de… -Bize hep biraz uzak- yakın tarihlerinden çok etkilendim Latin Amerika’nın.
9) Onbeşbin doların bir daha olsa, ancak geziye çıkma şansın olmasa, bu parayla ne yaparsın?
Tabii diğer şartlara da bağlı, bir daha geziye çıkacağım anı hayal ederek kullanabilirdim ama… Para hayalleri gerçekleştirmeye yarasın.
10) Dokuzbuçuk ay boyunca yok oldun. Döndüğünde Türkiye’de seni şaşırtan bir değişiklik/gelişme gördün mü?
Olumlu anlamda bir gelişme görmedim ve hissetmedim maalesef. Yolda da internetten sıksık gazeteleri takip edip genelde “gündemimize” üzüldüm, çok sevmeme rağmen biraz yabancılaştığımı itiraf ediyim.
11) Bir daha dünya seyahati planı var mı? Bu seferki rota?
Afrika’ya – Asya’ya gitmedim bu seyahatte zaten; yani isterim, Güney Amerika’ya 500 kere daha giderim… ABD – Avustralya ve Y. Zelanda gibi yerleri ise “çok arayacağımı” sanmam. Gitmediğim heryere gitmek isterim ben!
12) Yanına istediğin sayıda, istediğin kişileri beraberinde alma şansın olsa, gördüğün yerlerden hangisinde yaşamak isterdin?
Arjantin Buenos Aires’te bırakın beni yaşayım istediğim, sevdiğim kişilerle hayat boyu. Ama insanlar önemli!. Refah açısından ise akıllı birinin Auckland ya da Melbourne vb demesi gerek! Ah, Paskalya adası, daha ne kadar güzel olunabilirdi? “Yer”den çok sevdiklerim ile olmak önemli, çoktan karar verdim!
13) Çok sayıda kurumsal işte çalışan kişilerden övgü dolu yorumlar aldın, onları bir benzerini yapabilmeleri adına teşvik etmek için önerilerin var mı?
Sitemde (http://barisnerede.com/) bir soru – cevap bölümü yapıp bazı temel soruları kısmen yanıtlamaya çalışıyorum; bu aralar yola çıkacak 1-2 arkadaşıma “son gaz(!)” destek olmaya çalışıyorum, motivasyon anlamında :). Valla yaşadıklarımızın zorla yaşatıldığına inanmıyorum, pek çok şey kendi seçimlerimizin sonucu. Nasıl mutlu olacağını “düşünmek” ve “hayal etmek” o kadar zor değil, onu bile yapmayı unutuyor insan birisine rapor yetiştireceğim derdindeyken…
14) Blog yazmak sana bu yolculuğu çok daha keyifli hale getirdi. Senin ‘nerede’ olduğu takip eden 70 bin’in üzerinde okuyucun için de. Neler kazandırdı blog sana?
Daha yola çıkmadan paylaşırsam çok daha keyif alacağımı biliyordum, işyerime veda mailine şöyle yazmışım:
“Hepimizin içinde ortak heyecanlar var biliyorum ki, kimisinde daha fazla kimisinde daha az. Onun için, yaşadıklarımı dostlarla paylaşmanın yalnızca gitmekten onlarca kat daha değerli olduğunu düşünüyorum. Belki bu şekilde günlük koşuşturmamızın arasında, tanıdık birinden, ama çok uzaklardan bir hikaye duymak sizin de hoşunuza gider?” Bir de yazmazsam ANNEM merak ediyor… :)
Tanıdığım ve tanımadığım dostlardan büyük maddi / manevi destek gördüm: cüzdanım çalındığında “yaa senin bir takvimin vardı, bir tane de ben alayım da destek olsun, paran yoktur şimdi” diyenler, e zaten takvim alarak destek verenler var tabii, “yalnızlıkla” ilgili yazınca gelen desteği görsen, seyahat boyu değil hayat boyu paylaşası gelir insanın!! Tekrar teşekkürler!
15) Elinde deneyimlerin var, resimlerin var, fikirlerin var… Bunları bir sonraki adımda iş yaşamının bir parçası olarak da kullanabilecek misin? Gelecekte ne var?
Hayatımda mutlak büyük bir etkisi oldu, olacaktır da sanırım, ama kısa vadede para kazanma amaçlı değil, zaten para da kazanılmıyor kitapla – belgeselle vb :) Daha “iyi” bir insan olmama vesile oldu seyahatim kendimce, o da yeter :)
—————————————————————–
Barış için şimdi ‘düşünme’ zamanı. O geleceğini, nasıl bir iş yapmak istediğini araştırıyor. Seyahat boyunca ‘doldurduğu’ pozitif enerjisini hayatındaki yeni girişimler için kullanmak istiyor. Kurumsal hayatın alternatifi var mı diye bakıyor, bulursa haber verecek…
Not: Barış’ın yolculuğu esnasında yaptığımız “20 Soruluk Söyleşiler“de verdiği ilginç cevapları okumak isterseniz; burada.
Yorumlar 8
Para Para Para…
Benim de eğer bir miktar param olsaydı ben de hiç düşünmeden bütün dünyayı gezerdim.
Site çok güzel olmuş, şarkılar fotoğraflar çok güzel, yolculuğun inanılmaz…
Seni çok kıskandım çok şanslısın, cesaretini tebrik ederim. Durma devam et bence de gez, gör, tanı… Umarım bana da nasip olur.
ne kadar parayla gittin?
Sizi tebrik ediyorum, ben de 2 gün sonra Hindistan ve de Nepal’i içine alan bir geziye çıkıyorum. Umarım ben de güzel izlenimlerle dönerim. Umarım hiç bir kaba girmessin, yoksa o ateş seni kaynatır buhar olursun! Sana bol gezmeli bir ömür dilerim…
Super bir sey yapmissiniz. Benim de her zaman yapmak istedigim bir sey, bana da tek basima seyahat etmenin cok keyif verecegine eminim, bence hayatta yapilabilecek daha guzel bir sey yok, alsinda benim hayalim sadece 9 ayda tur yapip donmek degil, ahhh keske cok param olsa, her yerde biraz kalip ufak tefek gonullu isler yaparak yerel halk ile yakinlasmak, farkli kulturleri, insanlari tanimak.Ben de ozellikle Guney Amerika’ya gitmek isterim, Avrupa’da cok ulke gordum, zaten su anda da Fransa’da yasiyorum ama Avrupa kulturunu soguk buluyorum her ne kadar entellektuel acidan zengin olsa da.
Ben de kurumsal bir şirkette çalışan biriyim, sadece bayan olmanın ötesinde, yeterli sermayeyi bulsam da cesareti bulamayan, bu işlere soyunamayan, ama kalbinin bir köşesinde her zaman taşıyan şanssız biri…
Hayallerini gerçekleştirmiş olmak sana ne kadar büyük şeyler kazandırmış olmalı. Kıskandım doğrusu. Ben de gezgin ruhlu biriyim. 365 günün sadece 3 haftasını kendime ayırabildiğim zamanlarda 21 ülke gezdim.
Umarım içimizdeki gezginlik ateşi hiç sönmez, umarım su kapta durur hep…
süper olmalı herhalde arkadaşım, seni tebrik ederiz. ne yerler gezmişsin. heralde bizler rüyamızda gideriz o güzel yerlere. sana hayatında bol geziler dileriz.
hoşçakal.