Son yıllarda merakla beklenen, üzerinde çokça konuşulup yazılan Apple’ın cep telefonu iPhone beş gün önce, Apple’ın kurucusu ve başkanı Steve Jobs tarafından tanıtıldı.
Bunu bir sonraki yazıda ele alacağım… :)
Şimdi size Apple markasının yarattığı fanatik taraftarların yaptığı ilginç yaratıcı uygulamalardan birine imza atan bir Türk gencinden bahsedeceğim.
Adı; Okan Vardarova. Blogları takip edenler onu Tekmetokat‘ın Oky‘si olarak tanıyorlar.
Oky 2 Ekim 2006’da (henüz iPhone’nun ne zaman çıkacağı belli değilken!) ingilizce bir blog açıyor ve Apple hayranlarının geliştirdikleri birbirinden ilginç ve güzel iPhone konsept tasarımlarını yayınlamaya başlıyor.
Site daha ilk günden o kadar büyük bir ilgi görüyor ki, Okan da ertesi günü Zoque forum‘da; “Dün 17.000 tekil ziyaretçi aldım, hesaplarıma göre bugün bunu 2’ye katlayabilir. Böyle bir potansiyel varken bunu nasıl değerlendirebilirim?” diye çok samimi bir tavırla görüş soruyor, tavsiyeler alıyor.
Steve Jobs’ın sahnede tanıtım yaptığı gün 166 bin, ertesi gün ise 483 bin tekil kişi iPhone Consept Blog için ziyarete geliyordu. Ne Oky ne de bizler, onun Alexa Movers & Shakers‘da günün en çok yükselenleri sıralamasında üçüncülüğe kadar çıkabileceğini (yüzde 3.000’lük artışla, haftalık trafikte 160 bin’den 3 bin’e çıkarak) öngöremedik.
Basit bir fikri zamanında görüp farklı bir tasarımla hayata geçiriyor ve başarılı oluyor Okan. Hatta her iyi fikirde olduğu gibi, sonrasında kopya siteler de türüyor.
Bu arada ayda ortalama 150 bin ziyaretçi çeken en büyük Moleskine fan sitesi olan Moleskinerie‘nin sahibi Armand Frasco da (daha uzun bir süreçte) benzer bir başarı yakaladı ancak o zekice bir strateji ile bunu ticari kazanca dönüştürebildi.
Armand sitesinin üçüncü yıldönümde, sürekli büyüyen ziyaretçi sayısının altından artık tek başına kalkmakta zorlandığı için Amerika ve Kanada’da Moleskine not defterlerinin dağıtımını yapan Kikkerland Design‘e giderek onlara kendi sitesi için ortak aradığını söylüyor.
Kikkerland de Moleskinerie fan sitesini satın alıyor. Çünkü hayranların buluştuğu bu site sayesinde müşterileri ile sağlanan samimi diyalogun ikiyüz yıllık Moleskine markasına ve ürün geliştirme konusunda neler kazandırdığının farkında onlar.
Oky’nin ise sadece (şahsen benim hiç ısınamadığım bir sistem olan) Google Adsense’den gelen gelirle yetindiği böylesi fikirlerin daha büyük fırsata dönebilmesi, biraz da bu konuda yönlendirme yapabilecek (sayıca Türkiye’de çok az olan) işin ehli kişilerin ortaya çıkması ile mümkün. Ne yazık ki markaların kendi müşterileri ile olan iletişimini yöneten reklam ajansları, interaktif ajanslar veya halkla ilişkiler şirketleri bile henüz bu fırsatları görebilecek yetkinliğe sahip değiller.
Bırakın onları, Apple Türkiye acaba “Okan Vardarova” ismini hiç duymuş mudur dersiniz?
- Okan hayranlarının tasarım göndermeleri dışında daha fazla katılım için yarışma tarzı interaktif bir uygulama yapabilir miydi? Katılımcıların oyları ile her ay dereceye giren konsept’leri sayfasında öne çıkararak onore eder, daha fazla katılımı teşvik edebilir miydi?
- Gerçek iPhone çıktığında ise kendi sitesinde en çok beğenilen tasarımlara çıkanı karşılaştırıp, işi tasarımcı olan uzmanlardan alacağı görüşleri yayınlayabilir miydi?
- Steve Jobs’a, diğer yöneticilere veya çalıştıkları ajanslarına (ısrarla, yılmadan) mail ile ulaşıp, projesini anlatabilir miydi?
- Dünyadaki hayranlarının ne kadar büyük bir tutku ile Apple’a düşkün olduklarını gösterme adına Steve Jobs tanıtım toplantısında Okan’ın sitesinden bir görüntüyü sunumuna almaz mıydı? (Steve’in tarzı buna çok uygun.)
Şimdi iPhone artık duyruldu. Okan yeni bulacağı fikirlerle sitesine azalacak olan ilgiyi tekrar yukarıda tutmanın yollarını aradığına eminim.
- Bu iPhone’nun özelliklerinin tartışıldığı bir platform da olabilir, çıkanı gördükten sonra farklı bir iPhone’nun neye benzemesi gerektiği konusunda konsept tasarımların gönderilmeye devam ettiği de. Veya “Kendi Telefonu Kendin Yarat” yarışması da…
Apple marka olarak yaratıcılığa ve risk almaya bu denli açık yeryüzündeki ender firmalardan biri.
Armand Frasco’nun yaptığı gibi, Okan’ın da elinde şimdi Apple aşıklarından oluşan bir topluluk var. Bugüne kadar tasarım gönderenlerle, siteyi takip edenlerle. Bunun değeri ise muazzam.
Kısacası Okan kendine hedef olarak Apple’ı almalı, Google Adsense’i değil! Veya sitesine alacağı üç-beş bin dolarlık reklamları değil.
Bunlar bu yazıyı yazarken ilk etapta aklıma gelip herhangi bir süzgeçten geçirmeden kaleme aldıklarım.
Siz şimdi Okan’ın yerinde olsanız neler yapardınız?
Yorumlar 25
oky ye sahibip çıkalım oky lere ihtiyacımız var
gerçekten harika süper bir yazı olmuş
ikinci el veya sıfır apple ürünleri almak yada satmakta zorlanıyorsanız.www.servisbilgisayar.com.tr
Çok güzel bir yazı olmuş.
Benim fikrim eğer sen apple için iyi bir şeyler yapıp ürününü tanıtıp, apple hayranlarını artırıyorsan ve bu adamlar sana destek olmuyorsa köstekleme yoluna gideceksin. Ben şahsen böyle bir bloga ve kitleye sahip olsaydım öncelikle apple ile görüşme yaptıktan sonra halen destek olup daha da geliştirme yoluna gitmiyorsa ürün kötüleme yoluna giderdim. Eğer amaç ticaretse tabii ki. Günümüz Türkiye siyaseti gibi.
Eğer iyilik yapıpta farkedilemiyorsak tam tersini yapmalıyız. Kötülük yapıp farkedileceksin. Muhakkak bir dönüş olacaktır. Domaini sat veya sponsor olalım ürünü iyi tanıt gibisinden…
aklınıza bir şey geliyorsa düşündüklerinizden ibrettir… neler düşünüyorsunuz?? bir düşünün bakalım… bilinç altınızdakiler daha sonradan aklımıza geldiğinde şaşırıyoruz ama halbuki o konuyu o olayı bir ara bayağı bir düşünmüş kafa yormuştuk..
kısacası söylemek istediğim şey bir fikre, bir projeye kafanızı ne kadar yorarsanız ne kadar ilgilenirseniz, o kadar başarılı olursunuz… ama yoğunlaşmak şart…
yaratıcı beyinleri her zaman tebrik etmek lazım ama bu iphone’ı fazla buyutmeye gerek yok bence…
Pingback: Fikir Atölyesi Kahramanları Hayatta mı? (1) | Fikir Atölyesi
Merhabalar, ben de tebrik ederim arkadasi.
Ama bana su blog, google adsense denilen seylerden nasil para kazaniliyor, taktiklerini anlatirsaniz cok memnun olurum, cunku hep okuyorum da bunlari ama bir turlu yapildigi yontem veya zor kolay oldugunu bilmeyince, hep “ne var ki bunda” deyip kaliyor insan. Tesekkur ederim, veya ogrenebilecegim linkler verirseniz…
Oky, düşünmüş ve açık bulmuş. Çalışmış ve başarmış. Tebrikler. Başarmak en önemli şey bence bu… Para mutlaka gelir ve gelecektir de…
Çünkü düşünen beyinler bir kereliğine düşünmezler onların işi de budur zevki de… Golcünün gol atması, aşçının nefis ve güzel yemekler yapması gibi… Düşünür ve zevk alır, öne çıkmak ve para diğer şeyler… Önemli olan o’nun beynini işletmesidir, farklı düşünebilmesidir.
Hayallerini düşünceye dökmek için beyninin kıvrımlarını daha çok çalıştırmak. Tıkanmak, düşünememek, yüksek beyin ısısı, günlerce süren doğum sancıları… Ne büyük bir zevktir o… Fikri üretebilmek… Ama en önemlisi onu hayat geçirmek ve insanlara sunmak. Beğenilmek, takdir, tanınmak…
Oky, bunu başarmış. Para kısmı ise şimdi daha öne çıkacak tabi ki. Çünkü her insanın yaşaması için paraya ihtiyacı var. Düşünen bir insanın ise rahatça düşünmeye. Bence oky, en iyisini yapacaktır kendisi için.
Tebrikler ve başarılar yeni projelerinde…
oky’i tekrar tekrar tebrik ediyorum. Güzel vatanımızdan çıkan yaratıcı beyinlerin dünyayı salladığını görmek kadar güzel birşey olabilir mi? Olamaz…
Bu ürün elimize geçtiği gün hayranlıkla izleyeceğimiz yeni modeller çıktığında iphone’a bu kadar para vermekle yüzümüzde oluşan ifadeyi şimdiden görebiliyorum!
Daha HD DVD’leri boşverin, Dual-Layer’lar yeni yeni meşhur olurken, 1TB (terabyte) kayıt edebilen ve bunu 1GB/saniyede yapabilen DVD’ler yoldaymış!
Iphone telefonu 2008 yilin sonunda Turkiye’de ve Asya’da bekleniyor. iphone.web.tr’yi tuslarsaniz iphoneplaza.nl’ye yonlendirilirsiniz.
iphoneplaza.nl’den iphone telefonu icin isteginizi belirtip kayidinizi yaptirabilirsiniz. Hollanda satis basladiginda iphoneplaza.nl’den herkesten once iphone telefonunuza kavusabilirsiniz. iPhone Turkiye ve Asya’da Avrupa’dan asagi yukari bir sene sonra satisa basliyor. Fiatlari yakinda belli olacak. iPhone’lar simloksuz olacak.
İleriyi gorebilmek, olacakları sezinlemek ve adımları ona gore planlamak ayrı bir yetenek olsa gerek. Okan’ı ben de kutluyorum ve bunun ileride daha guzel basarıların gelecegine dair bir gosterge olduguna inanıyorum.
Ancak herseyden ote, benim en cok sevindigim olgu global bazda yakalanmıs olan bir basarı olması. Uluslararası arenada belki bir cok urunu cok uzun zamandan bu yana yuksek kalitelerde uretiyor olmamıza ragmen, markalasamamıs olmaktan kaynaklanan fasoncu kimligimizi bakarsınız, Okan gibi basarılı insanlarımız ile sanal dunyada degistirme sansımız olur. Basarıların devamını diliyorum canı gonulden.
Ayrıca yorum yapan katılımcıların dusuncelerine katıldıgım bircok nokta var. Mesela aramızda arkadasımızın beklemedigi bir zaman diliminde yakaladıgı yuksek trafigi en verimli bir sekilde nasıl degerlendirebilecegini ogrenebilecegi ve destek alacagı bir birimin olmaması gercekten dusundurucu.
Aynı birime aslında benim de cok ihtiyacım var. Uzun seneler profesyone olarak ust duzey yoneticilik yaptıktan sonra, aslında hic de kullanıcı olmak dısında internet uzerinde herhangi bir gecmisim olmasa da, su an uzerinde calıstıgım bir proje var. Ancak projemin ana temasını tasarlarken ve fizibilitesini hesaplamaya calısırken, gider tarafındaki maliyetleri asagı yukarı hesaplayabiliyorum ancak trafik oranlarıma gore reklam gelirlerimin asagı yukarı ne olabilecegini bilemiyorum.
Bazı yorumların iceriginde Google Adsense’den gelen gelirlerin doyurucu olmadıgı yonunde yazılar vardı. Ancak Sayın Mehmet Eskici’nin yazısında Google Adsense gelirlerinin gayet iyi seviyelerde oldugu yazılı. Bunun hakkında bana gecmis deneyimleri olan arkadaslar bir fikir verebilirse sevinirim.
Bu arada Sayın Tunc Kılınc’ı bu kadar kaliteli ve seviyeli bir platformda bizleri bulusturdugu icin ayrıca tesekkur ediyorum.
Son olarak soylemeden de gecmek istemiyorum. Su an uzerinde calıstıgım ve basarılı olacagına yurekten inandıgım is fikrimi bu sayfalarda okudugum yazıların yardımı ile ortaya cıkardım.
Hepinize selamlar.
okkaraer@onlinetr24.com
Abarmayalım…
bkz: şu video.
Bu cin fikirden oturu Oky’yi gercekten kutlamak lazim. Her ne kadar basit bir cikis gibi gorunse de bana satma fikri mantikli geldi. Internette insanlarin ilgi araligi giderek dusuyor ve uzun sure ilgiyi saglamak zor. Bu tip cin girisimlerde tepe noktadan cikis yapmak mantikli olabilir.
Ayrica Apple’in blogculara bakis acisi ve onlarla arasi oyle super degil. O yuzden Apple’a ulasilsaydi da birsey olmazdi gibime geliyor. Hatta kotu bile olabilirdi, cunku adamlarin ne yapacaklari hic belli olmuyor.
Oky arkadaşımızı buradan bu yazıdan sonra tanıdım, ileriye dönük takip eder miyim; sanmıyorum … Burada hedefim tabi ki Oky veya sitesi değil, sadece benim pek vaktim olmuyor.
Ben de herzaman için çevremdeki arkadaşlara söylerim bu kadar ne kullanıyoruz, 7/24 online durumdayız neredeyse, bu işi biraz da olsa maddiyada çevirecek girişimci ve güzel fikirler ile birşeyler yapmak herzaman düşüncemde… Eminim ki benim de aklıma bir fikir gelecek, boşuna atölyede çalışmıyoruz :)
Oky başarılarının devamını diliyorum, ümit ediyorum ki hakkın olanını ve fazlasını alırsın… Bu arada ben Tunç Abi’nin aksine google adsense olayına katılmıyorum. Gayette başarılı bir kazancı var :)
Apple Türkiye, iplemez mi bu durumu gerçekten de?
Bana da sanki öyle gibi geliyor ama nedense bir yandan da köprüleri yakmak istemeyeceklerini düşünüyorum. Kapıdan kovmazlar belki Okan’ı ama… Arada bir arayıp sorarlar gibime de geliyor.
Steve Jobs “deli misiniz, hemen kapın çocuğu” der belki diye. :)
Merhabalar,
Apple Türkiye’nin umurunda olmaz. Apple Türkiye’nin, Türkiye’deki Apple kullanıcıları umurunda olsaydı, Apple ürünleri kesin daha ucuz olurdu. (En basit yaklaşımdayım.)
Biraz komplikeleştirelim, Türkiye’de sırtını yurtdışına yaslamış kaç tane şirket kullanıcılarını umursar, kullanıcı memnuniyetine önem verir, ki özellikle marka çıkış yapan bir markaysa (Apple’in son zamanlarda yıldızı gayet parlak).
Steve Jobs’a veya ekibe erişebilseydi, bence en iyi yöntem olurdu; tanıtımda tek bir kere gözükseydi blog adresi, yeterdi. Ama anahtar eylemi başarabilmek önemli, erişebilmek…
Belki de benim gibi Apple Türkiye’den bir destek göremeyeceğini düşündü, üstüne bir de Apple ekibine gerekli şekilde erişemem dedi, en azından google adsense ile az da olsa kazanayım dedi.
Türkiye’de büyük firmaların vizyonları büyüklükleri ile orantılı değil, bu şekil küçük ama güzel planların önüne ise yeterince engel çıkarılıyor.
Saygılar.
Tunç bey sizce bu olayı pixel fikri ile birleştirmek mümkün mü? Resimlerin soluna piksel reklamlar alınsa (bloga piksel reklam alanlar var) ve her hafta bir kişiye Apple iPhone verilse sizce nasıl olur? Apple verilmese bile her hafta bir kişinin Apple ile resmini yayınlasa nasıl olur?
Öncelikle teşekkür ediyorum. Bu güzel yazıdan dolayı çok mutlu oldum ve kendime dersler çıkardım. iPhone’un duyurulması ve hemen akabinde yaşanan bu akıl almaz trafik, talihsiz bir şekilde hayatımın çok yoğun bir dönemine denk geldi ve bir anlamda tüm bu olup bitenleri uzaktan izlemek durumunda kaldım, hala öyleyim. Yani açıkçası, su akarken testiyi dolduracak adımları atmak için planlar programlar yapmaya bir türlü yoğunlaşamadım. Benimkisi Türk gibi başlamak ama İngiliz gibi bitirememek biraz da =)
Ancak öğrendiğim çok şey oldu. iPhone’un duyurulmasından önce de blogumun aldığı yaklaşık 500 binlik bir sayfa gösterimi var. Ben bu başarının sebeplerinden birinin de, blogumun oldukça sade ve anlatmak istediğini dolandırmadan direkt gösteriyor olduğuna bağlıyorum. Yukarda da söylendiği gibi, belki şu an dakikada 1 tane iPhone blogu doğuyor. Ama baktığınız zaman birbirlerinden pek de farkı olmadığını, aynı şeyleri ve hatta aynı şablonları kullandığını görürsünüz. Bu ziyaretçilerde körlük yaratıyor. Adam X sitesinde gezdiğini değil, iPhone sitelerinden birinde gezdiğini düşünüyor. Oysa benim sitemi bugüne kadar tanıtmış yüzlerce blogun sitemi tabir ederken kullandığı cümlelerde, iPhone konseptlerinden çok bu fikri ve bu fikrin sergilenişini ön planda tuttuğuna birçok defa tanık oldum.
Kısacası blogumun bu özelliğini kaybetmesini çok da istemem. Belki bu açıdan, siteyle ilgilenemiyor olmam bir talihsizlik değil bir şans oldu benim için. Ancak elbette söylediğiniz gibi, blogun devamlılığını sağlamak blogun bu haliyle mümkün değil. Aklım çok karışık olduğu için henüz ne yapacağımı tam kestiremiyor olmama karşın, bu sadeliğini yitirmeyeceğini ve iPhone bilgileri içeren o binlerce bloga benzememesi için elimden geleni yapacağımı garanti edebilirim.
Blogu açtığım günden bu yana birçok teklif aldım. Google’daki konumumdan dolayı adresi satın almak isteyenler.. Kendi iPhone sitelerinde editör olmamı isteyenler.. Link değişimleriyle adını duyurmak isteyenler.. Siteme içerik sağlayarak ortak olmak isteyenler.. NBC kanalının benimle konuşmak istemesi.. vs. Gerek benim daha önce bu tip işlerde hiçbir deneyimim olmamasından kaynaklanan acemilik, gerekse de yukarıda anlattıklarım, hepsinden uzak durmama sebep oldu.
Adresi satmak hariç. Çünkü iPhone’un resmi sitesinin indekslenmesine rağmen, blogum hala birçok lokal Google aramalarında 1. sırada çıkıyor. Üstelik 50 küsür milyon sayfa içinden. Bunun ne büyük bir nimet olduğunu tahmin edebilirsiniz. Google’da üst sıralarda yer almak için insanlar üçkağıtçılara para ödüyor =) Google’daki yerimin garanti olmaması, benim de yoğunluk yüzünden siteyle tam ilgilenemiyor olmam, öte yandan içinde ben varken sitenin çok başka bir formata bürünmesini istemem, adresi satıp bu işten tamamen kaçıp kurtulma fikrine sürekli daha sıcak bakmamı sağlıyor. Sanırım bu blogu açmaktaki esas amaçlarımdan birinin de para kazanmak olduğunu söylememe gerek yok.
İş dönüp dolaşıp Tunç Kılınç’ın söylediği “böylesi fikirlerin daha büyük fırsata dönebilmesi, biraz da bu konuda yönlendirme yapabilecek (sayıca Türkiye?de çok az olan) işin ehli kişilerin ortaya çıkması ile mümkün” lafına geliyor. Ben mesela bu yazıyı okuyana kadar gidip de Apple’a “böyle bir sitem var, alır mısınız?” demenin çok saçma olacağını düşünürken, yazıyı okuduktan sonra “neden olmasın?” diye düşünmeye başladım. Şu anda benim durumumdaki insanlara yol gösterecek olan kişiler kimdir, nerededir? Öyle ki, Apple’ın sitesine girip de onlarla irtibat kurabileceğim bir mail adresi bulmak dahi, samanlıkta iğne aramaya benziyor.
Sözün özü, ilk etapta düşündüğüm işin kolayına kaçıp siteyi elden çıkarmak. Eğer olmazsa, sitenin bu sadeliğini bozmadan başka bir fikir üzerinden devam etmek ki blog takipçilerinden bu konuda aldığım birkaç mail var, gerçekten de ilginç fikirler geliyor. Ve Google Adsense ile de azıcık aşım kaygısız başım gelir sağlamaya devam etmek =) Google Adsense’in benim gibi ne yapacağını şaşırmış durumundaki kişilere yaptığı bu “hatrı sayılır” yardım da çok önemli.
Tebrik, övgü ve tavsiyeleriniz için teşekkür ediyorum tekrar =)
Güzel fikir ve daha da geliştirilebilir. Tebrikler Oky.
Aklıma gelenler…
iPhone çıktı evet ama aksesuarları henüz ortalıklarda yok. Aksesuarları ne olabilir? Kullanışlı iPhone kılıfları gibi. Web sitesine gerek olduğunu düşünmüyorum. Blog üzerinden devam etmeli. Tasarım değişikliği daha iyi olabilir.
iPhone’un çıktığı gece web çok hareketliydi ve sabah 7’de anca uyuyabildik. Domain alımları bir görseydiniz, alınmamış güzel bir iPhone domainini beş dakika sora bulamıyorsunuz.
Tam o arada ben google’da iphone arattırınca Okan’ın blogu çıktı ama baktım sitede küçük adsense var ve yanına bir de resim koymuş, google bi kaç hafta önce reklam yanına resim koymayı da yasaklamıştı, kesin bu ilgi üzerine birileri şikayet eder ve adsense paraları kayboldu adamın diye üzülmüştüm, yarım saat sonra ise resimler yoktu ve blog güzelce adsense ile döşenmişti.
Yine iyi sayılır ama Okan’ın o 300 pixellik sütün tasarımından vazgeçip bu fırsatı değerlendirecek birşey yapması lazım. Farklı bir domain birinci adım olabilir. Ama bu blogu da öldürmesin, canlı tutsun; sadece sürekli kendi domainine link versin. Forum ikinci önemli birşey olabilir. Daha sağlam bir blog, galeri vesaire ile bu şansı değerlendirmesi lazım.
Site böyle kalırsa önümüzdeki birkaç ay içinde google sonuçların ilk sayfasından da kaybolabilir çünkü siteye link verenler çok önemli, konseptler bitti, iPhone nedir belli, unutulmaya yaklaşıyor konsept sitesi. Buna birşey yapmak lazım.
Ben herşeyden önce Oky’i tebrik ederim, yakaladığı başarıyı burada okuyup öğrendim. Bir günde yarım milyon ziyaretçiyi (üstelik çıplak kız resimleri olmadan!) verdiğiniz linki görmesem inanmazdım açıkcası.
Profilinden gördüğüm kadarıyla Okan henüz 21 yaşında. Bu yaşında bunları görebiliyorsa helal olsun.
Esasında sizin de dediğiniz gibi herşey basit olabilmekte. Olayları karmaşıklaştırıp içinden çıkamayan yine bizleriz.
Harika bir yazı olmuş, çok teşekkürler.
Bana göre Okan kendi başına para kazanacak bir şekle bürümemeli siteyi.. Apple’ın sponsorluk desteğini arkasına alması şart. Diğer türlü Apple’ın imajını ve ismini kullandığı için hem Apple aşıklarından, hem de Apple’ın kendisinden onları kullandığı için tepki görebilir.
Bir de iPhone kullanıcılarının kendi çektikleri amatör reklam filmleri için bir yarışma düşünebilir Okan.
Aslında iPhone tanıtılmadan zoque’de görmüştüm siteyi, içerisindeki iphone tasarımları çok hoşuma gitti. Ne zaman çıkacağı hakkında bir bilgi yoktu. Bir hafta sonra iphone duyuruldu ve gerçekten sitedeki tasarımlara benzemiyordu.
Aslında insanlar tasarımlarını ipod ve iMac’leri baz alarak yapmışlar. Apple herzamanki gibi fark yaratarak çok farklı bir tasarım uygulamış.
Okan’ın blogspot üzerine kurduğu ve google’dan bulduğu farklı iPhone tasarımlarını koyarak kurduğu site benim gibi bir çok mac hayranını tek olmasından dolayı çekti. Resimleri bir sitede toplamak çok akıllıcaydı.
Blogspot’un google desteği sayesinde site düne kadar iphone aramalarında ilk sırada çıkıyordu, bugünse Apple’ın resmi internet sitesi başta indekslenmeye başlamış. Site biraz daha etkin kullanılsa fazlaca dikkat çekebilirdi.
Okan çok iyi bir yerden yakalamış fakat devamını getirip uzun dönemli bir işe çevirmesi gerekli. Coolhunter gibi bir pazarlama taktiğine dönüşebilicek bir fikir aslında. Yakında da kopya bloglar çıkar (http://iphone.wordpress.com/ almışlar bile).
Okan bunu kazanca çevirir mi bilemem ama ben buradan önemli notlar çıkardım…