2006 yılından beri, her sene sonunda Fikir Atölyesi’de bir şey yapıyoruz. Bu, dokuzuncusu. Biten seneyi değerlendirip, önümüzdeki yıl için ‘kendimizden’ beklentilerimizi paylaşıyoruz. Yorumlarda bizden bir önce yazan kişinin yazdıklarına da bir şeyler diyoruz. İnanın bana, koca bir yılı devirdikten sonra buraya geri dönüp, kendi yazdıklarımızı okumak hem tuhaf, hem de epey eğlenceli oluyor. Şu üç soruyu birlikte cevaplıyoruz: 1.) 2014 denince …
Yedi şey!
Hepsi benle ilgili. Yaşadıklarımla. Belki ucundan işinize yarar. – Kararsız anlarda kendime şunu soruyorum: ‘Altı aylık ömrüm kaldığını bilseydim, neyi seçerdim?’ [Yeter ki o an bu soru aklıma gelsin. Karar nasıl olsa peşinden geliyor.] – Bunaldığım anlarda ise sorduğum şu: ‘Aradan iki yil geçse, ben bunu hala dert eder miyim?’ [Cevap hep hayır oluyor, ben de sokağa çıkıyorum.] – Sürekli …
Deneyim denen kaos!
Yaşanmışlık konsepti ilginç. Deneyim denen şey işte. Okuyarak, izleyerek veya dinleyerek çok şey öğreniyoruz da, neredeyse hiçbiri, biz onları yaşamadan bir parçamız olamıyor. Ne kadar okursan oku, yaşamadan aşkı tanımıyorsun. Veya, ne kadar macera filmi izlersen izle, yüksek bir kayalıktan atlamadan cesaretin ne olduğunu bilmiyorsun. Ciddi bir trafik kazası yapmadan, dikkatli araba kullanmayı pısırıklık saymak da aynısı. Yaşadıkça, bize öğretilenler …
Merak Ettiklerim!
Doğumdan sonra büyümeyen tek organımız ‘göz’müş. Bu iyi de, ey burun ve kulaklar, sorarım size… Ölene kadar genişlemeye devam ediyorsunuz, amacınız ne? İnsan vücudunun %97 mükemmellikte olduğunu düşünüyorum! Mesela, yokluğunda hiç özlenmeyen bademcikler neden var? İlerleyen yaşlarda kulaklarda neden kıl çıkar? Hıçkırık ne iş? Böbrekten, gözden, kulaktan ve akciğerden ikişer tane var… 20 tane de parmak varken; kalp neden tek? …
Sen kimseye kulak asmadan, rüzgara karşı uçabiliyor musun ona bak.
Yerine kimseleri koyamayacağını sanıp, belki de aldandığın kişiler olacak hayatında. Ve sen uslanmadan acı çekmeye devam edeceksin… İşte o zaman anlayacaksın yaşadığın şeyin aşk olduğunu. Sahiplenmeden seveceksin… Unutma ki, sen bile sana ait değilsin. Bakmayacaksın da öyle rengine, cinsine… Gözleri mesela… Yetecek onu deli gibi sevmene… Yolda yürürken kızmayacaksın mesela ona baktıklarında… Hem zaten dert de etme… Bulduğu müddetçe o …