Gerçekten nasıl oluyor da mesela;
Msn?de görüntülü konuşmak ‘görüşmenin’,
Sms atmak ‘ilgi göstermenin’,
Twitter veya Friendfeed?te yazmak ‘paylaşmanın’,
Facebook?ta olmak da ‘var olmanın’ yeni adları oluyor?
Veya;
Albert Einstein?ın ?Nasıl oluyor da kimse beni anlamıyor, ancak herkes çok seviyor?? lafı yerine, şunu kendimize sorarken bulabiliyoruz:
?Nasıl oluyor da herkes artık beni anlıyor, fakat sadece seviyormuş gibi yapıyor??
Sosyal paylaşımların artmasıyla iyice su üzerine çıkan “kurgulanmış alt hayatlar”, bizim için yeni bir kişisel algı yönetim şekli mi?
Paylaşmak için yaşar olduk sanki! Ancak hangisi gerçek ‘ben’, karışmaya da başladı.
İşte bunların etrafında dönen bir sohbetimiz olacak 3 Kasım’daki Webrazzi Summit‘de. Konuklarım karikatürist Erdil Yaşaroğlu ve Webrazzi’nin kurucusu Arda Kutsal.
Sohbetin adını ise tahmin ettiniz: Nasıl Oluyor da Oluyor…?
Penguen ve Komikaze‘deki çizimleriyle keyif alarak izlediğimiz Erdil Yaşaroğlu‘nun twitter‘daki takipçi sayısı 90 bin!
Geçmiş yıllarda Fikir Atölyesi için Arda’yla yaptığımız bir söyleşi olmuştu. Şimdilerde ise o, Webrazzi dışında, kurucusu olduğu Crenvo‘da yönetim, strateji ve pazarlama danışmanlığı yapıyor.
Şimdi gelin bir oyun daha oynayalım :)
2006 yılındaki bir pazarlama zirvesinde yaptığımız gibi, soruları yine siz sorun!
O zirveki bir panelde yer alan marka sahipleri için “Var mı Sorusu Olan” demiş ve sizin yorumlara yazdığınız soruları sahnede sormuştum. Süre sıkıntısından cevap alamadıklarımızı ise daha sonra panelistlerden yazılı olarak istemiş ve “Cevaplar Gelmeye Başladı” yazımızda paylaşmıştık.
Şimdi de, Erdil Yaşaroğlu ve Arda Kutsal’a “sosyal medya ve yaşamlara etkisi” üzerine soracağınız soruları, 3 Kasım Çarşamba günü sahnede sizin adınızı vererek soracağım.
Zaman kısıtıyla soramadıklarımız olursa da, daha sonra Erdil ve Arda’dan cevapları yazılı göndermelerini rica edeceğiz.
Sorularınızı bu yazının yorumlarına (ve mümkünse gerçek isim ve soyadınızla) yazarak sorabilirsiniz.
———–
Bu arada son bir notu daha size iletmek isterim:
Webrazzi Summit için biletler şimdiden tükenmiş! Ancak Fikir Atölyesi’nin Facebook sayfasında 31 Ekim saat 23:00’e kadar süren ufak bir oyunumuz daha var. Orada en fazla oyu alacak 10 kişi Summit’e ücretsiz katılabilecek.
Geç kaldım demeyin! Sosyal Medya’nın gücüyle(!) dün katılıp, bir günde bile ilk 10’a girmek mümkün olabiliyor :)
Güncelleme: 31 Ekim 2010, saat 23:00 itibariyle oyunumuz sonlandı ve ilk 10 kişi belli oldu. Detaylar için şuraya bakabilirsiniz: Webrazzi Davet.
Bu da Erdil’in etkinlik çizdiği karikatür:
Yorumlar 31
sizce sosyal ağlar insanları a sosyal yapmamışmı?ben sosyalleşmek için sitelere gireni gömüyorum.
erdil yaşaroğlu’na.
– karikatür çiziyorum. ama kendime karikatürist diyemiyorum ama çünkü bu işler profesyonelliğe indirgenmemiş kendi çapımda kağıtlar. çizimlerim iyidir bi graffiticiyim ve karakter de çizebiliyorum. size sormak istediğim soru şu; bu işin ilk adımları nelerdir, yeni başlayan çizerlere neler tavsiye edersiniz?
Şu kızkaçıran meselesinde ben de çok pişmanım Erdil ve Varol. Gerçi beraber yapmadık ama o bombaları ve kızkaçıranları ben de kullandım bir dönem. Ne güzel unutmuş numarası yapıyordum nerden aklıma getirdiniz şimdi yaa…
Bu arada Erdil çoğu genç nesil karikatüristten daha önce başladı sosyal medya ve interneti kullanmaya. Her karikatüristin kendini yenileme ve yeniliklere açıklık gibi ulvi erdemleri yok ne yazık ki. Bu Erdil için bir avantaj sağladı bence. Türk mizah dünyası açısından sosyal medya ve internet kullanımının yeterli olduğuna inanmıyorum.
Pişmanım Erdil… Kız Kaçıran tozlarını top böceklerinin üzerine döküp ateşlediğim için de pişmanım… Dur yaaa!!! Bu fikir senden gelmisti o zaman :)
gerçekten çok dogru tunç bey günümüzde herşey degişti hayatımızın heryerinde internetin sözü geçer oldu…
@Hidayet Ateşli
1) Bence böyle bir ayrım yok. Her iki grubun da kendince sebepleri olabilir sosyal ağları kullanmak için. Mesela iş çevresini geliştirmek?
2) Yine kişiye göre değişiklik gösterebilecek bir durum. Benim fikrim ?Evet?, eğer amaç gerçek bir sosyallikse isteyen kişiye sunabilecektir.
3) Alacakları olası tepki iyi ya da kötü farketmez, en azından yazılı olacağı için olabilir.
@Nazmiye Babacan
Blog dünyası sosyal ağlarla iç içe geçti bile. Sosyal medyada ise zaten başrol oyuncusu durumundalar. Bu durum ilerleyen dönemlerde çok daha entegre bir hal alacaktır.
@Safiye Güzeltepe
Bence tam tersine sosyal medya ve sosyal ağlar insanların bu seslenme güdüsünü tetikliyor. Ama tembellik yaratma konusu da ayrı bir gerçek. Hazırı varın ötesinde, kolayca yaparım duygusu sanırım eskiye kıyasla daha egemen durumda.
@Akın Ünal
Sosyal paylaşım siteleri kişilik bozukluğu ya da karakter sapması yapabilir hatta bazı kullanıcı gruplarında yapıyor diye düşünüyorum. Özellikle dışa vurum noktasında olumsuz etkileri olduğuna inanıyorum. Ama bu durum bana kalırsa tamamen kişiye özel. Aynı kişilere standart bir dizi de aynı etkiyi yaratabilir, bir gazete haberi de.
Sosyal paylaşımın günümüzdeki kullanım şeklini büyük ölçüde doğru buluyorum ama tecrübe kazanıldıkça daha dolu içerikler görmek mümkün olacaktır.
@Kaan Volkan
Sosyalleşmenin ilk adımı oluyor diyelim?
@Anıl
Raf ömrünü kestirmek mümkün değil. Dünyanın en popüler arama motoru Altavista?yken Google?ın geleceğini kestiremediğimiz, 140 karakterle ne anlatılabilir dreken, Twitter?ın fenomen olmasını yaşadığımız gibi…
Önümüzdeki dönemlerdeki gelişmeler hep sosyal medya odaklı olmayacaktır tabi ki, ama onları da şu noktada kestirmek mümkün değil. Bu tür konseptler ve formatlar hep insanların taleplerinden doğuyor. Farklı talepleri ve ihtiyaçları olan kişilerin sayısı artarsa bu yönde de bir gelişim gösterecektir internet dünyası.
@Kayhan
Çok azı ile irtibat halindeyim. Zaten Facebook üzerinden irtibat halinde olduklarımla günlük yaşamda da görüşüyorum.
Ben açıkcası Facebook?a çok fazla arkadaş ekleyenlerden değilim. Beni ekleyenleri ayıp olmasın diye kabul edenlerdenim.
@Ekşimsi Erik
Aslında insanlarla iletişime geçmek zorlaşmıyor. İmkanlar bu kadar arttığı için o kanallardan iletişime geçilemeyince, zorlaştı sanılıyor.
@Buse Levent
Hayatınızı nasıl tanımladığınıza bağlı. Benim fikrimi sorarsanız sosyal medyayı kıvamında tutup hayatınıza devam edin.
@Oz
1. Kişiye göre değişir. Ben paylaşmak istediğimi ?Like? ile paylaşıyorum.
2. Her ikisi de ama bir de üç var. Yorum yapmak isteyenler?
3. Hepsi.
@Bekir Cem
Demek ki blog dünyası genişlerken gerçekten kaliteli içerik sunmak için bu dünyaya girenlerin sayısı aynı oranda büyümüyor.
Aynı şekilde demek ki bu iki blog yazarı ya aynı mesajı vermiyor ya da farklı kitlelere aynı mesajı iletmeye çalışıyorlar.
RSS ve Twitter takipçi sayısı kaliteyi beraberinde getirmez. Düşünce değerliyse değerini kaç kişiden aldığı çok önemli değildir. İnternet üzerinde çok fazla örneği var…
@Real
Yapılabilir ama ne olacağını bilmiyorum. Internette her 5-10 yılda taşlar yerinden oynuyor. Yakında yeniden oynayabilir.
Valla çok güzel yazmışsın. İnsanın okudukça okuyası geliyor. :) Bir sitede buranın linki geçiyordu bir bakayım dedim ama bundan sonra çıkacağımı da pek sanmıyorum. Teşekkürler. :))
@şafak otur
Sosyal mecrayı kullanıyorum çünkü eğleniyorum. Mesela Twitter benim için binlerce kişinin beni takip ettiği bir mecra diil, yeni bir arkadaşım. Evde oturup maç izlerken arkadaşlarıma söylediğim bir cümleyi, espriyi ona da söylüyorum, daha çok eğleniyorum.
@Hidayet ATEŞLİ
Bence öyle bir ayrım yok. Herkes kullanıyor. Sosyal ağlar, gerçek sosyallikten fazlasını sunuyor. Oradaki herkesin güveni ve dolayısıyla, sosyal olma isteği ve yeteneği daha fazla. Yüzyüze ilişki daha zor ve sınırlı.
@Anıl
Sosyal mecranın pek sonu gelecek gibi gözükmüyor. Sadece şekil değiştirip yaşamaya devam edecek. Sanal evrimini sürdürecek.
@Ahmet ÖZDEMİR
Karikatürlerimde hayvanları kullanarak, insanları anlatıyorum. Bu çok da ilginç değil aslında. Yüzyıllardır yapılan birşey. Hayvanları iyi tanıyınca, insanları da anlıyorsun.
@Mert
Bana soruyosan ben mutluyum :)
@Kayhan
Ben sadece benimle iletişime geçenlerle iletişim kuruyorum. Onun dışında da karikatürlerimi ve hayatımdan parçaları paylaşıyorum.
@Varol Yaşaroğlu
Çok pişmanim Varol. Pril kutularını tutuşturup elime verdiğin için pişman mısın Varol? :)
@Aslı Demir
Daha çok nsana ulaşma imkanım oldu. Üstelik karikatürlerim dışında da, hayatımdan ve kendimden birşeyler paylaşarak bunu yapma imkanım oldu. Belki biriki karikatür okuyucusu kazanmışımdır. Olumsuz tek tarafı çok vaktimi alması.
@Buse Levent
Hakettiği kadar zaman ayır oraya. Fazlası iyi diil. Azı da onu kaybetmene neden olur.
@HAKAN YELKUVANCI
Internet bağlantısı olan eski bir pc alırım. Nasıl olsa yeterince ısınacaktır.
@Naz Kızılgün
Karikatürlerimi çok da fazla paylaşmıyorum orada. Benim aklıma birşeyler geliyor ve insanlarla bunu paylaşmak istiyorum. Şimdiye kadar bunu en iyi yapabildiğim şey olan karikatür ile yapıyordum. Şimdi sosyal mecrayı da kullanıyorum. İlerde elime geçen bütün fırsatları kullanırım. Hiçbişey yapamazsam, Taksim meydanında bir sandalyeye çıkar, oradan anlatırım.
Hepinize teşekkürler ve sevgiler.
Arkadaşlar, sorular için teşekkür ederim.
Sorularınızı yarın saat 15:45’de başlayacak sohbetimizde, zaman yettiği ölçüde sormaya çalışacağım.
Bu arada katılamayıp olayı ekrandan da olsa izlemek isteyenler için Webrazzi sitesinden canlı yayın yapılacakmış. Haberiniz olsun istedim.
Sağlıcakla.
Penguen ve Komikaze?deki çizimleriyle keyif alarak takip ettiğimiz Erdil Yaşaroğlu?na sorum aslında karikatürün sosyal medya yansımalarında nasıl pozisyonlanacağı idi ancak şunu öğrendim ki twitter?daki takipçi sayısı 90 bin!
90bin kişi / karikatürist duayenlerinden biri olan Erdil Yaşaroğlu’nun iç dünyasında biraz da olsa takip edebilmek için mi var? yoksa sadece yeni karikatürlerini ordan mı takip etmek için var?
Özetle eskiden beri “yazılı basınla” takip ettiğimiz karikatür dünyası sosyal medya yansımalarıyla birlikte, yeni bir mecraya da kayacak mı? Karikatürlerin konuşma balonlarının öyküsü arttırılmış gerçeklikte yaşatılacak mı? Karikatürler çizim dışında canlandırılacak mı? “Augmented reality”‘den nasibini alacak mı?
Teşekkürler,
Sanırım bu yazı hepimizi biraz anlatıyor. msn, twitter, fecebook kullandığımız ve kullanmaya devam ettiğimiz paylaşım siteleri.
Önemli olan hayatımızı bunlara odaklı sürdürüp sürdürmemekte. Bir yere gittiğimizde fotoğraf çekinmeyi fecebook’a ekleme sevdasıyla gidilen yerden hiçbir şey anlamadan geçiriyorsak, kim nerede ne yapıyor diyerek twitter’da isek ve günümüzün çoğu böyle geçiyosa o zaman vay halimize:(
Hiç kullanmamak gerektiğini de düşünmüyorum ama her şeyin azı karar çoğu zarar sözü bu konuya da açıklık getiriyor gibi.
Erdil bey öncelikle merhabalar. Size tek bir sorum olacak.
Bir adaya düşseniz yanınıza (vın bağlantısı olan) bilgisayarınızı mı, yoksa ateşi mi alırdınız?
Şimdiden teşekkürler.:)
facebooktan daha otesi ne olabir buraya kadar, internet aracigli ile iletisimde bence son noktayi koydu, insanlarin biraz bundan sikildilar artik onlara daha fazla eglendirici bisey yapilabilir mi yoksa…
Nasıl oluyor da blog dünyası her geçen gün genişlerken ortaya çıkan kaliteli içerik her geçen gün azalıyor?
Nasıl oluyor da herhangi bir kategoride aynı mesajı veren iki blog yazarından birisi tepelere çıkarılırken diğeri yerden yere vuruluyor?
Yoksa düşüncelerin değerinin yerini RSS veya Twitter takipçi sayımız mı alıyor?
1. facebook’ta kullandigimiz ‘like’ butonu ile kullanilan oyla birey diger bir birey veya gruba “yalakalik” mi yapmaktadir yoksa gercekten begendigini mi gostermektedir?
2. ayni sekilde bir statu guncellemesine verilen yorumlar o kisinin populerligi mi yoksa diger kimselerin yalakaligi ile duz orantili?
3. son olarak da “begendirmek” olayi hakkinda bir soru… kurumsal kole dedigimiz vatandastan tutun, gormemisin Tanri’si agir abi promoter kimselere kadar neden insanlar illa da sunu (ki bu genelde kendi firmalari olur..) begen diye suggestion yaparlar? bu bir online PR aktivtesi mi yoksa masalar arkasina gizlenen kisiliklerin ego sicramasi mi? (hani kurumsal kimseler yenilemez ya…)
thx a lot…
Herkese selam, benim de sorum su;
Hayatimiza devam etmek icin sosyal medyayi hayatimizdan cikarmali miyiz? Yoksa sosyal medyayi daha cok mu dahil etmeliyiz? :)
Sevgiler.
Erdil Bey;
Bundan birkaç yıl öncesine kadar, şu an 90 bin kişinin sizi takip ettiği bir Twitter yoktu hayatlarımızda. Bugün bunun sizin hayatınıza (maddi, manevi) etkileri nasıl oldu?
Bizzat yaşadıklarınızdan, size getirdiği olumlu veya olumsuz sonuçlardan birkaç örnekle bahsetme şansınız olur mu?
Gerçekten merak ettiğim için soruyor ve teşekkür ediyorum.
Nasıl oluyorda facebookta kişiliğiniz eklediğiniz birkaç afilli resimle aynı orantıda olabiliyor :)
Cevap için şimdiden teşekkürler :)
Erdil, küçükken niye bizim evin bahçesinde solucanların ve böceklerin üzerine yanan naylonlardan (bize göre) bombalar atıyorduk? Pişman mısın? :)
İletişim imkanları arttıkça insanlarla iletişime geçmekte zorlaşıyor. Nasıl oluyor gerçekten bütün bu olanlar..
* Sosyal ağ olarak adlandırılan facebook’unuzda ekli olan yüzlerce arkadaşınızdan sadece kaç tanesi ile irtibat halindesiniz?
* Böyle bir siteye üye olurkan eklediğiniz ama hiç konuşmadığınız arkadaşlarınız, sadece var olsun diye ekledikleriniz midir? =))
Mutlu mu?
Şimdilik tek sorum var. O da Erdil Yaşaroğlu’na;
Nasıl oluyor da Erdil Yaşaroğlu karikatürlerinde insan hayatını hayvanlar aleminin içine bu kadar güzel yerleştiriyor?
Ya da soruyu genelleştirirsek; birbiriyle hiç alakası olmayan farklı hayatları nasıl oluyor da bu kadar güzel birbirine entegre edebiliyor?
Devamı gelecek (:
Sosyal medya artık rahatsızlık verecek noktaya geldi diyenler şu anda bile var fakat gerçekten öngördüğünüz bir raf ömrü var mı sosyal medyanın? Yoksa önümüzdeki gelişimler hep sosyal medya odaklı mı gidecek?
Ayrıca toplum kaybettiği şeylerin (kitap okuma alışkanlığı, google’dan değil de emek vererek araştırma, insan ilişkilerinin facebook’tan ibaret olmadığı) farkına vardığında gerçekten filmlerde ya da kitaplardaki distopyaların benzerlerini mi yaşayacağız?
nasıl oluyor da;
arama sonucundan gelen ilk girdiyi okumaya, bilmek,
tenine dokunmadığın kadınla iki boş laf etmeye, fingirdemek,
fikrim geldi diye önünü ardını bilmeden fetva etmeye, yorum yapmak,
yaptığın şarkı ya da videoda tanımadan etmeden insan etiketlemekle, sanatçı yerine, “ünlü” olacağını zannetmek,
kokusunu almadan, ağızda şöyle bir dolandırmadan rakı ikram etmek…
sosyalleşmek oluyor bir anlasam, her hal sosyal medyaya da basacak kafam.
bir izah eder misiniz bir maniniz yoksa?
Sizce sosyal paylaşım siteleri kullanıcılarda bir kişilik bozukluğuna veya karakter sapmasına sebep oluyor mu? Bu sizce ne kadar olumlu bi etki yaratıyor? Ayrıca sosyal paylaşımın şu anda kullanımı ne kadar doğru ve nereye gidiyor?
Teşekkürler..
benim bir fikrim var, benim bir hayalim var diye seslenmeyi medya ve sosyal ağlar insanlara unutturuyor mu?
her sey insanlara paket halınde hazır yapılmışı var düşünülmüşü var, hayaledilmişi var diyerek pazarlanıyor; bu insanlara hayallerini gercekleştirme tembelliği yaratıyor mu?
tesekkürler:)
safiye güzeltepe.
Öncelikle teşekkürler Tunç bey.
Sorum ?Blog dünyasının önümüzdeki yıllardaki durumu ve sosyal ağlardaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
(sağolsun arkadaşlar sormak istediğim soruları sormuşlar, başka sorum yok :) )?
Arda Kutsal’ın webrazzi summit’e “katılabilmek” için nasıl sponsor bulunabileceği konusunda görüşlerini öğrenmek istiyorum.
1) Hayatında sosyal olan kişiler mi, yoksa antisosyal kişiler mi daha çok sosyal ağları kullanıyorlar?
2) Sosyal ağlar gerçekçi bir sosyallik sunuyor mu?
3) Neden insanlar tanımadıkları kişilerle yüz yüze konuşmayı tercih etmiyorlar da, sosyal ağlardan bunu yapma peşindeler?
Bu soruların cevapları benim için yeterli olur…
Klişe olacak ama merak ediyorum. Erdil Yaşaroğlu neden sosyal medyayı kullanıyor?