“Led Zeppelin, Pink Floyd, Metallica. Bunlardan birinin konserinde ve kulisinde olmak.”
“Nefesimi Kesecek Anlar…”da yazmışım zamanında. Listeden biri gerçek oldu. Kulis kısmı olmasa da, Metallica İstanbul konserini önlerden izleme fırsatı buldum.
Konseri özetliyorum: muh-te-şem! Anlatmaya kelimelerin yetmediği, yaşanılması gereken… Bittiğinde pek bir şey hatırlamadığınız ama yaşadıklarınızın esasında beyninizin derinliklerine kazıldığını bildiğiniz anlar.
Bu adamlar yaşlanmıyor mu? Veya bu adamlar sahne performansından zaman içinde bir şey kaybetmiyor mu? Hayır; kaybetmiyorlar.
Çünkü aşıklar yaptıkları işe…
Şunu kendime dediğimi hatırlıyorum sadece: “N’olur tanrım, bir kez daha hayata geri göndereceksen beni, müzisyen olarak gönder, rockçı, metalci; her neyse!”
Konserden ayrılalı saatler oldu sadece. Sıcağı sıcağına ve bu kadar hızlı yazdığım ender yazılardan biri bu. Biliyorum, bu göreceğim son Metallica konseriydi. Nefesimin kesilmesi o yüzden belki de.
Düşünsenize; kırk binden fazla kişi var Ali Sami Yen’de. Ankara’dan, İzmir’den, Adana’dan, Eskişehir’den gelip, sabahtan sıraya giren… Hatta İsrail’den, İran’dan… Hepsinin tek isteği bu olaya canlı tanık olmak. Metallica’yı yaşamak…
Ne mutluyduk. Hem sahnedekiler, hem izleyenler. Çekilen tüm eziyete değmiş gibiydi solunan hava.
Onbinler… Hepsi çılgınca söylüyorlar bir ağızdan; “creeping death”, “nothing else matters”, “master of puppets”, “fade to black…” Bitmesin, devam etsin sabaha kadar desek de bitti az önce. Her şeyin sonu gibi.
Sahnedesiniz; binlerce hayranınız eşlik ediyor size. Hepsi sahnede sanki. Hepsi yaşıyor o anı doyasıya. Ve siz görüntüde işinizi yapıyorsunuz. Hem motivasyonunuz, hem cebiniz tavan yapmış durumda.
Bu nasıl bir mutluluktur, nasıl bir tatmindir, nasıl bir hazdır?
é!M^+%&/0*=?Eé!T^+%&/A*=?L–=!L^+%&/I)=?&C=!A^+%&?
Tyler Durden’in dediği gibi, birileri bizim bir gün rock star olacağımızı söyleyerek kandırıyor belki ama, böyle kanmaya da can kurban diyesi geliyor insanın!
Her ne yapıyorsanız; durun sorgulayın n’olur… Sevdiğiniz iş değilse yaptığınız, durun bir nefes alın. Arayın onun ne olduğunu.
Vakit çok geç olmadan!
Yorumlar 35
ve linkini verdiğin fotoğrafta eğilmiş gri telefonla konuşan kişide benim :D
işte bu konserde seni gördük tanıdık ama daha yeni bulabildim bu sayfayı bu yazıyı gerçekten süper bir konserdi her şeyiyle ve ben şu an istediğim işi yapmanın mutluluğu içindeyim gerçektende insanın hayalindeki işi yapması mükemmel bir şey :D
bence de süper walla ben bu grubu çok seviyorum hastasıyım çok degişikler tarzları çılgınca…
İş güç hayat sanırım yaşlanıyorum. Ve artık böyle konserlerle birlikte hayatı da ıskalıyorum.
Tekrar merhaba,
Death Magnetic 12 Eylül’de Türküye’de de yayınlanacak. Bloğumda ayrıntılı bilgileri yazdım. ilk 2 single’ını dinlemek ve promosyonlardan faydalanmak için Mission Metallica üyesi olabilirsiniz. Bilgi için burdan buyrun :)
O değil de; Yüce Pantera’nın yarısını (Phil Anselmo ve Rex Brown) muhteva eden Down sahne aldı o gün. Üstüne basa basa da söylüyorum: “Eşimle yaşadıklarım dışında hayatımın en iyi dakikalarıydı.” ve “Yaşasın hantal metal.”…
Metallica da iyiydi tabii ki. ;)
Sevgiler
Mama said süper bence..
hayatımın en güzel anlarından biriydi… özellikle benim için sürpriz bir olaydı oraya gelebilmem, çarşamba sabahı 5 parasız, kira elektrik ödemiş bünye, keşke gidebilsem diye düşünüyordum, arada internette yapılan bir geyik sonrası kampanya başlattım, tüm arkadaşlara, ulaştırabildiğim kadar kişiye ulaştırdım.. herkes 1ytl versin diyordum… tutmaz ama ya tutarsa diye giriştiydim…
kampanya sonucunda iki 100 bir 10 dört adet de 1 ytl bağışlanmıştı kampanyaya… dönüş biletine de limiti sona dayanmış kredi kartının hediye puanı yetince kalmamıştı engel…
konsere sabah 10 da geldim, arkadaşlarla oturduk samiyen önünde.. kampanyadan alınan 15ytl lik freeshoptan bulduğum en ucuz iskoç viskisini içmeye başladık. ama herkes saha içi benim numaralıydı bilet, karton hazırladım takaslık bilet diye… ses çıkmadı. kara borsacılara gittim, burun kıvırdılar.
biraz ilerde iki emo, sevgililerimizden ayrıldık bilet satıoz, kahrolsun bu kızlar dedi. kahrolsun dedim bende.. sordum ne kadar? 50… tamam alıyorum derken, kahrolması gerekenin kızlar değil fırsatçılar olduğunu anladım. 55 dedi kel kafalı bi abi… 60 ver sana veriim dedi emokid, çıkardım parayı, son 60 vardı cepte…. tam tuttum bileti, bu kel 65 verdi… o bilet elimden kaydı gitti =/
sonra bir karaborsacı yanaştı, bilet mi lazım? takas etçem ama dedim, kimse almıor numaralıyı dedi. e üst kat, hemde en ön sıra dedim… almadı. 20ytl veriim üstüne dedim, kurtarmaz ama maksat hayır olsun diip verdi bileti.. (hayır olsun ne dielim =p )
sonra baktım gruptaki arkadaşlarla kapılar ayrı… 3ümüz stadın sol tarafından giricez, gittik sıraya.. iyiki de gitmişiz, ilk açılan kapılardan biriydik. koştuk en öne, oturduk demire… sonra grubu toparladık…
swordu izledik önden. ama sonrasında nasıl bir sürü psikolojisine kapıldıysak, bi arkadaş çıkmaya başladı, çıkalım dedi, yanımdakiler de çıkmaya başladı kalabalığı yararak.. ben de sürekli sorgulamama rağmen çıkmaya devam ettim.. çıktık en önden, ben neden soruma tatmin edici bi cevap bulamayınca sinirlendim.. ve ağlamaya başladım, görünmesin diye de uzaklaştım gittim.. ama durmuordu. e sen çocukluğundan beri dinle, 3. sünde yakala grubu, taa kıbrısdan mucizevi bi şekilde gel. ve en öne kadar ulaşmışken çık yerinden… çok oturdu.. pentagramda sakinleşmeye çalıştım sağda solda..
down için önlere gittim, baya bi yardım.. en son demirle aramda 3 kişi vardı. durdum ilerlenmiyordu daha.. ama down konserini hayal meyal hatırlıyorum.. çökmüşüm yere sonrasında uyumuşum bi yarım saat oturduğum yerde..
uyandığımda çevreme baktığımda gördüğüm manzara ise unutulmazdı. tamamen dolu bir saha içi, tamamen dolu bir ali sami yen cehennemi.. tribünden gelen seslerden deplasman baskısının ne olduğunu anladım.
alisamiyen’de izlediğim maç sayısı 5-6 dır. ama özellikle bir barcelona maçım vardır, 2-1 yenilip berbat oynadığımız. çok sinir olduydum, tribünlerde sıfır tezahürat. o geldi, bu taraftar la o maçı bile kazanırdık =) o da alisamiyen mucizelerimden biriydi. 2 gün öncesinde tanıştığım bir uzak akrabamın, ağzından çıkan bir sözü sonrası kapıda 4 katına alınan biletlerle girilip izlenmiş bir maç… unutulmazımdı ama.. zaten o stad =))
ama o staddaki taraftarları hiç bu kadar güzel görmemiştim.. bu seferkiler metallica taraftarıydı.. formalar siyah, forma yazıları beyazdı. kafamın etrafında 6 tur meksika dalgası döndü. ağzımdan akan suları kolumla silerken bir anda stad karardı…
ondan sonrası anlatılacak birşey değil… sadece çıkarken staddan bi arkadaşın bomba patlamış demesiyle kendime geldim. o bomba da ali bulaç gibi denyoların oyuncağı oldu ya, allah nasıl biliyorsa öyle yapsın bu zavallıyı da..
neyse, altına bi iki satır yazıyım dedim, bunlar çıktı.. ne zaman istiyordum yazayım da başlayamıyordum… şimdi durmassam tüm blog u ele geçiricem, ondan duruyorum =)
konserin ses kaydını elde ettiğimiz şu günlerde seyircinin ne kadar dehşet bi performans sergilediğini bir kez daha görmüş olduk tek kelimeyle mükemmel ama metallica için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim konser esnasında farketmedik ama kayıtlar gelince parçalarda baya hata yaptıklarının farkına varıyoruz ama olsundur süper konserdir metallicadır inş bi daha yaşatırlar o tarifi zor geceyi….
Hakkaten de kelimeler yetmiyor bu olayı anlatmaya… Ben de uzun uzun yazmak yerine nasıl olsa herkes bişeyler yazdı diyerek kendi çektiğim bir kaç fotoğrafı eklemiştim bloguma bir kaç gün önce..:)
geliyorlar gelmiyorlar gercek mi derken harbiden geldiler, hem de acayip geldiler. olmeden 1 kez izlermiyiz derken muhtesem bi konser verdiler. biz bu heyecanla stada epey bi erken gitmisiz. baya bi sırada bekledik ama herseye degermis :)
metallica, seyirci, stat, sahne, setlist… hersey süperdi. inanilmazdi gercekten (gidemeyenler oturup ağlasin :p) ozellikle james’in performansi ve setlist beni inanilmaz costurdu. bu geri donus sinyalidir umarim :)
tunc abi senle de konserde bulusamadik bi turlu. aksilikler ust uste geldi. bidahaki gelislerinde beraber izlemek dileğiyle…
walla tunc bey yazının basında metalıcanın konserını yakından ızleme fırsatı buldum dıyon ammaaa :) resımlerde aranızda yaklasık 2 km fark war ne olcak :)) saka saka abım guzel ama benı de goturecektın dabı qelseydım pufff :( neyse kısmetse baska 1 sefere :S
merhaba,
rock tutkusu bambaşka bir şey. bunu yaşayan bir oğlum var. hayatında 3 önemli şeyi var. 1. ben 2. bilgisayar 3. rock (metellica). biletlerini okul kapanmadan aldılar ve iskenderun’dan sadece bu konser için 10 saat ayakta beklediler. bu sevgiyi yaşayan ancak anlayabilir.
gençleri anlamak lazım. tutkularını sevgilerini özgürce yaşayacakları ortamlarda bulunmalarını sağlamak lazım.. ben de seviyorum ama oğlum kadar değil. Pink Floyd dinlerdik önceleri. galiba hata bizde, zaman bulamıyoruz. geçiştiriyoruz. sevgilerimize zaman ayıramaz olduk.
resimleri gördüm. harika bayıldım. oğlum sitesine eklemiş. ve galiba siz çekmissiniz. teşekkürler.
sa
Merhaba. Bu kadar Metallica sever bir arada bulmuşken ben de küçük bir hatırlatma yapmak istedim.
Son albümlerinde beklenen hareketi verememişlerdi ama Eylül de piyasaya çıkaracakları Death Magnetic ile iddalı geliyorlar. Türkiye’de albüm avrupa dağıtımıyla aynı anda çıkacak. Bilenler bilmeyenlere söylesin :) Bloğumda albümleri ile ilgili gelişmelerin haberini vermeye devam edeceğim. Merakla yeni albümü bekliyoruz.
Konser bence de süperdi.
Hz. Pink Floyd. Daha ne yazayım usta.
bir daha gelecekleri umarım gerçek bir olasılıktır;) öğrenci hayatı içindeki olumsuzlar orada değildim ama çok şey kaçırmadım (kendimi avutuyorum) çünkü ben hayran olduğum grubun en son sırtıdayım haggard bizden biri gibi konser bitiminde sahneden inip bizimle takılmışlardı.
SEVDİĞİMİZ işe gelince bize öğretilen doğrular yanlış çıktı. çünkü birer korkak olarak yetiştik “sen yapamazsın”, “o işte para yok- aç kalırsın”, “önce mesleğini eline al sonra ne yapacaksan yaparsın”, “lisede biz sayısalcılar hep üstün tutulduk-bu da hoşumuza gitti sözelcileri yeri geldi küçümsedik.” VE ne oldu? kendimizi üniversitede tanıdık ve acı gerçek yüzümüze vurdu.
AMA hayat hizim elimizde sevdiğimiz işi geç bulsakta güç bizde, bir tek üniversitede kaybettiğimiz zaman geri gelmez ama çok şey de kazandırabilir. Her işte zor günler olacak bu da işte bizim avantajımız zor zamanda var olabilmemiz bizi ayakta tutucak…. (çok konuştum, herkese sevgiler.)
Arkeolog olmak istiyordum… Benim gibi adama bu yakışırdı. Universitede hoca olup egitim vermek istiyorum ona az kaldı ama indiana jones’u surekli izliyorum… bıkmadan her bolumunu tekrar izlerim… bilmem anlatabildim mi ?
bu arada… konser çıkışı mutluydum koca bir gülümseme vardı yüzümde annem arayana kadar… (bağcılar devlet hastesinde çalışıyor kendisi) oğlum buralarda patlama oldu akın akın yaralı getiriyorlar…
eve geldim kan revan halindeki insanlar… (tv den gördüğüm kadarıyla)
oysa mutluydum ve yatağa mutlu girmek istiyordum…
lanet olsun teröre… lanet olsun bu insanlık dışı eylemi yapanlara!
meslek seçmekte olan bir gence söylenecek en iyi şey “sevdiğin işi yap” (ben oluyorum bu genç)
biri bana söylesin sevmekten önce parayı üstün tutmayı öğrendim ben… ya da öğrettiler bir şekilde.
ne zaman tersine döner bu (önce sevgi, önce maneviyat.)
hayır hayır, ben pis bir materalist’im ve öyle kalacağım…
Tunç Abi sevdiğiniz işi bulun demişsinde ben bu kelimeleri ne zaman yan yana duysam bir karamsarlığa kapılıyorum. bu sevdigin iş nedir, nasıl bulunur bu konularda biraz bizlere açıklasan sürünmesek bizde sabah 8 akşam 6 işlerinde, böyle kurumsal kurumsal. canımız istediğinde tatile gitsek yayılsak. mavi yolculuk falan şöyle !!
Mükemmel bir gece oldu..
Bilmiyorum, sahneden ayrılırken Ulrich kısa zaman sonra tekrar gelicez falan dedi ama ben kısa zaman da beklemesem de insallah tekrar gelebilirler..
Hem burda konser vermesinden kolay ne var ki, bütün sarkıları biz söyledik zaten :)) James yorulmadı fazla.
Ayrıca Tunç abiye bira için teşekkür ediyorum.. saha içi en öndeydim ;)
Yazdıklarına hep bir ağızdan olmasa da okuyarak eşlik ediyoruz, yaşadıklarımız değilse de okuduklarımız beynimizin bir yerine kazınıyor, tamam cebin tavan yapmıyor, ya da üzerine atılıp bir yandan sarılıp bir yandan parçalamaya çalışan insanlar da olmayabilir “bundan emin değilim gerçi:)” ama Tunç abi sen o sahnedesin zaten :) illa bir şeyler de mırıldanacam diyorsan, buradan ona da eşlik ederiz :)
ağlattın abi ya.. hayatımda hiç küfretmediğim kadar küfrettim kendime.. evden kaçar gelirdim şimdiki aklım olsa.. =\
Seyrettiğin bir konser değil bir “aşk” olunca işin şekli şemalı da ona uygun oluyor. İnsanlar sadece seyretmiyor, yazıyor, okuyor, yorum yapıyor… En önemlisi de düşünüyor ve anlamaya çalışıyor.
İşine aşık herkese alkış (ukalalık etmiş olmazsam kendime de.)
ne kadar muhteşem bir konser olduğunu tahmin edebiliyorum. ama yine malesef ki tatil yüzünden gidemedim. ya bir tatil bir insan bu kadar şey kazandırıp bir o kadar da şey götüremez ki kardeşim… hehe…
en sevdiğim parçaları “One” süper bence…
umarım yaşamımın bir anında o konserlerden birini yaşarım…
tabi onlarda hala varsalar…
@Arzu Kaner 93’teki ilk stadyum konserimizdi yanlış hatırlamıyorsam. Yoksa önce Gun’s mı gelmişti? Belki Michael Jackson da olabilir. Neyse, sıralamayı tam hatırlayamasam da aşağı yukarı aynı dönemdi ve Metallica, bu tür heyecanı yaşatanların ilklerinden biriydi. Kemancı’dan sonra çok iyi gelmişti :)
Bu konsere gitmeyi hiç düşünmedim. Ama gitseymişim fena olmazmış…
Ahh! Konser haberini ilk günden almışım bir hevesle tanıdığım herkesle paylaştım. En öne alıcam diyorum içimden.
Konsere 1 ay kalmış. işte “Ahh!” o bir aya. Biletler tükenmiş..
Gelemedim Metallica affet beni :)
Kısa özet: muh-te-şem! Kesinlikle tam yerinde. İşlerine aşıklar haklısın.
James de fiziksel bir yaşlanma göze çarpıyor aslında ama performans konusunda diyecek tek bir kelimem yok. Lars hala deli, Kirk hala enfes solo ustası…
Bu yazıyı okuduğumda durup kendime yaptığım işe aşık mıyım dedim. 1 saniye bile düşünmeden cevabım evet oldu. Sanırım hayatımdaki başka hiç bir aşk için gece 3’e 4′ e kadar uykusuz kalıp birkaç saat sonra uyanmayı göze almam. :)
Tunç abi merhablar ilk başta, yazın mükemmel olmuş…
Eve geldiğimde her yerim ağrıyordu ama hayatımın tartışmasız en güzel gecesiydi… Öyle bir şey ki bu, öyle dayanılmaz bir his ki, öyle hafif öyle ki sert bir şeydi benim için… Rüyadaydım sanki, ve sonradan sanki sahnedekiler de bizdenmiş gibi geliyor bana…
İnanamıyorum, Metallica karşımda, diyorum ve canlı olarak onları dinliyor, izliyor, hissediyor, yaşıyorum, yaşıyoruz… Hafızama yenilene kadar asla unutmıcam o geceyi, asla…
Bu arada beni hatırlarsın umarım, tam saha içi bölümünün önündeydik, sana sormuştum görüntüleri nasıl alabilirim diye, bu siteyi söylemiştiniz… Sen fotoğraflarımızı da çekmiştin.. Bilmiyorum, umarım hatırlarsın.. :)
Nickelback – I wanna be a rockstar.
Durumumuzu özetleyen şarkı budur kanımca :)
Metallica yine full çekti konser başarılı idi ama eğer derinlemesine düşünürsek bu organizasyonu müziğin evrenselliğinden çok kültür emperyalizminin meyveleri olarak düşünebilir miyiz?
Bu sefer gidemedim ama ilk konserini hala hatırlıyorum, bir gün öncesinden inönü stadına gidip sabahlamıştık. Bir sonraki gün konser bittikten sonra eve dönerken yorgunluktan ayakta durmakta zorlanıyordum.
Söylediğin önemli bir şey var; “aşıklar” evet hayatın kendisi bu zaten. Aşık olabilecek bir şeyler bulabildiğimiz sürece hayatı gerçek anlamda yaşayabiliyoruz.
Sevgiler..
eveeeettt:)) Ben de eşimle birlikte taaa 2 ay öncesinden biletlerimizi alıp heyecanla bekledik 27 Temmuz gününü.. İlk konserine paramız olmadığı için (daha lise yeni bitmiş:) ikinci konserine abuk işlerden vakit bulamadığımız için gidememiştik.. Ama üçüncüsü kaçamazdı:) Tüm işlere, yoğunluğa yani hayata ara verip bebeleri de anneannelerine bırakıp 26 Temmuz gününden kaçtık İstanbul’a:)
Eski Metallica t-shirtlerimizin içine artık sığamasakta yol boyunca eski albümlerini dinleyerek havaya girdik:)
Biz en arka orta tribünden izledik ama o devvvv ekran sayesinde sanki diplerindeydik:)
Beni en çok etkileyen an Master of Puppets’ı 50.000 kişi ile birlikte söylemek ve statın inletildiği andı..
Umarım dördüncü konsere de bizim eski t-shirtleri giydirdiğimiz iki oğluşla gideriz:)))
boynum ağrıyor :)
you know why i’m here… yeeaah yeaaah…
iki türlü yaşlanma var herkesin bildiği gibi, fiziksel ve mental.
ama bu adamlar her ikisinde de bırak yaşlanmayı, gençleşiyorlar sanki…
sevdiğiniz işi yapın, nefes alın demişsiniz ya, aklıma kevin costner’ın guardian filmi geldi. orada bir sohbet vardı bar sahnesinde. özü aklımdaydı ama tam sözlerini de buldum… ben ve maggie’nin konuşması:
ben: biz hangi arada yaşlandık?
maggie: ben hep yaşlıydım, ben. gerçi, biliyor musun? dert etmiyorum. kaslarım ağrıyorsa onları kullanmış olduğum için. yürümek zorsa, her gece beni seven adamın yanına uzanmak amacıyla yürüdüğüm için. tek tük kırışıklıklarım var, ama güneşli günlerde binlerce göğün altında yattım. böyle görünüyor ve hissediyorum, çünkü içki ve sigara içtim,… …yaşadım, sevdim, dansettim, şarkı söyledim, terledim. yolumu oldukça güzel bir hayattan yana çizdim, bana sorarsan. yaşlanmak kötü bir şey değil, ben.
gidemeyenler için kutsal bilgi kaynağım ekşi’de paylaşılmış fotolardan bazıları; 1, 2, 3, 4, final, yeahh yeahhhh ….
elbette bu güzellikle birlikte keşke o anlarda güngören’deki o acı olay olmasaydı :(
sevgilerimle.
Sevgili Tunc, dusun ki biz bunu yillar once yani Metallica ilk geldiginde (sanirim 1993?) yasamistik ve sanmistik ki gercekten sahneye cikmayacaklar :-) yani o yillarda saka gibi gelmisti Metallica’nin konser verecegi :-) Ve konser sonrasi Metallica basin aciklamasi yaparak, simdiye dek verdikleri en iyi konser oldugunu ve gittikleri hicbir yerde tum sarkilarinin tek bir agizdan soylenmedigini, bunun ilk defa Istanbul’da oldugunu soylemislerdi :-)
Bu konuyla ilgili bloguma bir yazi yazdim ama benimkisi daha cok gecen gunki Metallica konser oncesi goruntuleri ile ilgili medyanin yansittiklari ve carpittiklari ile ilgili.