38

Özgelecek. Hem de En Özü!

Hani şu iş başvurularında firmalara CV veya özgeçmiş gönderiyoruz ya, bu aralar yine kafamı bir şeyler kurcalıyor.

Tüm CV’lerin ortak noktası, hep ve sadece “geçmişimiz” hakkında bilgi vermesi. Nerede okuduk, nerede çalıştık, ne işler yaptık, hangi sertifikaları aldık… İyi güzel de, bizim geçmişte yaptıklarımız, girmek istediğimiz şirketin geleceğine katkısı ne?

Hem olası katkımızı hesap etme işini nasıl bırakabiliriz ki başkalarına? [Hele bir de, maalesef, büyük firmalarda CV eleme işini çömez İnsan Kaynakçıları yaparken!]

Ofis programlarını kullanma eğitimine katılıp, sertifika aldığımızı yazıyoruz mesela. Veya bilmem ne semineri… O dönem için bunlar iyi şeyler olabilirdi de, bugünkü CV’de hala bunlar yer alıyorsa, biraz acayip kaçmıyor mu?

Hem zaten geçmişte ben, hangi şart ve imkanlarda o becerdiklerimi becerdim ki? O zamanlarda mesela ekonomi ne durumdaydı, sattığımız ürün veya hizmete talep var mıydı, benim müdürümle ilişkim nasıldı? Sahi, baştan ben o işe zaten nasıl kabul edilmiştim ki?

Bunlar pek yazmaz CV’lerde.

Özgeçmiş yazmak kolay. Google’da “örnek cv” diye aratmak yetiyor. Özgelecek yazmamak içinse bahanemiz hazır! “Gelecek” ya o, nereden bileyim? [Birazdan size bir “özgelecek örneği” vereceğim.]

Ancak öncelikle bir şey sormak istiyorum.

CV’lerde kendimiz hakkında samimi, dürüst ve merak uyandıran lafları yazmaya neden sakınıyoruz? Mesela;

> Derslere ‘gerektiği kadar’ vakit ayırdım. Gecikmeden de bir üniversite diplomam oldu. Kağıt parçası sonuçta. Merak ederseniz, okul hayatının bana gerçekten ne kattığını anlatırım yüz yüze gelince.

> Seyahat engelim yok. Hatta bayılıyorum yeni yerler görmeye, yeni insan tanımaya. Interrail anılarım sağlam!

> İngilizcem var da, konuşurken biraz kasılıyorum. Bu aralar İspanyolca öğrenmek nasıl cazip geliyor, anlatamam.

> Bekarım. Açıkcası pek de hoşuma gidiyor bu durum. En azından şimdilik!

> İki yaz stajıma da pek bir heyecanla başladım. En fazla yaptığım fotokopi çekmek oldu. Oysa onlara ne kadar iyi Türk kahvesi yaptığımı göstermedim. Hataydı belki de?

> Gitar iyi çalıyorum, sırada davul var.

> KO‘dan sıyrılmam iki yılımı aldı. Oyun deyip geçmeyin; orada hırs var, mücadele var, strateji hatta takım çalışması var. Internet Cafe’deki kültürü yaşamak da cabası.

> Eskiden nette takma adlarımız vardı. Benimkisi hep ‘…..’ oldu. Bir google’layın varsa vaktiniz. Ne kadar değiştiğime ben bile inanmakta güçlük çekiyorum.

> Şimdi devir değişti. Gerçek kimliğimle artık beni Face, Twitter, Friendfeed’te bulabilir, Flicker resimlerine bakabilirsiniz (lütfen oradaki Marmaris dosyasına pek takılmayın. Yaz hali işte!) Ya da siz şimdilik sadece YouTube’daki şu video’ma bakın.

> Daha anlatacak çok yer var da, çalmak istemiyorum daha fazla vaktinizi. Ancak yüz yüze gelince en az bir saat isterim. Türk kahvesi benden!

CV yazmanın amacı eğer “iş görüşmesi için davet alabilmekse”, siz, klasik ve sıkıcı CV yazan birini mi, yoksa böyle bir kişiyi mi daha çok merak edersiniz? [Dilerseniz Fikir Atölyesi’nde daha önce yer alan “Yaratıcı CV” yazılarına da bir ara göz atabilirsiniz.]

Hele bir de eğer başvurduğunuz şirketi ve işi önceden tanıyıp, onlara nasıl bir katkı sağlayacağınızı da yazarsanız… Tadından yenmez!

Tıpkı Leonarda Da Vinci‘nin, 1482’de Milano naibi Ludovico Sforza?ya yazdığı iş başvuru mektubu gibi. [Michael J. Gelb’in ‘Da Vinci Gibi Düşünmek‘ kitabından.]

Özgelecek veya Gelecek CV’si, her ne dersek işte adına:

“Saygıdeğer Lordum, kendilerini savaş araçlarının mucidi ve ustası sayanların kanıtlarını yeterince görüp inceledikten, icatlarını ve bunların kullanışının mevcut olanlardan hiçbir farkı olmadığını gördüken sonra, zat-ı âlinize sırlarımı tanıtmak, bilahare sizin için uygun olan herhangi bir zamanda, aşağıda özetle belirtmiş olduğum bütün konuların etkin olarak tanıtımını yapmak üzere hiçbir önyargım olmaksızın Ekselansları ile temas etme cesaretini kendimde gördüm.

1. Çok hafif ve güçlü ve kolayca taşınmaya uygun köprüler için planlarım var.
2. Bir yer kuşatıldığında hendeklerdeki suyun nasıl kesileceğini ve sayısız miktarda? uzayan merdivenlerin ve diğer araçların nasıl yapılacağını biliyorum.
3. Setlerin yüksekliği ve arazinin veya konumunun kuvvetli olması nedeniyle bombardıman yaparak yıkmak mümkün olmadığında bir kaleyi veya sığınağı kayanın üzerinde inşa edilmiş olsa dahi tahrip etmenin metodlarını biliyorum.
4. Çok kullanışlı ve kolay taşınabilir, dolu gibi küçük taşlar atan toplar yapmak için planlarım var.
5. Eğer muharebe denizde meydana gelirse, taarruz ve savunma için çok uygun makineler yapmak ve en ağır topların ateşine, baruta ve dumana mukavemet edebilecek gemiler inşa etmek için planlarım var.
6. Belli bir noktaya ulaşmak için bir nehrin altından geçmek gerekse bile hiç gürültü çıkarmadan yer altından tüneller ve geçitler kazmak için yöntemlerim var.
7. Güvenli ve taarruza dayanıklı, düşman saflarını top ateşiyle geçebilecek ve böylece çok sayıda askerin kaybını önleyecek kapalı araçlar da yapabilirim. Bunların arkasından piyadeler zarar görmeden mukavemetle karşılaşmadan ilerleyebilirler.
8. Keza ihtiyaç olursa, şimdi kullanılanlardan oldukça farklı, güzel ve kullanışlı şekillerde toplar, havanlar ve hafif mühimmat yapabilirim.
9. Top kullanmanın mümkün olmadığı yerlerde, sapanlar, mancınıklar, tuzaklar ve fevkalade etkin başka makineler temin edebilirim. Kısaca, değişik koşulların gereğine göre sayısız farklı çeşitte taarruz ve savunma makinesi yapabilirim.
10. Barış zamanı, resmi ve özel binaların inşaasında ve suyun bir yerden bir başka yere naklinde sizi mimarlıkla uğraşan herhangi biri kadar tatmin edeceğime inanıyorum.
11. Aynı zamanda mermer, bronz veya kil ile heykel ve kim olursa olsun başkalarınınkiyle mukayese edildiğinde daha öne çıkacak resim de yapabilirim.
12. Dahası, babanız Prensin aziz hatırasını ve ünlü Sforza malikanesinin şan ve şerefini ebediyen yaşatacak bronz at işini alabilirim.

Ve eğer yukarıda belirtilen şeyler herhangi birine imkansız ve uygulanamaz görünecek olursa, bunları parkınızda veya Ekselanslarını memnun edecek başka bir yerde denemek üzere naçiz şahsımı hizmetinize sunuyorum.”

Leonardo‘nun özgeleceğini yazarak iş bulmasının üzerinden beş asır geçmiş, biz hala geçmişimizle övünen CV’ler yazıyoruz!

Şimdi söyler misiniz bana; kendisi hakkında merak uyandıran, samimi ve özgüvenli bir kişi için geçmiş mi daha önemli, yoksa özgelecek mi? Alt tarafı bir iş görüşmesine davet alabilmek için tüm bunlar.

Kaybedecek ne var?

Yorumlar 38

  1. Maya

    Bu anlattıklarınız Erdal DEMİRKIRAN’ın “Ben Dünya’nın En Akıllı İnsanıyım” adlı Kitab’ında anlatmış ve hatta kitabın arka kapağında da kendi “özgeleceğini” paylaşmıştır.Sizden çok daha önce…
    Evet bu bakış açısı yüz yıllar önce keşfedilmiş olabilir ama bu duruma özgelecek diyen ve anlatan kişi Erdal Demirkıran dır.Keşke kendi fikriniz gibi paylaşmayıp yazarın adını da belirterek emeğe saygı gösterseydiniz…Ayrıca bu şekilde daha güvenilir bir imajınız olurdu.

  2. serpil

    DENEDİM OLDU!

    merhaba, bende böyle bir cv ile işe girdim,gerçekten de farkındalık ve yaratıcılık öne geçmenize sağlıyor .evet arkadaşların dediği gibi vizyonu olan bir işveren bu cv nızı anlamdırabilir,
    böyle bir cv hazırlayan kişide ancak vizyon sahıbı şuanını geleceğe taşıma potansiyeli yüksek bir şirkete başvurur herhalde:)

  3. kökcell

    özgelecekte b!r gün gelecek derlerd!de !nanmazdım demey!n deneyenler g!b! deney!n bakalım noluyo zaman xxxx yyüzyıl zaten gelecek devr!

  4. nutya

    harika bi yazı güzel tesbitlerin var bakış açımı değiştirdin valla :))

  5. Yener ŞEN

    Ben yazınızı şimdi okudum ama sizin kafadanım. Zira yeni bir iş .com sitesine bıraktığım hakkımdaki bilgilendirme yazsının başlığı “özgelecek” ve bunu bir kaç ay önce bırakmıştım. Şİmdi yazınıza rastladım. Yalnız olmadığımı, olmadığımızı paylaşayım istedim. Selamlar, sevgiler.

  6. Hande

    Selamlar,

    Valla ben özgelecek alternatifini hiç düşünmemişim. Yalnız şu sıralar yazmakta olduğum özgeçmişim (ki kapak sayfasında XX’in “görsel hayat hikayesi”, devamında “değerlerim” ve akabindeki eğitim kısmında “diğer şekillendirici unsurlar” yazıyor” başlık olarak.
    Fikir Atölyesi’nde yeni neler varmış diye girmişken bu yazıyı görüp düşüncelerimi paylaşmak istedim.
    Bu arada, vaktiyle “sanırım y jenerasyonusunuz” saptamasını endişeyle görüşmeye yediren bir işe yerleştirme profesyoneli geldi aklıma yazınızı okuyunca. Bu durumun muhatabımda “eyvah, bu bize arıza çıkarır er ya da geç, nazikçe sallayalım bunu” izlenimini uyandırdığını düşündüm. Bunun zihnimdeki yansıması ise “bu neden size değer katmamı engellesin ki” oldu.
    İnsan Kaynakları profesyonellerine saygı duyuyorum. Bu “münferit” tecrübemin “kimse benimle oynamak istemiyor” düşüncesindeki yetişkin çocuklara örnek olmasını istemem ama paylaşmasam da olmazdı.
    İyi günler, iyi şanslar…

  7. Bir Dost O Kadar!

    Gözlemlediğim kadarı ile “Yapmak gerek, böyle yapalım, böyle yapın” diye tavsiyelerde bulunan çok, peki “Yaptım” diyenler nerede? Oturduğunuz yerden tavsiye vermek kolay değil mi? Söylediklerinizi bir bir yaptım, Özgeleceğimi yazdım dürüstçe, yolladım 10 şirkete… Hayalini bile kuramadığım, İstanbul’un en büyük plazasında ünlü bir şirkette Mdr. Yrd. oldum ve henüz 21 yaşındayım. Şu an tabi size teşekkür edeceğimi hatta “Vaayy be! Bir fikir kızın hayatını nasıl değiştirdi, ben neymişim” diyorsunuz değil mi? Hiç de öyle iyilik yaptığınızı düşünmeyin, tamam mı? Şu fikrinizle hayatımı kaydırdınız, gençliğimi yaşayamıyorum, öldüm bittim, yaşıtlarım sahilde dolaşıp, sinemalara, gece kulüplerine giderken, öğlenlere kadar uyurken, ben burada o toplantıdan bu toplantıya giriyorum, 2 3 saatlik uykuyla ayakta durmaya çalışıyorum, içim dışım proje oldu, kabuslarım rüyalarım evraklarla, imzalarla dolu… O kadar vaktim yok ki şu isyanımı yazdığım saate bir göz atın isterseniz…Hep sizin yüzünüzden…Ödüller, tebrikler aldım, fakat normal bir insan olmayı da özledim anladınız mı? Şimdi de normal bir insan gibi size açılmaya çalıştım, ilk defa resmi bir yazı yazmadım ilk defa!

    Şimdi de ben size tavsiye vereyim:

    “Azıcık aşım, ağrısız başım”

  8. Ahmet

    pratik uygulamalarının olmadığı, sizi “yaratıcı bir kişi” imajından “şebek” pozisyonuna düşürmemesi için daha somut örneklerle detaylandırlması gereken kavramlar.

    Dahada önemlisi, bizim türkiyede özel sektör diye adlandırdığımız alanda, ne kadar kaliteli adam çalışıyor yada ilgili alanlarda ne kadar hakkıyla iş yapılıyorda bir bu kişilere yaratıcı cv mi sunulacak :) bunlar doyumua ulaşmış gelişmişlik düzeyi üst seviyelerde olan ülkelerde normal olabilir de bizde biraz daha farklı durur.

    Bu tarz “yenilik” adı altınada adlandırılan hareketlere yine, ilgili alanlarda eğitimini tamamlayamayıp baba parasına güvenerek özellikle reklam ajanslarında ucuza calışıp ilerde büyük firmalarda “pazarlama” yada “satış” adı altında kurulmuş departmanlarda hizmet vermeye aday yada referans aracılığı ile bir yerlere geleceğinden emin arkadaşlar ilgilenebilirler, ilgilensinlerde nitekim 5 sene önce bunlar prim yapıyordu halada yapıyorlar.

    bunun yanında mecburiyetten alakasız firmalarda çalışmak zorunda kalıp isteklilik yada özveri yada eşşek gibi çalışma özelliğini kullanmak isteyecek ezikler için biraz fazla büyük beden bunlar…

  9. Abdullah

    Erdal Demirkıran isminin konuyla tamamen uyuştuğunu söylememe gerek yok sanıyordum ama yorumlarda hiç değinilmeyince ilave yapayım istedim; hatrı kalır yoksa.

    Dünyanın en akıllı adamı olduğuna kendini inandıran sonra başkalarını da inandırmaya başlayan zat-ı muhterem’in ilk kitabı ve bir sonraki kitabı tamamen bu konuya odaklıydı. Hatta eğitim verdiği yerde “özgeçmiş yakma odası” diye bir yer bulunduğunu duymuştum!

    Her ne kadar yüzde yüz sonuç vermese de “hayallerine” bakarak işe adam almak “cesaret”, yaptıklarına bakarak işe adam almak “mantık” (akılcılık) gerektirir.

    Ayrıca bu fikirlerle “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” atasözünüde yerle bir ettiğimizi dipnot geçmek isterim:)

  10. Aslıhan

    Bu yazıyı daha önce sadece okuyup geçmiştim ama dün bana bir özgeçmiş geldi, daha doğrusu iş arayan bir hanımdan mail/özgeçmiş arası bir yazı ve özgelecek tarzına yakındı.

    5 Yıl büyük finans ve bankacılık kurumlarında çeşitli görevlerde çalışmış ve her şeyi bırakıp istifa etmiş, editör olmak istiyorum, medyada çalışmak istiyorum, şu alanlara ilgim var, yapabilirim diyordu. Çok düzgün bir Türkçe ile yazdığı satırlarından o heyecanı, azmi, elinde şu an bir şey olmasa bile hayatta kendi istediği şeyleri yapmak için ve yaptığında iyi olmak için gerçekten emek harcayacağını görebiliyordunuz. Sonra birlikte konuşmaya ve ne tür projelerde çalışabileceğimize karar verme aşamasına geldik.

    Diyeceğim o ki; Evet, özgelecek iyi bir şeydir, çünkü orada yazan kişi, normal bir özgeçmişteki gibi, kişinin geçmişte aldığı belgeleri hakkında bilgi veren ama kendisi hakkında hiçbir bilgi vermeyen kuru, standart kelimelerle değil kendi tarzıyla yazıyor ve kendisi hakkında çok daha fazla ipuçları veriyor, daha etkileyici… Eğer amaç sevdiğiniz işler yapmaksa ve sizi görebilecek, farkedebilecek, değerinizi bilecek kişilerle iş yapmaksa, özgelecek özgeçmişe göre çok daha denemeye değer..

    Uzak görüşlü bu yazın için teşekkürler Tunç:)

  11. Pingback: Özgelecek. Hem de En Özü! « TuVa Yasin Ergün – Mucize sende olumlu ya da olumsuz ağzından çıkan her söz büyülüdür.

  12. Nihat

    Aslında güzel fikir. Lakin bi arkadaşımızın dediği gibi okuyacak kişilerin çağ atlaması lazım. Daha ne aradıklarını bilmeyen insanlarla görüşüyoruz iş arayanlar olarak.

    Aslında aradıkları belli az paraya her işi yapacak her şeyden anlayan birilerini almak istiyorlar. Ama aslında “ucuz olan makbul ” şartı yeter şart oluyor onlar için.

    Yıllar önce bir firmada 10 yıl sonraki planınız ne diye sormuştu. Cevap olarak kendime ait ufak çiftlikevi inşaa etmek olduğunu söylediğimde türk olan ne saçma cevap demişti. Yanındaki yabancı ise işe almıştı beni. Diğeri niye dediğinde ise “böyle kişisel hedefi olan kişi işini doğru yapıp kazancını arttırmak için başarıları hedefler, risk alır ve özgür iradesini kullanabilir aradığımız posizyon için emir kulu değil, proje üretebilecek kişiler gerekli ” demişti. Malesef o kadar iyi bir ekonomik durumuma sahip olamadım..

    Peki şu an bunu bir iş görüşmesinde söylesem ne düşünür karşımdaki insan? Muhtemelen ukala salak vs gibi sıfatlar eşliğinde CV im çöpe gider.

    İş görüşmelerinde görüşmeciler işe uygun kişiyi seçmeyi hedeflemedikleri için değerlendirme kriterleri hoşuna gitmeniz, sözünü geçirebilecek olması, az paraya çalışmanız, aynı liseden mezun olmanız gibi işe alakası olmayan başlıklar altında gerçekleşiyor.

    Bir çok görüşmem sonrasında firmalara daha önce yaptığım projelerin gelişme aşamasını, durum analizini, toplam sahip olma maliyetini, kaç yıl sonra işlevini nasıl ve neden yitirdiği gibi bilgileri yolladım. Eğer iş için gerekli bilgileri vermişlerse ilk görüşmede o konuda neler yapabileceğimi ne gibi çözümler getireceğimi vs anlatan raporlar bile oluşturdum. İkinci görüşmelerimde bunları okumadıklarını da gördüm.

    Bölümüm dışında firma işleyişine kattığım önerdiğim projeleri dile getirdiğimde ise sizin işiniz olmayan konulara da karışır mısınız? biz işinden başka konularla uğraşanların yararlı olmadığını düşünüyoruz vs tepkileri aldım.

    Kısaca karşımızdaki insanın değerlendirme yetisine bağlıyız. Tecrübenizin fazla olması dünyanın heryerinde avantaj iken bu ülkede dezavantaj oluyor. sizin katabileceklerinize bakmıyorlar, ne kadar az para isteyeceğinize bakıyorlar.

    Geleceğe yönelik fikirleriniz malesef firmada yönetici olan birini tanımıyorsanız işe alınmanızda pek etken olamıyor. Şanısnıza aklı çalışan kişiler ile görüşüyor iseniz durum farklı tabii.

    Bunlar yazınızda anlatılanlara yakın davranışları yaptığımda başıma gelen problemli örneklerdir. Ama çalıştığım firmalarda işe girmemi de bu yaklaşımım sağldığını da söyleyebilirim. Ha şu an halen işsizim ve biraz da bu yaklaşımım olduğunu düşünüyorum.

    Akadaşlarım bitirdiğim bölüm ve üniversite yerine aöf yaz, o iş olmazsa hayatımın sonu gelecek şeklinde davran, zekanı bilgini katabileceklerini ortaya koyma da istediklerini her şekilde yapmaya çalışacağını yırtınacağını göster, onlara tanrı gibi davran vs diye öneri getiriyorlar. işin garibi aynı şekilde davranan biri gözümün önünde işi elimden almıştı. 6 ay sonra aynı firma bana aynı posizyonu teklif etmişti. gerisini düşünün artık.

    Son olarak umudurm sürüyor, aklı çalışan birileri ile bir görüşmem olacak eninde sonunda. :)

  13. Ege Ermec

    Gercekten konvansiyonelin disina cikis. Ben bugune kadar neden hic denemedigimi dusunmeye basladim bile ve saniyorum deneyecegim.

  14. EzgiDi

    çok başarılı bir yazı olmuş, bence de tüm cv’ler yaratıcı olmalı; yoksa aynı yerden mezun öğrenciler nasıl elenecek ve nereden bilinecek gerçekten hangisini almak daha faydalı olacak aynı işe başvurulduğunda, tabii ki dürüstlük de önemli :)

  15. Ebru ŞENER

    Ben yaşam planımın bir parçası her yeni yıla girerken kendime bir yıllık “Özgelecek” hazırlıyorum. Ve bunları gerçeklemek için o sene çaba sarfediyorum. Ama bunu cv olarak yollamayı hiç planlamamıştım.

    Aslında bu sene ki özgeleceğim, çalışmayı çok istediğim bir şirketteki bir pozisyon üzerine kurulu… 3 yılda markayı pazar lideri bile yaptım::)

    Onlarla bunu paylaşmak çılgınlık olur tabi, anlamazlar, ama pazarlamada da sıradan işlerle başarılı olunamıyor ki?

    Bunu deneyeceğim, deneyimimi sizinle paylaşacağım.

    Mutlu kalın.

  16. M. Ozan Tatar

    Tunç merhaba,

    Yazında katıldığım noktalar olduğu gibi katılmadığım noktalar da var:

    Hayat gerçekten her zaman ideal bir düzende akmıyor. Bir çok değişken var. Şirket kültürü, şirketin bulunduğu sektör, işe başvuran kişinin bağlantıları, ilgili kişi ile çalışacak yöneticinin vizyonu, özgüveni, donanımı ilk başta aklıma gelenler.

    Sıradışılığını cv’si ile gösteren, senin ifadenle tadından yenmez hareketler yapan bir arkadaşımız da işe giremeyebilir. Bir çok dinamik var. Sen de biliyorsun…

    O yüzden mutlu olacağın işi bulmak çok zor. Ne istediğini bilsen bile… Biraz sabır da şart gibi. Yeni nesilde eksik olan da bu olsa gerek…

    Son olarak, Da Vinci de Lord’tan iş kapabilmek için alanını oldukça geniş tutmuş (esnekliği yüksek). Bence biz çalışanların yeni dünya düzeninde buna da çok dikkat etmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

    Sevgiler.

  17. Pingback: Özgeçmiş Out! Özgelecek in! | Yetenek ve Kariyer - Cengiz Çatalkaya

  18. çağatay

    tamam da leonardo o kadar donanımına ve çağının ötesindeki vizyonuna rağmen ekselanslarının gönlünü hoş tutmak adına çok mütevazı söylemlerde bulunmuş. mesela diyor ki sizin uygun gördüğünüz yerde veya zamanda kendimi kanıtlayabilirim türünden.

    şimdi bir de düşünelim leonardo ile aynı paralelde bir zekaya sahip olduğumuzu ve belki dünyanın kaderini etkileyecek fikirlere sahip olduğumuzu. karşınızda da ekselans yerine kıçı krık bir bürokrat var derdinizi anlatabileceğiniz. leonardo gibi aynı alçakgönüllülüğü gösterir miydiniz yoksa ulen bende ne cevherler var, istersen değerlendir yoksa nasıl olsa ben bunu pazarlamasını bilirim kabilinden bir tavır mı takınırdınız.

    yazıdaki örnek cv işvereni adam yerine koymayan, umursamaz, kendine aşırı güvenen, hafif ukala bir zat’a ait gibi geliyor ve leonardonun cv si ve uslubu ile hiç de örtüşmüyor. tek ortak nokta geleceğe yönelik projeler ancak tarz taban tabana zıt. sadece bu çelişkiyi belirtmek istemiştim.

  19. CANER AFERİN

    Ben reklam metin yazarlığı yapmak isteyen bir üniversite öğrencisiyim. Bu şekilde bir cv benim için olmassa olmazlardan. Fakat iş arama sırasında pek yeterli olucağını düşünmüyorum. İş bulmada tek gerçekçi yol: Network is everything. Sarı sayfalar ya da internetten bulmak biraz hikaye gibi.

    Farklı bir paylaşım olmuş, teşekkürler Tunç abi. Herkesin iyi bir özgelecek yazabilmesi dileğiyle.

  20. danny clarke

    Valla haklısın usta ama şu yazdıklarınla bir cv oluşturup 2-3 firmaya gönderip denemek lazım. Muhtemel 2 sonuç var, ya İK sorumlusuna değişik gelecek ve hemen görüşme için çağıracak ya da gayri ciddi bulacak ve kenara atacak..

    İkinci sonuç daha olası sanki :=)

  21. Süleyman Sönmez

    Öyle bir CV yazabilmek için Leonardo olmak lazım dostum :)

    Bugün Leonardolar iş teklifi yapmak yerine Linked.in’e üye olup güçlü iş bağlantıları kurmalılar. Eminim kendilerini beyin avcıları çoktan bulmuş olacaktır. İyi işler artık Internette çok hızlı duyuluyor.

    Bize gelince. 3 kez CV değiştirdim. İkisinde her işi yapabilen ama hiçbir işi uzmanca yapamayan birisi olarak görüldüğümü fark ettim. (Ben cidden yapabiliyordum ama kimse inanmadığına göre yazmanın da anlamı yok.)

    Son değiştirdiğimde ise öğretmen olmak dışında her tecrübemi sildim. Sadece istediğim işle ilgili becerilerimi ve yapabileceklerimi yazdım. İş görüşmesinde de kurumda neler yapıldığını ve yapılabileceğini sorguladım. Peki bunlar yeterli mi oldu? Hayır, işe girmemde en büyük etken – blogosfere özgü bizde geçen ünüm sanım başarılarım değil- telefonla sorulduğunda bana kefil olan eski yöneticilerim ve referans kaynaklarım evet onlar etken oldu.

    CV sadece elde tutulan ve masaya bırakılan bir zaman özetiydi. Şimdi ise bir sonraki işime asla CV yollamak istemiyorum. Bir şekilde yapabileceklerimi bilen ve talep eden bir kurumla birgün bu iş yerimden ayrılmak istediğimde karşılaşmak istiyorum.

    Bu haliyle CV’m, ne özgeçmiş, ne özgelecek….

    Benim için ÖZŞİMDİ oluyor… :)

  22. Cengiz Çatalkaya

    Her zaman ki gibi güzel tespitler Tunç.

    Uzun yıllardır İnsan Kaynaklarında yöneticilik yapıyorum. Yorum yapan bazı arkadaşlar nerede bu geniş bakış açısına sahip İ.K. demiş. Umutsuzluğa kapılmayın derim. Bu tarz CV’lerin farkına varacak yeni nesil İ.K.cılar da var :)

    Yeter ki yazılanlar samimi ve doğru olsun. Ama çoğu zaman 5 saniyelik bir şansı var CV’nin. 10000 CV’den farklı bir CV mutlaka dikkat çekecektir. Farkı yaratmak da CV sahibine kalmış.

  23. filozofimania

    Bir cv nin ömrü malesef ki ülkemizde (torpil yoksa) tabiri caiz en çok beş saniyede değerlendirilip ya çöpe atılıyor ya da hiç değerlendirilmemek adına arşive kaldırılıyor ne yazıkki, fakülte oku, kurs bitir nafile gelecek projesi şöyle dursun aldığın sertifika ya da eğitimin bazen hiçte önemli olmadığına şahit oluyoruz, çok üzücü.

  24. Faruk ÇANKAYA

    İnanın o kadar hoş bir konuya değinmişsiniz ki. Millet olarak tanıyalım tanımayalım bizim muhabbetlerimiz abi Avrupa’da öyle mi diye başlar. Klasik bir aşağılanma yöntemi ama haklı gerekçeler de var.

    Ben cv’nin savsaklama olduğuna inanıyorum şirketler için. Adamlar projesi hedefi olan elemanlar arar. Bunun için şirketlerine altyapı gibi yerler açıp, çay içmesinden tutun da oturuşuna kadar her halini değerlendirirler adayların.

    Ne kadar doğru bilmem ama bir Japon firmasının basketbolu iyi oynayamayanları işe almadığını duymuştum. Sonra araştırdım. Basketbol oynayan insanların çok hızlı düşünüp doğru kararlar almaya antremanlıymış beyni. Örneğin mesafeden tutun, potanın koordinatından kolun vereceği desteğe kadar herşeyi aynı anda yaparmış beyin.

    Bundan sonrasına ……… diyorum, sizin yazınız bunu tamamlıyor.

  25. hackerfriend

    Ufkumu genişleten bir yazı olmuş, bu siteyi geç tanıdım ama iyi ki tanımışım diyorum. Teşekkürler Tunç Kılınç.

  26. tugrul

    bence ne şiş yansın ne de kebab tarzına baglayıp guzel yaratıcı bi özgeçmiş hazırlayıp, altına da özgelecek eklenirse on numero beş yıldız bişey olur… ve arkadasların da soyledigi gibi bankacının boyle yaratıcı bı fikirle gelmesi işe alacak kişiyi çok ilgilendirmez, nabza gore serbet vermek lazım, nasıl bi firmaya başvurdugunu bilip ona gore degerlendirme yapılmalı veya nasıl bı yerde calısmayı ıstedıgın dusunulmeli.

    yani sen tek duze hayatı benımsemıssen duzene ayak uydurucaksın tüket itaat et vefat ett…. hem de biseyin farkında olmadıgın için mutlu da olursun, bak keyfineee slk.

  27. Simge

    burada anlatılan cv iyi hoş da türkiye’deki koşullarda bunu yapabilmek sizce mümkün mü? Bence değil. Her işin içinde torpilin olduğu tabir-i caizse dayın olunca işe girebildiğin bir yerde bu gibi bir cv nin hiçbir anlamı kalmaz.

    Aslında cvlerde geçmişinden ziyade geleceğin yazılması en doğrusu, sonuçta sen o şirket için gelecekte yapabileceklerinle var olacaksın. Ama dediğim gibi burası Türkiye! Farklı olman özgün olabilmen kimsenin umrunda değil. Torpilin var mı açıkta kalmazsın…

  28. Özgüç Öner

    yukardan devam….

    O zaman daha yetenekli insanların farkına varılır.
    Düşündüm de şuanda ben böyle bir cv yazar mıyım?
    -Hayır yazmam.

  29. ÖzgÖner

    Selamlar,,

    İnsanların bu konuda değişim göstermelerinin cv yazan kişiyle bir ilgisi olduğunu zannetmiyorum.

    Önce Cv değerlendiren insanların seçme kriterleri değişmeli.
    Varsa bu tarz Cv yazan insanlar ne zaman ki değerlendirici pozisyonlarına gelirse.

  30. Yazar
  31. sezen

    Bu konu zaman zaman benim de kafamı meşgul etmiştir. Geçmiş deneyimlerimizden ziyade gelecekte ne yapmak istediklerimizin önemini hep düşünmüşümdür.

    Deneyiminiz yoktur görüşmeye çağrılmazsınız, o pozisyon için nitelikleriniz fazladır elenmişsinizdir vs. Neyi ölçüt alarak insanları görüşmeye çağırdıklarını ve elediklerini hiç anlayamasam da, şirketlerin cv havuzu oluşturduklarını ve o pozisyon için belli sayıda adayla görüşmek zorunda olduklarını duymuştum.

    Bu çetrefilli aşamada herkese kolaylıklar diliyorum:)

  32. Ben Kendim

    Yukarıdaki gibi bir CV yazarsam, “hoppa bu ne” derler. CV yazacak kişinin değil, CV yi değerlendirecek kişinin çağ atlaması lazım. Yoksa ben yazarım, çok da eğlenceli olur.

    Bir reklam ajansına başvuracaksam, metin yazarlığı için mesela, kesinlikle kabul edilebilir bir şey böyle bir CV. Ama gel de banka başvurusuna gönder, yiyorsa.

  33. M. Görkem GÜLCAN

    Özgeçmişe siyasetçi yaklaşımı pek bir güzel fakat konuya bu bakış açısıyla yaklaşacak firma sayısı ne kadar bilmiyorum. Sonuçta ülkede ilerideki 5 yıl ne yapacağını bilmeyen o kadar çok firma var ki, gelecek onları biraz korkutuyor.

    Bunun yanı sıra insan kaynağı yöneticilerinin olduğu firmalarda değil de, “Yetenek Yöneticilerinin” (TM) olduğu firmalarda oldukça işe yarayacaktır.

  34. Mert

    Merhaba, yine enteresan bir konu olmuş, Tunç abi sağol

    Henüz iş başvurusu yapma fırsatım olmadı, bir süre daha öğrenciyim ama büyük yerli bir holdingin işe alım aşamasında ne yaptığını gözlerimle gördüm. Üstte iki üniversite ayrılmış ayıraçla altta diğerleri, aralarında bölüm 2.si, 3 dil bilen iş tecrübesi olan ne ararsan var, sonuçta üsttekilerden biri tavsiye edildi ve muhtemelen de mülakata çağırıldı.

    Çoğu yerde bu iş böyle dönüyor eminim, hele birde tanıdık varsa, en üstünde gidersin dosyanın :) bu kadar çok kendini eğitmiş insan ve bu kadar az iş olunca yapacak pek bir şey yok, şirketler ne yapsın.

    CVnin değeri iş görüşmesine kadar değil mi :) Oraya kadar hiçbir şey senin elinde değil, o yuzden çok sıkıntı yapmaya gerek yok ama oradan sonrası her şey senin elinde görüşme esnasında. Orada istediğini anlatabilirsin, ortama göre kahve mi yapıyorsun, yeni bir kalıp malzemesi mi geliştirdin, hesap makinasında leblebi mi yazıyorsun istediğini anlat :)

    Özgeçmişe renk katmak değil de, özgeçmiş olayını değiştirmek gerekiyor bence de, arkadaşın dediği gibi her türlü iş için tek tip öz geçmiş çok saçma.

    İşe alacak olsam mümkün olduğunca çok kişiyle yüzyüze konuşmak isterdim heralde, bir de şuursuz başvuranlarla (her yöne sınırsız:) şuurlu başvuranları da ayırırdım, ne istediğini bilmeyen adamı ben ne yapayım.

    Kolay gelsin.

  35. Barış

    Best Buy’ın Geek Squad projesinde cvden öncesi enteresan bir uygulama vardı.

    İlan sayfasını çıktı olarak alıp Geek Squad’ın web sitesine giriyordun. İlanın ortasında turuncu bir dikdörgen vardı. Sitenin giriş sayfasında da bir web cam entegrasyonu, turuncu bölgeyi web cam’e gösterip dolaştırıyordun. Turuncu kısmın bir bölgesine (sanırım sağ üst taraftaydı) gelindiğine sayfada bir url beliriyordu. Ve bu adrese girdiğinde “bununla uğraştıgına göre sen geeksin şimdi cvni doldur yolla” tarzında bir şeyler yazıyordu.

    Çok standart bir cv olmasına rağmen başvurum kabul görmüştü. Mağazanın bulundugu şehir sebebiyle gitmedim.

    Sonuç olarak yine cv elbette ama bu tür uygulamalar tabi daha profesyonel şekillerde olmak durumuyla cvden çok daha etkili bence. Elbette ki akademik eğitimin kesin gerekeceği işlerde cv önemli oluyor, yani okumama gerek yok ben beyin amelyatı yapabiliyorum diyemezsiniz. Ama ben bilgisayar tamir edebilirim dersiniz. Bu sebeple yaratıcı ya da değil, cv isteme durumu belli işler için yerini farklı uygulamalara bırakmalı..

  36. Mustafa Öztürk

    Bebekliğinden beri “Yapma, etme, sus, vs vs” gibi engellerle büyüyen nesillerde ne yazık ki bu özgüven yok.

    Geçen sene ilk işime girmeden önce yazıda bahsettiğine benzer bir şey yapmıştım. CV göndermemiştim, zaten bir yere de iş başvurusu yapmamıştım. Sadece iş aradığımı, neler yaptığımı ve yapacağımı anlatan bir yazı yazmıştım.

    Daha sonra o yazıyı okuyanlar arasından iş veren olan üç dört kişiden geri dönüş aldım, kahveyi çok sevdiğim için bir kahve mağazasında çalışmayı seçtim. Ve işten ayrılırken bile yaklaşık bir yıl sonra hala o yazı hakkında konuşuyorduk bölge müdürüyle.. Ve bunun gibi bir sürü şey.. :)

    Çok güzeldi, teşekkürler Tunç :)

  37. Uğur Özmen

    Söylediklerin çok doğru…

    İşe alma kararı şöyle veriliyor. Önce gelen CV’ler ayrılıyor. Okunacaklar, okunmayacaklar… Birkaç saniye göz atılıyor… İki kutudan birine koyuluyor. Sonra, “okunacaklar” kutusu yeniden ele alınıyor. İşte o noktada birkaç dakika daha var.

    Onlardan bazıları “görüşmeye çağırılacaklar” listesine giriyor.

    :-P

    Kendi markasını kendisi yönetmek isteyenler, ancak bu son listeye girerlerse işveren (veya temsilcisinin) karşısına geliyor.

    Bunları bilerek, yukarıdaki yazıyı tekrar okusunlar
    :-)

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir