Bu soruya cevap arıyorum, ama tabi ki tüm cevaplarım sorgulanabilir… İnsan beyninin, gelişimine tanıklık edelim; bunu çok da bilimsel esaslar üzerinden yapmayalım (laf aramızda! haddimizi aşmayalım). Evella sağ elinizi, alnınıza götürün, başparmağınız dik durduğunda avucunuzun içinde kalan alın çizgileri bölgesinden, kafatasına geriye doğru oluşmuş, yaklaşık 10-20 cm’lik bölgeye doğru, elinizle tarar gibi ilerleyin, burası bizim için çok önemlidir. Burası, Yüksek …
İki Duvar Var, Ya ‘Ayıp’ Ya ‘Günah’…
Çevreyi algılamak, anlamak ve doğru yapmak, karabasanlar içinde bunalmamak, kim istemez? Çevreyi algılama ve yargılama bilincimiz, çoğunluklu olarak karşı tarafın “davranışlarına” dayanır, kendimizi “niyetlerimizle” değerlendirirken. Kimliğimizi oluşturan, karakter ve davranışlar bütünü, toplumsal değer yargıları içinde sarılıp sarmalanır, kundaklanır, hem de sıkı sıkı. Bizim memlekette, aslı Arapça olan “ayıb” ile, aslı Farsça olan “günah” arasında sıkışan bir halkla iç içe yaşanır. …
Karıştırmayın…
Lütfen, liderlerle hatipleri karıştırmayın, lütfen… Bilir misiniz? İnsanı en çok harekete geçiren duygunun “korku” olduğunu. Benim ülkemde, korkakların sayısı artıyor. Her yıl, her ay, her gün, her saat… Elde ettiği refahın gitmesinden korkan bir “sürü” ile çevrili etrafım, “elden ne gelir ki” cümlesini boynuna asıp da gezenlerle kuşatılmışım. Özgürlük adı altında, inanç adı altında, kara cahil bakışlar arasında, ışık olup …