27

Hakkımda Bilmedikleriniz

Teknoseyir‘den sevgili Hasan mim‘lemiş beni…

Yurtdışında bir blogcu başlatmış, Türkiye’ye ise Gürkan Yeniçeri ile sıçramış. Kendiniz hakkında bugüne kadar çok konuşmadığınız ve dolayısıyla da pek bilinmeyen beş özelliği paylaşıp başka blog yazar arkadaşlarınızı mimliyorsunuz.

Bu bir oyun; amaç eğlenmek… Eğlenirken de arkadaşlarınızı bilinmeyen yönleriyle daha yakından tanımak.

Benim mim’lediklerim ise Sevgili Ali, Hatice, Pino, Gaye ve Selim… Merakla bekliyoruz sizlerin pası almanızı.

Şimdi gelelim kendi hakkımda çok konuşmadıklarıma:

I.) Bir itiraf: Eskiden Fenerbahçe’liymişim!

Baban hangi takımı tutarsa sen de genelde o takımın taraftarı olursun ya (mecburen!), ben de işte bu yüzden ortaokul birinci sınıfa kadar Fenerbahçeliymişim. Ne zamanki Ali Sami Yen stadına çok yakın bir eve taşınmışız, hemen tüm Galatasaray maçlarına gitmeye başlamışım. Kendi isteğim ve rızamla aşık olduğum renklere karar verebilmem 11 yaşıma denk geliyor. O günden beri de İstanbul’da kaçırdığım maç sayısı çok az.

Renklere olan (yönetime değil) aşkım 3 sene önce biraz daha ileri gidip beni Galatasaray’ın Kongre Üyesi de yaptı. İleride (arzu ettiğim yönetim ve düşünce şeklinin hayata geçebileceğine inandığım noktada) yöneticilik de dahil kulüpte aktif sorumluluk alabilirim. İşte öyle bir şey hayata geçerse bu yazı başıma bela olabilir :) (Olsa da yazı silinmez!)

II.) Açlık Fobisi

Üniversite yıllarında başladı ve azalsa da halen devam eden bir fobi bu. Öğrenci yurtlarında kalırken akşam yemekleri saat 6’da verilirdi. Ve ben geceleri uyumadan önce deliler gibi acıkır ve odada yiyecek birşey bulamazdım. Daha sonra o beş dakikada yapılan peynirli makarnayı keşfetmiştim. Peynirli makarna daha sonra rüyalarıma girerdi.

Bugün de acıkma sinyalleri gelmeye başladıktan sonra en fazla yarım saat içinde birşeyler yemeliyim. Şimdi bu tip durumlar için ıvır zıvır dolabım hep dolu…

III.) 5.5 kilo Doğmuşum!

Bugünkü zayıf halimi bilenler için en şaşırtıcı şeylerden biri bu olsa gerek. 5.5 kg’luk bir bebek nasıl taşınır, o doğum nasıl gerçekleşir? Zavallı (rahmetli) annem!

babytk.jpgTek kaşıkla yedirildiğimde kaşık doldurma süresine dayanamadığım için aynı anda 2 kaşıkla mama yedirirmiş annem… Kilo yüzünden dizlerim üzerinde duramaz ve evde “yastık” muamelesi görür, nerede bırakılırsam orada kalırmışım. 1 yaşına geldiğimde hiçbir emekleme emaresi olmadığı için doktorlar perhize sokmuş.. Ancak işe yaramamış. Gerçek anlamda zayıflamam ise (bu sefer de iskelete dönmüşüm) 1.5 yaşlarında Türkiye’ye döndüğümüzde, Afyon’da geçirdiğim ağır ishal sonrası olmuş.

Bu şişman bebek aynı zamanda ablama da ilk doğum günü hediyesi olmuş. İkimizin de doğum günleri tam bir sene ara ile aynı gün: 20 Nisan. Babanın makina mühendisliği işe yaramış!

IV.) Haylazlık

Çocukken mandalina tutkum vardı. Bu yüzden eve de kasa ile alınırmış. Bir gün misafirliğe gitmeden (orada tutturmamam için) annem yine bir sürü mandalina soyup yedirmiş. Fakat ikramla yetinmeyip ben daha çok mandalina isteyince annem dönüşte tam bir kasa mandalinayı soyup zorla yedirmiş bana. Yetinmeyi bilmeyene döve döve 1 kasa mandalina!

Spagettiyi ellerimle sıkar, parmaklarımın arasından fışkırtarak yermişim. Bunun üzerine annemin her popoya vuruşundan sonra “acımadı ki” diye gülmekten dolayı daha da çok dayak yermişim.

Okul servisinde muavinliğe çok özenirmişim o sıralar.. Hareket halinde yarı açık kapıdan bele kadar sarktığım anlardan birinde de kapıdan düşmüşüm zaten.

İkna becerilerim de sanırım o yaşlarda gelişmeye başlamış! Okul çantamı hergün başka bir çocuk taşır, ben sokaklarda azarken onlar çantamı bizim eve götürürmüş…

V.) İki Defa Ölümden Dönmek

Biri arabayı arkadaşım kullanırken. Eskişehir-Bilecik yolunda kaygan yol yüzünden başka bir araba ile kafa kafaya çarpışmış ve maalesef karşı arabada ölümler olmuştu. Üzerinden 15-20 yıl geçmiş olsa da, o kaza anı ve sonrası, zihnimde hep çok taze. Aracı kullanan ben olmasam da, çok acı çektiğim, ruhumda derin yaralar bırakan çok talihsiz bir olaydı.

İkincisi, yaklaşık 10 sene önce, benim (cehalletle alkollü araba kullanıp) bir duvara çarpmam ve dişlerimi direksona çarpıp bayılmam. Sabaha karşı ve tek başınayım. Beni ne kadar zaman sonra nasıl buldular, hastaneye yetiştirdiler, kaza nasıl oldu… Hafızamdan tamamı silinmiş. Oysa çok bilmek, hatırlayabilmek isterdim ne olduğunu. O durumdayken arka bagajdan laptop bilgisayarın çalınmış ve bir ay hastanede menenjit tedavisi gördüğümü ise çok net hatırlıyorum. (Sanırım deliliğim biraz da bundan kaynaklanıyor!)

Yorumlar 27

  1. Mücahit Çalışkan

    Önceden fenerbahce li olupta sonradan Galatasaray a gönül vermeniz çok doğru bir karar olmuş Tunç bey :) gerçekten okunası bir yazı ayrıca,teşekkürler.

  2. sz

    maç galatasaray sutopu takımının ise ya adalar takımına karşı ya da ihtisasa karşı oynamıştır.
    sizlerle aynı maçda olmuş olma ihtimalim yüksek! gs sutopu maçlarını kaçırmazdım- zira ben o aralar galatasaray takımı için yüzüyordum:))

  3. Hayati

    bi de kabatas erkek lisesinde iken hayatimdaki ilk sutopu macina tunc’la gitmistim.

  4. toprak

    yazdiginiz yazi benide kendi cocukluguma götürdü. sanirsam dokuz yasindaydim abimin arkadasi bana bir kitap hediye etmisti. okudum ve son sayfayi kapattiktan sonra sanki icimde bir seyler degisti. “hayat gel üstüme senden korkmuyorum” dercesine cesaretlenmistim. ömrümde bir daha asla yasayamadim bu hissi ve sanirsam yasayamayacagim da malesef.

    benim tutkum un helvasiydi cocukken. bir defa bütün hepsini gizli gizli tek basima yedim. annem cok kizmisti. ama tabakta durdugu gibi midede durmuyor meret, o gece cok rahatsizlandim ve annem sabaha kadar nöbet tuttu basimda. o günden beri asla un helvasi yemedim. belki de eski dostumla barisma zamani gelmistir :-)

    ha unutmadan, bu arada tüm KÜCÜK KARA BALIK`lara selam.

  5. gökhan yüksel

    ben seni esentepe orta okulundan tanıyorum. yazdığın hayat hikayeni, basından geçen olayları okuduktan sonra çok üzüldüm.. çok geçmiş olsun.

    rastlantı sonucu sitene girdim, resimden seni hemen tanıdım hiç değişmemişsin.

    hayatında başarılar dilerim.

  6. hilal

    herkezin bi meyve tutkusu varmış demek ki benim de yeşil erikti, hala da çok seviyorum… ne yazık ki çok az bi dönem yiyebiliyorum…

    kendimi bildim bileli fenerbahçeliyim yenilmediğimiz sürece benim için sorun teşkil etmiyor aslında…. dayım sağolsun küçüklükten beri en büyük fener diye diye koyu bi fenerbahçeli oldum…

    keşke hep küçük kalsaydım diyorum bazen… (sanırım başım sıkışınca ve sorumluluk almak istemediğimde)

  7. sibel

    Benim de çocukluğum da inanılmaz bi mandalina tutkum vardı, hiçbir şey yemedim mandalina yediğim kadar heralde, kasa değil ama poşetiyle alır kabuklarını da içine soyup hepsini bitirirdim (5-6kg), şimdi de deniyorum bazen ama olmuyor 3-4 mandalina da tıkanıyorum.

    Çok yemek yerdim ben de çocukken (hala çok yerim) gerçi ben hiç şişman olmadım, hala bazen şöle balık etli olmayı umut ederken buluyorum kendimi. Çocukluğunuzla ilgili bölümü okurken geçmişe gittim annem de çok kızardı o kadar yememe sonra karnım ağrıyo die ağlardım e bide ailede kimseye kalmazdı…

  8. Çağrı

    Ben de bir zamanlar şöyle bir şey yapmış(t)ım; O sıralar atari salonlari oldukca revacta idi. Ben de in mekanlari takip edebilmek adina olsa gerek oralarda okul harçlığımı feda etmekle meşgul olmayi seviyordum.

    Günün birinde-yine atari salonundayken- bir de baktim ki okul vakti yakın, bir koşu çıktım ki oradan yoldan geçerken bırakın sola sağa bakmayı şaşı gibi sadece odak noktamı görüyordum ama; bir adet Renault Brodway’ın odak noktası da beni gördü:) O anın etkisiyle hiç abartısız cenin pozisyonunda takribi olarak 4 metre kadar uçuş yaptım ve talih olsa gerek yumuşak bir iniş yaptım:)

    Bu arada uçmak bilinçaltıma o kadar yerleşmis ki… Rüyalarımda hep kanatlandıgımı görüyorum bir kaç yıldır. Hep de uçmayı öğreniyorum… Bana da yorum yapabilir ya da benimle bir şeyler paylaşmak isterseniz hermelankolikaglayamaz@hotmail.com a mail atabilirsiniz…

  9. tamer ünlü

    Sevgili Tunç,

    Ben de geçirdiğin o son trafik kazasında seni ilk bulan biri olarak gözlerime inanamamıştım, aslında çocukluğumuzda daha anlatılacak ne delilikler var heralde sayfalara sığmaz…

    Seni tekrar gördüğüme çok sevindim.

    Sevgiler.

  10. tolga

    Siteni aile araştırmasına başladığım için rastgele buldum. Ben memleketini merak ettim en çok. Seninle aynı soyadını taşıyoruz. Hakkımda bilmedikleriniz köşeni okudum bununla alakalı bir şey bulamadım. Bakarsın akraba çıkarız belli mi olur :) Ama yine de hayat hikayen güzel, siteni inceleyeceğim.

  11. Fatih

    Ha maşallah diyorum abi sana ne diyeyim :) Herşeyi anladım da 5.5 kilo doğman acayip garip bi olay, ya hiç yakıştıramadım o kiloyu, nedense garip geliyor :D

    Ve mimlenme olayı çok güzel, diğerlerini de bekliyoruz artık :)

  12. Özlem Cihan

    Yazarımız iyi de tavla oynar :) Seni Fener maçında düşünemiyorum Tunç…

  13. Mehmet Eskici

    İnterneti ilk düşünen ne düşünerek yaptı acaba ve şimdi neler yapıyoruz bizler.

    MİM’lenme olayı da cidden çok güzel olmuş. Ben bilgisayar ve internet başında çokca vakit geçirdiğim için eleştirilirim; asosyal olacaksın diyerekten ama bir bilseler bu dünyanın güzelliklerini, sanırım asıl sosyallik burada…

    Tunç Abi FB’yi bilirsin, eskiden beri de böyleydi. Bunlar anca çocuk yaştaki kişileri kandırmakla yetinirler, gözünü açabilen doğru yolu bulur… Gözünü açamayan ise ızdırap dolu bir ömür geçirir :)

    Kaza olayları için geçmiş olsun, sonuçlarında sana ciddi birşeyler olmaması sevindirici…

    Benim eskiyle ilgili gizlediklerim genelde suç teşkil eden bir işi yapmak ve bunu saklamaktı… Çok olmuştur çokkk :) Gereksiz yere azar işitmek varken kurtulmak en güzeli idi :)

    Saygılar…

  14. Nilay

    mim’lenme olayı hakikaten güzel olmuş. Tunç Bey geçmişinden bahsederken ben de kendi çocukluğuma döndüm bir anda. Çocukluğumu, bu güne göre şanslı sayılabilecek bir jenerasyonda, 90?larda yaşadığımı farkettim birden. Bugünlerde doğan çocukların böyle güzel anıları olabilecek mi acaba?

    Fikir Atölyesi’ni hazırladığı için de Tunç Bey?e ayrıca teşekkürler.

  15. Barış Baykul

    Tunç abi bu zamanında Fenerli olma muhabbetini duyduğumuz iyi oldu, demek ki Fenerli olduğum için bana kızmanın altında Fenerbahçeye yaptığın ayıbın dışa vuran psikolojik etkileri olsa gerek… :)

  16. Göksel BABA

    Selam abicim, çocukluk yılların gerçekten dolu dolu geçmiş, mandalina, makarna felan :) Şuan da bu kadar eğlenceli geçiyordur umarım. Artık hakkında bilmediklerimizi de biliyoruz.

    Fikiratölyesi gerçekten güzel bir fikir. Sık sık girip bakıyorum siteye…
    See you.

  17. PuccaMuj

    Merhabalar

    İlk deneyimin bende de aynı olduğunu söyleyebilirim..
    Mecburiyet…
    Son yaşadığın ise epey üzücü bir deneyim ne yazık ki; Geçmişler olsun..
    Mandalinaa konusu ise epey komikti.. Hala var mıdır?
    O müptelalık..

    Ayrıca gayet şık bir blogunuz olduğunu ekleyeyim.. Sevgiler.

  18. Murat Kaya

    Çocukken Fenerbahçeli olup da sonradan takım değiştirmek nasıl bir şey? Biraz daha açsaydınız Tunç Bey :)

    Bu arada kaza durumlarını bilmiyordum. Biraz tuhaf oldu okumak. Zira geçtiğimiz sene ben de kaza geçirmiştim. Daha doğrusu bana çarpmışlardı. Ben de onu hatırladım ama seninki daha ciddi bir durummuş. Çok şükür benimkinde insana zarar gelmemişti. Fiziksel olarak. Kafa olarak, tabi can sıkıcı oluyor.

  19. Zeynep Kılınç

    Sizlerin Tunç hakkında yazılanlar dışında bilmediğiniz özelliklerinden bende çok var :)

    Ben de bu oyuna başka birşey ilave ediyorum ve yazardan başka çok az kişinin bildiği başka yeni özellikler de yazıyorum!

    1.) Uyurgezerdi bir zamanlar.. Evin sokak kapısının önünden az toplamadık.
    2.) İlkokul 1.sınıfta, ilk sömestre, her teneffüs benim sınıfıma gelip tüm teneffüs boyunca elimi tutmayı çok severdi, akşam kölem olmayı göze alarak.

    Evet, bana verilen ilk ve en güzel hediyeydi.. :)

  20. Begüm

    Bu oyun epey zevkliymiş, insan hem geçmişi anımsayıp tebessüm ediyor hem de hayıflanıyor…

    Ben küçükken milli felaket gibiymişim… Ağzımdan küfür eksik olmazmış, erkek çocuklarını da büyük bir zevkle dövermişim. Kendi kendime okumayı öğrenmişim ve ağız dalaşı yapmayı severmişim, hep en zor zamanlarda ters köşeye yatırırmışım insanı. Bunun yanı sıra cahil cesaretim varmış ki bir zamanlar hiç boyuma, kuvvetime bakmaksızın o yaşta yüksek bir tekneden atlayıp, mor bir hale gelmişim. Ayrıca kişisel gelişime ilgim ta o zamanlardan belliymiş, okur, yazar, karalarmışım… Büyüklerle daha iyi geçinirmişim. Çocukluk işte…

    Yine öyle cesaretli, tez canlıyım ama gizli limitler, sınırlar var galiba. Büyüdükçe törpüleniyoruz ve içimizdeki çocuk böyle oyunlarda çıkagelip anımsatıyor bize masumiyeti, güzelliği…

  21. Aylak Adam

    Kazalardan dolayı geçmiş olsun dileklerimi ileteyim önce. İkisini de ucuz atlatmışsın.

    Eski bir Fenerbahçeli de olsanız, aynı takıma gönül vermemize sevindim :)

  22. orhan gazi

    Yastık gibi adamsın vesselam sözü senin için denmiş demek ki abim :)

    Bak rahmetlinin bir kasa mandalinayı yedirmesi gibi benim de zamanında yediklerimi kustuğum için annemin kustuğum tüm yemeği kaşık kaşık bana tekrar yedirmesi birbiriyle benziyor :) Sonra hiç kusmamışım ama ehehe…

  23. pino

    Çok hoş olmuş bu oyun. En kısa zamanda ben de yanıtlayacağım bu 5 özelliği..

    Sevgiler..

  24. Musty

    Gerçekten iyi bulmuşlar bu mimleme olayını. Baya kişi biririni tanımış oldu. Bence çok güzel bir uygulama.

    Ayrıca şunu söylemeden edemiyeceğim. Küçüklük resmin ile şu anki halin birbirine gerçekten benziyor :)

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir