25

Ahmak Ben!

Bir önceki yazıda ilk kez duyurduğum Fikir Atölyesi kitabının nasıl olacağı henüz netleşmemiş olsa da, kitapta yer alacak yazılarda içeriğe katkı sağlayan bazı yorumlara yer vermeyi çok istiyorum. Yazan kişinin de bıraktığı isimle. Bakalım bunun kurgusunu nasıl becereceğiz!

Kurgu demişken, hayata karşı duruşu, düşünce şekli ve bugüne kadar yaptıklarıyla çok takdir ettiğim yazar, editör, senarist ve aynı zamanda eğitim görevlisi olan bir arkadaşımla çalışmaya başladık. İsim vermeyelim, bu şimdilik sürpriz olarak kalsın.

Bu yazının amacı ise farklı. Burada (bir önceki yazıda sizden gelen fikirler de doğrultusunda) bir oyun oynayalım:

Kitapta yer alacak bir bölümün “kahramanı” siz olun. Baştan sona!

Hayatımızın uzun metraj bir film olarak çekileceğini düşünelim. Adı “Ahmak Ben!” olsun.

Senarist herkesin ‘kendisi’ doğal olarak. Çok iyi bir yönetmene veriyoruz senaryomuzu. Filmin çekilmesi garanti, bütçe sıkıntımız yok! Başrolde istersek kendimiz oynuyoruz, istersek de yönetmen iyi bir oyuncuya veriyor rolü.

Filmin kendi içinde dört dönüm noktası var. Önce, kendimizle dalga geçer bir üslupla, geçmişte yaptığınız büyük küçük ahmaklıkları filme alıyoruz. Neler onlar?

İkinci bölümde bugünkü gerçek hayatımızdan kesitler çekiyoruz. Farkında olmamıza rağmen halen devam eden o ahmaklıklar ve sonuçları?

Üçüncü bölümde, kendi geleceğimizi öngörüp, bunu oynuyoruz. Fazla değil, beş sene sonraki ben?

O kurgulanan gelecekte, eski ahmaklıklardan artık eser kalmadıysa, kendimizde neleri değiştirdik de o ahmaklıklar artık yaşanmıyor? Bunu da işte filmin en son bölümünde (hani filmde emeği geçen kişilerin isimleri akar ya, ondan dahi sonra) açıklıyoruz. Yazıları görüp kalkan izleyiciler bunu kaçırıyor. Ancak bu arada bizde değişen şeyler olmadıysa, o zaman onların kaçırdıkları bir şey de olmuyor doğal olarak!

Evet, kitabın bu bölümünün yazarı sizsiniz. Alttaki yorum alanı da karalama yeriniz!

Hepimizin birbirinden öğreneceği çok şey var. Umarım bunları da sadece Fikir Atölyesi’nde değil, çıkacak kitapta yeni okurlarla da paylaşmış oluruz. Hem de kendi ağzınızdan, kendi isminizle!

Bu arada unutmadan:

Eğer bu kitap çıkar, sizin de “Ahmak Ben!” yorumunuz o bölümde yer alırsa, bir şeyin sözünü veriyorum hemen! Kitap yayın tarihinden tam beş sene sonra size bir mail atıp “bu hayatta size en çok değer veren iki kişinin” adresini isteyeceğim. İlk baskıdan birer kitap gidecek onlara. Ayracın nerede duracağını ise biliyorsunuz :)

Yorumlar 25

  1. Nazar Çiftpınar Kılıç

    Ahmak Ben’e yakışır bir hikaye yollayacağım size zira bu sitenin kitap olacağını gördüğümde kendimi tam anlamıyla bir ahmak gibi hissettim. Çünkü 2008 yılında bir yayınevinde çalışırken bu sitenin kitap olması gerektiğini düşünmüş, Tunç Bey size ulaşmıştım. Yayınevine görüşmeye davet etmiştim sizi gelmiştiniz, tavan arası ofisimizi çok şirin bulmuştunuz… Kitap için bir proje oluşturup sizi arayacaktık, beğenirseniz bu site kitap olacaktı… Olmadı, patronumuz, benim kitap için yaptığım projeyi çok maliyetli bulmuştu. Tam da bu arada başka bir nedenle işten ayrılmıştım, onca emekle hazırladığım proje çöpe gitmesin diye aramıştım sizi, görüşemedik, yine çöpe gitti. Şimdi burada benim yıllar önce düşündüğüm ama hayata geçiremediğim fikrimin hayata geçme ihtimalini görünce evet maalesef ‘Ahmak Ben!’ dedim. Ayrıntılı bir senaryo yazacağım, hayattaki ahmaklıklar bu kadarla sınırlı değildir elbet… O, ben olmalıyım!!!

  2. genç

    Gerçekten harika bi fikir!
    Kim bilir neler çıkacak..
    Ben de bişeyler karalayabilmeyi çok isterdim..

  3. Fatoş

    Birine bağlanmak körü körüne, içinde bastırmak acılarını. Değmeyeceğini bile bile acıyı veren o olduğu için acıyı bile sevmek zamanla!

    Sen kör kütük durumdasın o yeni yetme aşık modunda bir başkası ile.
    Yazık emeklere ah bennn… Ahmak ben….

  4. esra

    Waawwww diyorum ve söyleyecek bişi bulamıyorum…

    Yine Her zaman ki gibi herşeyinle mükemmelsin:)

  5. U Junior

    Yanılmıyorsam, üçüncü sınıftaydım. Maliye Yönetimi dersine çalışıyordum. Telefon çaldı. Genç bir kız sesi sordu “Ne yapıyorsun?”

    – Maliye çalışıyorum.”
    – Kapatayım o zaman.
    – İyi olur. Çalışmam gerek…

    Telefonla işletmeye kalkanları hemen azarlardım. Nedense, uslu konuştum o gece…

    Aradan bir zaman geçti. Bir telefon geldi. “Nasıl geçti sınavın?”

    Öyle başladı…

    O daha lise öğrencisiydi. Ben üniversiteyi bitirmeye ramak kalmış…

    Babası “seni terörist diye ihbar ederim” dedi. Korktuk.

  6. 'ozan'

    Arayan bulur misali, ben bulup yazdım da ahmaklıklarımı, net ve sade yazamadım, hayatım roman döngüsüne girdim, kitaplık olmadı yani.

    Şunu söyleyebilirim, ahmaklıklarımın çoğuna sebep; korkularım ve iç çatışmalarımmış, bunu öğrendim. Filmin sonunda bir şiir geldi, ben de onu paylaşmak istedim:
    ??.

    Su görmüş bardakta
    İçmemiş,
    Susamayı beklemiş.

    Deniz görmüş yakında,
    Yüzmemiş,
    Güneş te olacak illa.

    Özgürlük demiş
    Tanıyamamış onu,
    Sureti aşkta.

    Aşk gelmiş,
    Bağımlılık sanmış,
    Sorumlulukmuş oysa.

    Yaşamak istemiş,
    Yaşatmak,
    Yaşamın kendisiymiş.

    Evren görmüş
    Girmemiş içine,
    Seyretmiş AHMAK!

    ??.
    Not 1: Tunç, sen kesin yazmışsındır, ilk sen başlatsana, yol açar belki. Bu arada, o benden, şu benden varsa; ben de belirlenen içeriği yazarken ve/veya tashihe yardımcı adayıyım. Güzel olacak bu kitap, hayırlı olsun şimdiden.

    Not 2: Yayınlamasanız da kendinize yazın lütfen. Daha yazarken ilaç ve ömrün sağlaması gibi. Bir de ?Ahmakben? gerçek bir komedyen, yazarsanız, okurken çok güleceksiniz.

    Sevgiler..

  7. uğur

    abi sende kitabı bizemi yazdırcan ya:)):)
    yazmaya da razıyım ama çok zor olur bu iş ya nasıl yapcaz ki…

  8. sevda

    Fikir güzel ve senin bunun üzerine baya bir mesai harcadığını düşündürüyor. Bu yüzden olaya ciddiyetle yaklaşıp, kurgu üzerine biraz özenli davranmak gerek diyerek elimde kağıt kalem bugün dolaşırım. İyi bir şeyler çıktığını düşündüğümde paylaşırım sizlerle. Zira hayattta ahmaklık adına listeleri doldurup taşıracak çok şey var yaşadığımız, ama paylaşmak söz konusu olunca şöyle bir duruyor insan. Bu arada kitap fikrini hala gönülden destekliyorum…

  9. emre boraer

    :) ahmaklık yapmadığını iddaa eden yoktur sanırım. o halde film başlasın….

  10. Erinç Aşıcıoğlu

    evet süper bir kurgu, çalışılmalı, dün ufak bir çalışma yapmıştım iyi ve kötü yanlarım diye 8 Kötü, 4 iyi bulmuştum durum benim için sanırım kritik, herhalde en büyük ahmaklığım bile bu olsa gerek :=) güzel bir yazı eklemek için çalışacağım. sen gerçekten süpersin Tunç abi…

  11. 'ozan'

    Şöyle kayda değer bir ahmaklık bulamadım geçmişimde. Aman hata yapıcam diye, ha şimdi, ha sonra, diken üstünde yaşamışım günlerimi. Yani en büyük ahmak benim. Bugünden tezi yok, ?Ahmak ben? geliyor. Teşekkürler, sevgiler, kolay ve güzel gelsin.

    hülya; blog yazarı değilim, sevgiler..

  12. Rüveyde

    ahmaklıklar hep var da kitap olur mu bilinmez, eğer olursa o 5 yıl kesin geçmez :))

  13. vuslat asılsoy

    Çok sevdiğim ve güvendiğim bir arkadaşım roman kahramanı gibisin demişti. Mutlu sonla bitmesini istemiştim. Gerçi bu bir aşk romanı olsaydı mutlu aşk yoktur tezini çürütmek adına et tırnaktan ayrılana dek yazardım.. Sonra patlat bir şarkı koy bir kadeh; eller ayırsa bile yıllar ayırsa bile yollar ayırsa bile biz ayrılamayız biz ayrılamayız..
    Filmin dört dönüm noktasını, dört yıl yapıyorum. Adını da Aptal Ben koyuyorum. Verdiğin söz beş yıl sonrası için çok geç! O kadar yaşayacağımı sanmıyorum ya da bilmiyorum diyeyim. O iki kişi için, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği adına kitabın kapağını alsam? Adresi unuttun ara belki bulursun diyorum, ‘kendime’.

  14. tuğba

    hemen şimdi başlıyorum. bu gerçekten heyecen verici.
    yürekten kutluyorum seni tunç abi.

  15. KALE

    Hocam, gerçekten iyi fikir olmuş, gönlüne, yüreğine sağlık..
    Başarılar olsun..

  16. eyll

    fikir çok güzel, 5 sene sonra nerede nasıl olurum bilmiyorum ama ahmaklığımdan geriye ne kalır bilmiyorum. hayat çok garip, şu an gülümsüyorsam diğer zaman da duruluyorum..

  17. Aytac

    İşte bu tam “nefesimi kesecek anlar” listesine girebilecek fikirlerden birisi. Güzel düşünmüşsün Tunç. 5 sene sonra olması da heyecan verici :))

  18. mehmet ali

    muhteşem bir fikir tunç..
    ama eminim bu fikir eğer hayata geçerse, ki eminim geçecektir, dünya çapında bir sanat harikası olacaktır..

    tekrar tebrikler.

  19. beyazeldiven

    Yine senden, yine mükemmel bir fikir. E, boşuna fikir atölyesi dememişler.

    Biraz elim hafiflesin hemen çalışmalara başlıyorum. Senaryo kafamda hazır. Toparlayıp yazıya dökmem lazım.

    Kolay gelsin diyorum.

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir