Su siralar 2006 yilinin ilk tatilini yapiyorum. PSV – Galatasaray macini bahane ederek Amsterdam’a geldim. Meger ne guzelmis tekrar uzaklara kacabilmek, bir haftaligina bile olsa…
Tatildeyken internet cafe’de bir bilgisayar karsisina gecmemi saglayan ise “Free Hug” [Bedava Kucak] olayi. Hani ilk kez sevgili Mehmet Dogan’in blogunda okuyup da gecenlerde Fikir Atolyesi’nde “Yorum Paylasim” ile altini cizdigim konu…
Okumaya devam etmeden once ‘yazinin devami’ndaki muhtesem videoyu bir izleyin. Biliyorsaniz da sorun degil, bir kez daha izleyin, inanin deger.
Ben de Amsterdam’da bir benzerini yaptiklarini gorunce, yolumu degistirip gidip bedava bir kucak aldim, hem de kocamanindan!
Youtube’daki bu video onlari da etkilemis ve daha onemlisi harekete gecirmis. Soyledikleri su: “Amsterdam’in da boyle bir seye ihtiyaci vardi. Fark ettik ki, git gide uzaklasiyoruz birbirimizden. Ici sevgi dolu ancak bunu gostermekten cekinen, hayatimizda ilk defa gordugumuz yuzlerce kisiyle kucaklasiyoruz hergun. Sanki yillarca birbirimizi taniyormus kadar da icten.”
Bayramda umarim hepinizin kucaklasma sansi olmustur sevdiklerinizle. Iste sadece bu yuzden bile olsa bayramlar cok guzel.
Simdi lutfen bunun tekrari icin bir sonraki bayrami beklemeyin. Cikin ve ozellikle de arkadaslarinizdan, dostlarinizdan ve ailenizden baslamak uzere; ne kadar cok sevdiginizi soyleyin onlara, onlarla ne kadar cok gurur duydugunuzu…
Gunun sonunda bu hayatta hepimizin en buyuk beklentisi; sadece yurekten gelen bir “sevgi” degil mi?
Yorumlar 28
sanırım bu insanların nesli artık tükendi..
Pingback: Çek Bir Kıyak, Faili Meçhul Olsun…
Pingback: Faili Meçhul Kiyak « HAKAN BAHADIR Official Website
bazı fikirler var ki modası gecmez.. bayatlamaz.. free hug da öyle… kucaklamayı ve kucaklanmayı sevdiğim sürece… bunu yapma fikrinide sevecegim… tercigim elimde free hug tabelası olmadan birilerinin buna cesaret edebilecegi / edebilecegim günleri görmek..
niye içimiz hala sıcacık hep bunu düşünüyorum :) buna seviniyorum..”Herşeye ragmen Maratonu” gibi…uzun soluklu ve kaybetme riski yok…
Sevdim sizi.. ne şanslıyım…
Pingback: FMK Hareketi! «
Pingback: Faili Meçhul Kıyak (FMK) Hareketi | Oralı
Pingback: Faili Meçhul Kıyak! « Semih
Pingback: Faili Meçhul Kıyak!
Pingback: takımdan ayrıyız düz ko$uyoruz » Faili mechul kiyak insani
Pingback: Mutkus © 2009 | Kişisel Blog » FHK - Faili Meçhul Kıyak {Fikiratolyesi}
Pingback: Fikir Atolyesi Faili Meçhul Kıyak!
Harika bir olay gerçekten. cesaretim olsa ben de Türkiye’de yapabilsem keşke bunu. Bedava kucak, bedava mutluluk.. Daha ne ister insan.
Pingback: Bedava Sarılmak // Free Hugs - Jegraphy Fihrist
Pingback: Benim Beyne Bir Günceleme Gerek! | Fikir Atölyesi
Avrupa’nın entellektüel görünümlü, birbirinden kopuk, sevimsiz ve soğukkanlı duruşuna tezat oluşturan “free hugs”, aslında her zaman cana yakın olduğumuzu düşünen biz Türkler açısından burada olsa acaba “free f.ck” olur mu düşüncesine dönüşebileceğinin ironisi içimde garip bir buhran oluşturmaya yetiyor.
Birey olarak hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.
Gerçekten de güzel bir video, bizimle paylaştığın için kucaklıyorum seni, kucaklıyorum çünkü Türkiye’nin de yakında buna çok ihtiyacı olacak. Çünkü Türkiye’de de insanlar yavaş yavaş sevginin önemini unutmaya başladı.
Bunu görmenin en basit yolu iste şu örnekler; bayramlarda sevdiklerimizle görüşmek için can atıyor muyuz? Birçoğumuz hayır. Birçoğumuz onları kucaklamak için evlerine gitmeye bile üşeniyor… Ahh nerede o eski komşuluk ilişkileri demiyor muyuz zaman zaman? Birçoğumuz diyor. Birçoğumuz diyor çünkü artık kalmadı insanlarımızda o eski dürüst komşuluklar.
Peki ya bunları kendi kendimize ya da bir başkalarına soruyoruz da, en ufak bir şeyler yapıyor muyuz sevginin ve dostluğun kıymetini yitirmemesi için…
Gerçekten muhteşem, videoyu izlerken bile insan gülümsüyor, kaygısız artniyetsiz kucaklaşabilmek çok güzel olmalı.
Aslında çoğu zamanda bizlere sorun yaratan biziz yani insanlar; ailemizden, okulumuzdan, işyerimizden olsun insanlarla sorun yaşasakta, bizleri rahatlatacak yine onlar ama biraz aynı pencereden bakmaya bilsek, biraz empati kurabilsek, hem birbirimiz daha iyi anlayacağız, hemde sebepsiz kucaklaşacağız bence.
Bende Bitane o Free Hugs’ den aldim…
:)
Cok hos dusunmusler gercekten,
heryerde savas ve kavga var…
Hollanda’daki insanlar yolda yururken birbirlerine gulumsemeyi ya da selam vermeyi bile unutmuslar.
Ve boyle bi pankart gordugun zaman sanki etrafindaki insanlar birbirlerini farkediyor gibi.
:)
Sadece Amsterdam’da değil, Hollanda’nın diğer şehirlerinde de ‘Free Hugs’ vardı. Ben geçtiğimiz ekim ayında Apeldoorn’da karşılaştım. Gerçekten çok sevimli…
Akşam akşam yüzüme bir tebessüm gelip oturduysa sayenizdedir. Güzelim memleketimin, muassır medeniyetler seviyesine ha ulaştık ha ulaşacaz derken kaybettiği değerler sayesinde bugünlere geldik… Belki GSMH bakımından değil ama insani değerlerimizi kaybetmek bakımından artık muassır medeniyetlere yetişmişiz… Bravo bize…Videoyu izlerken şöyle hasretle en son ne zaman sarıldım birine diye düşündüm… Uzuun zaman olmuş.
İçten, sımsıcak bir ‘Kucak’ nekadar anlamlı ve ihtiyaç değil mi? Bir an için bile olsa insana kendini iyi hissettirecek, belki bir adım sonra olacakları deiştirebilecek bir olay.
Videoyu izlerken bunu yaşadığım bölgede yapsam acaba nasıl karşılanırım diye düşünmeden de yapamadım :) Darısı sokaklarımıza..
Paylaştığın için teşekkürler Tunç..
Aslında bizim olanı başkasında gördüğümüz zaman farketmek bizim olduğunu, kendi kültürümüze ne kadar yabancılaştığımızın bir kanıtı değil mi? Ramazan bayramını şekerleştirmekte de üstümüze yok; beleş kucağa değil lafım, beleş kucağı şık bir ambalajda görünce bizim yerli malı kucaklaşmalarımızı unutmuş olduğumuzu hatırlamamıza:)
Mükemmel Sevgili Tunç,
İş yerine gelmiş ve içinden yapmak istemediği şeyleri yapmak zorunda kalan biri bu yazıyı okuyunca aslında en temel sorunun yanıtını buluyor. “İnsan ne zaman mutlu olur?”
İnsanlar aslında istedikleri şeyi yapınca mutlu oluyor, yani kalıpları kırınca, bize öğretilenlerin dışında bir şeyler yapınca. En önemlisi de bunları yapmak isteyince.
Sen “Free Hugs” yazılı pankart olmadan bizlere “Sevgi Kucağı”nı tattırdın…
Hepimizin varolduğunu bildiğimiz, fakat zaman zaman hissedemediğimiz duyguların fiziksel olarak algılanmaya çalışılması ve sahip olunduğunda yaşadığımız müthiş haz. İşte bu “yanında olmak” ihtiyacı, nerde nasıl karşılanırsa karşılansın, yüzümüzde o sıcacık ve içten gülüşün oluşmasını saglıyor. Tıpkı Tunç senin suratındaki o içten gülümseme gibi. Bu içten ve sıcak duygulara sahip olmak, işte bu kadar basit bir şekilde hissedilebilir, hissettirilebilir… :)
Bu Amsterdam’lılar coffee shoplarda kafayı çekip çekip sarılıyorlardır birbirlerine kesin ama sende bu sevgi paylaşımına katılarak en iyisini yapmışsın. Benden de kucak dolusu sevgiler :)
Öncelikle iyi tatiller sana Tunç. Bunun kitleselleşmeye başlaması oldukça ilginç. Aklıma Leo Buscaglia’nın kitapları geldi. “Asansörde gördüğün ve hiç tanımadığın o kişiye merhaba de” diyordu. Türkiyeden kalk git, Amsterdamda hiç tanımadığın biriyle kucaklaş. Yeni kuşak ve internet kitlesel barışı geri getirebilir mi diye düşünüyorum! Ya sevgiyi? Kimbilir, internet sanılanın aksine sosyalleştirme işlemini hızlandırmış bile olabilir.
Hayatta önem verdiğimizi “söylediğimiz” şeylere ne kadar az zaman ayırıyoruz!? Hep “başkaları” yüzünden…!Yanındakini kolayca kucaklamanın hayatı ne kadar yaşanır kılabildiğine ben de Küba’da şahit olmuş, çok etkilenmiştim…
…
Bayramda bahsettiğin fırsatı benim de yaşama sansım oldu. Sarılmak belki de binbir söz söylemekten daha etkili ve gerçek…
Ama bilirsin adetlere göre bayram’da; there is no any “free Hugs”