58

Merak Ettiklerim!

Doğumdan sonra büyümeyen tek organımız ‘göz’müş. Bu iyi de, ey burun ve kulaklar, sorarım size… Ölene kadar genişlemeye devam ediyorsunuz, amacınız ne?

İnsan vücudunun %97 mükemmellikte olduğunu düşünüyorum! Mesela, yokluğunda hiç özlenmeyen bademcikler neden var? İlerleyen yaşlarda kulaklarda neden kıl çıkar? Hıçkırık ne iş?

Böbrekten, gözden, kulaktan ve akciğerden ikişer tane var… 20 tane de parmak varken; kalp neden tek? Biri yedekte bekleyip, diğeri sektiğinde devreye girse ya! [Ben -elimde olmadan- bugün de birden çok kişiye aşık olabiliyorsam, asıl sebep bu olamaz!]

İnsan aşık olunca, sol beyin neden kendini yok sayıyor? Gerçi iyi de ediyor… Acaba diyorum, bu sol beyin baştan hiç olmasaydı, dünya daha şefkatli bir yer olur muydu? [Günün sonunda kendi kendini yok eden tek ırk hala insanoğlu.]

Umursamadan söylenen ‘seni seviyorum’lara nasıl kanabiliyoruz? [Oysa, ‘umursamak’ merak etmektir. Merak eden de fiziksel, olmadı ruhen, olmadı beynen senin yanındadır hep. Sen hissedersin onu, bunu anlatmaya da kelimeler yetmez…]

Yalan söyleyerek beni bir kez kandırabilirsin. Yalanlarına devam ediyorsan ya ben salağım, ya da senin çevren çok geniş! Ayrıca doğruyu söylemek bu kadar kolayken, insan neden zoru seçer ki? [Diyelim seçtin, geceleri nasıl rahat uyuyorsun? ‘Anlık alt etmeler’ midir bir yalanıcının zafer tanımı?]

Neden herkes bağırıyor? Overlokçu, aygazcı, eskici, hoca, davulcu, sevgili… [Ayrıca tek askere giden veya ilk evlenen de siz değilsiniz… Bir rahatlayın yahu!]

Adamın zamparalığı ‘çapkınlık’ olurken, kadınınki neden ‘kaşarlık’?

Nasıl oluyor da ‘o üç-beş saniye’ için bu denli ‘salak durumlara’ düşebiliyoruz? [Peki… Orgazmı 30 dakika süren domuzların düştüğü durumun bir adı var mıdır?]

Kadına ‘bayan’ diye hitap eden, erkeğe neden ‘bay’ demiyor? [Erkek erkek, kadın da kadın değil mi yahu?]

Arabaların neden iki yanında da benzin depo kapağı yok?

Lezzetli şeylerin çoğu neden zararlı?

İki lafı bir araya getiremeyen adam milyon dolara para demezken, dünyayı daha yaşanır hale getirmeye çalışan dürüst biri karın tokluğuna eyvallah diyor. Neden vicdanlı ve dürüst olmanın prim yapmadığı bir dünyada yaşamak zorunda bırakıldık?

İlahi adalet varsa; neden bazı bebekler açlıktan ölüyor, neden doğumdan gelen sakatlıklar var, neden sefaleti yaşayanlar var, neden iyiler az yaşıyor? Neden…?

Bir annenin çocuğuna gösterdiği şefkati, biz neden birbirimize gösteremiyoruz?

[Bilmiyorum demek, uçmak veya yeni sorular eklemek serbest!]

Yorumlar 58

  1. Ahmet Önder

    Sevgili Tunç, merhaba. Bu sorularınıza verilebilecek muhtemel cevapların neler olabileceğini herkes az çok biliyor. Fakat sizin bu soruları sormanızdaki manidarlığı da anlıyorum. Benim yorumum şu şekilde olabilir: Biz insanoğlu bugün geldiğimiz bilgi ve bilinç düzeyinde bu şekilde sorular sorabiliyoruz. Fakat, cevabını kesin bildiğimiz benzer bir soru üzerinde düşünürsek, diğer soruların da bir mantığı olabileceğini düşünebiliriz. Şöyle ki; Dünya ekseni ekvatora 23 derece 27 dakikalık bir eğikliğe sahip. Neden 20 derece değil? Bugün biliyoruz ki bu eğiklikteki bir kaç derecelik fark, bugün yaşayan tüm canlıları bir şekilde etkiler ve bilmem kaç tür belki de hiç olmayacaktı. Bu olmayacak olan türler ekosistemin gereği gibi işlemesini sağlayamayacak, belki de yaşam çok kısa veya çok farklı şekle girecekti. Bu bilgiler bizim bildiğimiz sonuçlar. Yani, 23-27 nin bir yaratılış gereği olduğunu biliyoruz. Aynı şekilde sizin sorduğunuz soruların cevapları da buna benzer şekilde mutlaka vardır ama bu günkü bilgi ve bilgimiz tatmin edici cevaplar üretemeyebilir. Ama başka gezegenlerde başka hayatlar varsa (ki olabileceği kuvvetle muhtemel kabul edilen bir teori) bu sorularınız gibi bugün bize garip gelen şeyler oralarda olmayabilir ama bu sefer de oralarda, bu soruları sorma imkanı bile bulamayan hayatlar vardır. Kim bilir ?!

  2. Gnc

    belki de tanrı, biz her ‘neden’ dediğimizde kendini hatırlatmak istemesindendir…

  3. Rhythm

    Neden O’na aşık oldum? :( Her şeyi kontrol edebilirken neden bunu kontrol edemedim?

  4. ali hürol

    İlahi adalet varsa; neden bazı bebekler açlıktan ölüyor.

    SORU:
    Okuyucularımızdan gelen sorulardan biri şöyle: ?Bazı çocuklar özürlü doğuyor…Eğer bu anne babayı imtihan ise, çetin bir imtihan. Rabbim bizi böyle imtihan etmesin. Eğer özürlü ve engelli kişinin kendisini imtihan ise yine çetin bir imtihan. Hele bir de uzun yaşarsa. Benim esas sorum, özürlü doğup baliğ (ergen) olmadan ölen çocuklar var. Bunları Allah?ın özürlü yaratmasının hikmeti ne olabilir? Allah kuluna acıyan ve esirgeyendir aslında…?
    Bu soruyu soran kardeşimize verdiğimiz cevabı siz değerli okuyucularımızla da paylaşmak istedik. Çünkü bu sorular ya herkesin aklına gelebilir, ya herkes bu ve benzeri sorulara muhatap olabilir. Ya da herkes böyle bir imtihana maruz kalabilir. Makalemizin faydalı olmasını Cenab-ı Hak?tan niyaz ediyoruz.

    CEVAP:
    Değerli kardeşim,
    Sorunuzun en son satırından başlayalım: Bir çocuğun özürlü yaratılması ve ergen olmadan ölmesi Allah?ın merhametinin tâ kendisi olmadığını kim söyleyebilir? Ya o çocuk sağlıklı olsaydı, büyüse ve güçlenseydi, gençliği ve güçlülüğü onu şımartsa Allah?a isyan ettirseydi, sonunda da tokatı yese, ebediyyen cehenneme yuvarlansaydı daha mı iyi olurdu?
    Kimin hakkında neyin hayırlı olacağını kimse bilemez. Özürlü ve engelli olmak mı? Sağlıklı ve sağlam olmak mı? En iyisi herkes, şu kısa imtihan dünyasında hangi halde bulunuyorsa o hale şükretmelidir. Zaten imtihan da böyle kazanılır.
    İmtihanda olduğumuzu Yüce Allah açık açık ilan etmiş ve şöyle buyurmuştur:
    ?Biz sizi bir şeyle: Ya korku ile, ya açlıkla, ya mallarınızı ve canlarınızı eksiltmek ve telef etmekle imtihan etmekteyiz. Sabredenleri müjdele!? ?Biz, sizi hayır ve şerle imtihan etmekteyiz.? ?Hanginizin daha güzel iş yapacağınızı tesbit için Allah, ölümü ve hayatı yaratmıştır.?
    Bu ayetlerden anlaşılıyor ki biz ya hayır, ya da şerle, ya zenginlik, ya da fakirlikle, ya sağlık, ya da hastalıkla, ya özürlü ve engellilikle, ya da özürsüz ve engelsizlikle imtihan olunmaktayız.
    Fakir, hasta, özürlü ve engelli kardeşlerimiz unutmasınlar ki belanın en büyüğü, imtihanın en ağırı Peygamberlerin ve onların arkasından gidenlerin başına gelmiştir. Ama onlar hallerinden şikâyet etmemiş, aksine bu acılar ve ağır imtihanlar onların şevklerini ve şükürlerini artırmıştır. Çünkü onlar dünyanın fani ve olayların dizgininin Allah?ın elinde olduğunu biliyorlar, başlarına gelen musibetin altında rahmetin ve cennetin saklı olduğuna yürekten inanıyorlardı.
    Bu dünyadaki özürlüler ve engelliler, eğer güçleri yettiği kadarıyla amelleri, sabırları ve şükürleri varsa ahirette ebediyen sefa süreceklerdir. Bunlar bir açıdan özürsüz ve engelsizlerden kârlıdırlar. Çünkü bu dünyada özürsüz ve engelsiz olanların bir çoğu, ahret açısından özürlü ve engelliler kadar garantide değillerdir. Hele birde özürsüz ve engelsiz olanların eğer imanları, amelleri, şükürleri ve duaları yoksa, ahirette ebediyen cefa ve ceza çekeceklerdir. Sağlık ve servet öbür dünyada başlarına bela olacaktır. Burada sağlık ve servetleriyle işledikleri günahlar, ahirette ebedî acılar ve hastalıklar olarak onları kıvrandıracaktır.
    Şimdi soralım: Bu birkaç günlük dünyada özürlü olduğu halde imanlı ve şükürlü olup ebedî hayatta cennetlik olmak mı, yoksa özürsüz olduğu halde imansız ve şükürsüz olup ebedî hayatta cehennemlik olmak mı daha iyidir? Özürlü olmanın işte böyle güzel bir yönü ve avantajı vardır.
    Çocukların sakat olarak dünyaya gelmesini zulüm görüp Allah?ı suçlamak, en büyük zulümdür, haksızlıktır.
    Hayrı da, şerri de yaratan Allah?tır. Allah?ın birliği bunu gerektirir. Fakat şerrin sorumlusu, ona sebep olan insandır.

    KÖTÜLÜĞÜ YARATMAK SUÇ DEĞİL

    Şerri yaratmak, şer değildir; şerre sebep olmak şerdir. Ateş yakar, su boğar. Bunların yanında ateşin ve suyun sayısız faydası vardır. Bir insan, kendini ateşe atar ve yakarsa; denize atlar, kendini boğarsa niye bu ateşi ve suyu yarattın diyerek Yaradan?ı suçlayamaz. Suçlarsa akılsızlığını ortaya koymuş olur.
    Çocukların özürlü ve engelli olmasına dış etkenler de sebep olabilir. Eğer bu etkenler içinde ana-baba varsa, eğer anne-babanın içtikleri sigara ve aldıkları alkol yüzünden çocuklar özürlü ve engelli olarak dünyaya gelirlerse, onların öyle yaratılmasına sebep olanlar, eğer tevbe etmez ve kendilerini affettirme çabası içine girmezlerse bunun cezasını çok ağır çekeceklerdir. Hem bu dünyada, hem de ahirette.
    Bazen de anne-baba masum oldukları halde çocukları özürlü ve engelli olarak dünyaya gelebilir. Bu durum ana-babanın derecelerini yükseltmek, o aileyi, çocuklarıyla beraber toptan cennete yollamak için Allah?tan gönderilmiş bir vesile olabilir.
    Ama özürlü ve engelli çocuklara gelince, bu hal, o çocuklar için ceza değil, onları cennete götüren bir araç ve cennet ehlinden daha üstün derecelere kavuşturan bir miraç ve asansör olarak değerlendirilmelidir.

  5. f@tih

    Neden ezberlemem gerekenler varken beynim tamamen gereksiz şeyleri harfiyen kayıt ediyor .

    Neden birini severken diyerine aşığım ! ! ! . .

    . N e D e N .

  6. OWL-ER

    kitapta okuduğum taktiği yazıya dökmüşsün..ve gördüğüm kadarıyla bir çok yorum almışsın..amacına ulaşmıssın.sonucu bekliyorum. fiilen de harekete bu bilinçaltlarının geceçeğine en az senin kadar eminim.

  7. noble shah

    Hayat gizli sırlarla doludur, bunları 2. kişi pek çözemez. Çözdüğü sandığı şeyi de anladığı kadar bilir.

  8. ^^organik çilek^^

    “sorgulamamak” mı o da ne?

    “homo sapiens”i diğer türlerden, diğer alemlerden ayıran tek şeyin “akıl” olduğunu düşünürsek, sorgulamamak, düşünmemek, araştırmamak, merak etmemek.. Yüce Rabbimize hakaret sayılmaz mı sorarım size?

  9. özge

    the secret i okurken kendimi burada buldum tam kendımı evrene(allah a) bırakmak isterken kafamda o kadar cok soru olustu ki… ama sorular umrumda degıl.. gecmısımı dusundum suan ne kadar az sey ıstemısım rabbımden. tek neden azla yetınmeyı bıleceksın öngorusu hayatımdaki.. halbuki o herseye kadir olan (allah) degıl mı.. hep sınırlamısım kendımı istemeden sınırlar koymusum ısteklerıme.. ama su an hayatıma yenıden ve cok farklı bır persfektıften start vermek ıstıyorum.

  10. Gamze

    neden herşeyi merak ediyoruz, nerden geliyor bu sorgulana ihtiyacı!
    olduğu gibi kabul etsek herşeyi acaba daha mı mutlu oluruz ki…

  11. ramazan

    üniversite okuyanlar diğerleri üzülmesin diye söyler bazen gerçekten üniversite hiç bir şey olur bazen de çok şey olur mesele ben üniversite okurken okumayan ne ile uğraştı?

    ALLAH a baş eymek sloganı güzelmiş…

  12. Bülent ÜNER

    Herkesin kafasının içerisinde oluşan bu NEDEN siz boşluklar , doğal sonuçlar doğurmakta. sebebine vakıf olmadığımızı bilmekte NEDEN i bir miktar açıklıyor olmaydı ama buna varamadık. Hayat içindeki hayatları anlayamadığımız kendi hayat kapımızdan baktığımızdandır. Benim “anlayabildiğim” bir mutlak varlık varlık olmazdı.

    SLOGAN : Ya ALLAHA Baş Eğer Hiç Kimseye Eğmessin , Ya Herkese Baş Eğer Hiç Bir Şeye Değmessin…

  13. İsimsiz

    Neden üniversite okuyanlar üniversite okumayanlara “üniversite okumak hiçbir şeydir, neden bu kadar kafana takıyorsun” der. Madem hiçbir şey, neden üniversite okurlar?

  14. Duru

    yani beyin nakli yapılabiliniyor mu? Karşımızdaki insan varsayalım ki bir yakınımız fakat beyni hiç tanımadığımız birisinin beyni.Bizimle paylaştığı anıları olmayan bir beyni mi tercih ederiz.

  15. ramazan

    beyin nakli olursa kişi beyin kimin ise o kişi olarak davranılmalı.

  16. Duru

    Neden bir çok organanın nakli mümkünken beyin nakli yapılamıyor eğer yapılsaydı hayatımızda neler değişirdi bunu çok merak ediyorum.Bir elimde beş parmak ,bir ayağımda yine beş parmak sayılar aynı.

  17. nurçay

    Ogün Erez alem insansın ya, burada nedenler konuşulurken sen abiiii geçimini ne ile sağlıyorsun diyorsun? (çok güldüm)

    Bu arada Tunç bey favorilerim arasındasınız, takip edilmek güzel olsa gerek.

    Başarılar.

  18. muhtessem

    Her keşif ya bir merak halinden ya da düşülen ikilemden doğar. Bilemediklerimiz olmasa, kafa yormasak hiçbi şeye şu an damağımızdaki tadı olmazdı hayatın.

    Üstelik aklı selim herkesin zaman zaman kendisine sorduğu bu soruların içinde ÖZNE olduğumuz, olmaya devam ettiğimiz çok durumlar olmuştur.

  19. peyam

    Hayat büyük nimet. Ama düşünenler için. Nedenini soranlar için. Çünkü boş ya da gereksiz gelmedik.

  20. anıl

    neden insanlar sigara içer ? [para, kariyer, din, millet, ahlak, kültür… bunların hepsine olumsuz etki eden bir şeyken]

    bunu yapıyorsa da neden internet sitelerinin ana sayfasına “ben sigara bağımlısıyım, alın bakın bu da fotosu” der ?

    bilmeyen soru soramaz, ama soru soranlar genelde aptallardır. her soru yeni soruları doğurur. çünkü her cevap çemberi genişletir ve yeni sorular alır içine.

    teslim ol.

  21. uğur

    neden hep başa döner insan???
    neden hep kendini tekrar eder?
    kendi zekası insana yeterli midir? yoksa ekip olduğu insanlarında veya en azından patronunun da en az kendisi kadar zeki olması mı gerekir?
    bu patronlar neden yaşıyor bu dünyada?

  22. hiçlik

    bu hayatı zevk ü sefa içinde değil de ot gibi yaşasan ne değişecek.

    vahşi ormanlardaki hayvanlar gibiyiz. gencecik delikanlılar şehit oluyor. zevk peşınde koş, ot ol ya da kendini bul, bulduğunu özgürleştiğini sandığın anda tüm doğrular birbirini götürür. esaretin içinde hiçlikle kal.

    merak ediyorum: bu vahşi ormandan nasıl çıkılır?

  23. doktor

    Eğer tüm bu sorularınızın cevabı olsaydı siz zaten bu yazıyı yazamazdınız ve bunlar olmasaydı iyi ve kötü adaletli ve gaddar iyimser kötümser zalim ve dürüst gibi kavramlar olmazdı.

    yanlış anlamayın bu durumları savunmuyorum ama sekülerleşen kentlerimizde tepkisizleştirilmeye çalışılan, kendi varoluş sebebibini bile artık unutmaya yüz tutmuş insanlar türemeye devam ettikçe ve ne yazık ki en güçlünün (parası en çok olanın) artık devlet başkanlarını bile belirlemeye başladığı bi dünyada bu durumlar ve bunlara bir isyan şeklinde ortaya çıkan sorularınız var olmaya devam edecektir.

  24. çükka

    benim de merak ettiğim bir şey var hani her insanın parmak izi farklı ve biri diğeri ile aynı değil ya peki her insanın @çük yapısı neden farklı ve sperm özellikleri..düşünsenize tek bir millet herşeyi ile aynı

  25. sz

    her nedenden sonra hayat daha guzel degil!

    esrarengiz olan gormesem de kulaklarim seni daha iyi duymak icin, dogru sanip sevdigimi soyledigim an bir sure icin, tek kalbim senin icin, sag beynim benim icin, en buyuk sevgim cocugum icin ama ruhumu canli tutan her sey korkmadigim icin.

  26. ramazan

    İlahi adalet varsa; neden bazı bebekler açlıktan ölüyor, neden doğumdan gelen sakatlıklar var, neden sefaleti yaşayanlar var, neden iyiler az yaşıyor? Neden??

    bu soruları sorduğun için ahiretin varlığını ispatlıyorsun. adalet için ahiret var

  27. ramazan

    İki lafı bir araya getiremeyen adam milyon dolara para demezken, dünyayı daha yaşanır hale getirmeye çalışan dürüst biri karın tokluğuna eyvallah diyor. Neden vicdanlı ve dürüst olmanın prim yapmadığı bir dünyada yaşamak zorunda bırakıldık?

    dürüst olmanın bedeli vardır. dürüst olmak sanıldığı gibi kazancın anahtarı değil kazancın ta kendisidir.

  28. ramazan

    lezzetli şeylerin çoğu şundan zararlı bir yiyecek ya faydalı diye ya lezzetli diye yenilmeye devam eder. son çağda herkez haz ve lezzet peşinde koştuğundan lezzeti ile yaşayan yiyecekler çoğaldı. düşünsene lezzetsiz ve acı bişey neden üretilsin ki?

  29. Ümit

    “İki lafı bir araya getiremeyen adam milyon dolara para demezken, dünyayı daha yaşanır hale getirmeye çalışan dürüst biri karın tokluğuna eyvallah diyor. Neden vicdanlı ve dürüst olmanın prim yapmadığı bir dünyada yaşamak zorunda bırakıldık?”

    Cevap veriyorum: Konuşmaya ihtiyacı yok ki adamın [zengin olanın], nasıl olsa para leb demeden çorumu yaktırabiliyor. Diğeri de para kazanmak için paraya ihtiyacı olduğunu anlatması gerekiyor… :)

  30. tayfur

    Biliyorum çok kötü ama dayanamadım..

    Babam böyle kek yapmayı nerden öğrendi?

  31. Özlem Altınçelik

    sorularından birkaç tanesini çalabilir miyim? daha önce bir yazını çalıp not olarak yazmıştım itiraf ediyorum.. sorry..

  32. Ozturk

    İlahi adaletten şüpheniz olmasın. Yazınızın ilahi adalet kısmı insanoğlunun aklının almayacağı bir konudur. Muhtemelen, bu konuya kafa yoran çok insan vardır. İstedikleri kadar düşünsünler bir yargıya/sonuca varamazlar. İtikadı sağlam olan insanların bu konuya kafa yorduğunu zaten düşünmüyorum.

    Benzin depo kapağı, çapkınlık – kaşarlık… bunlar benim de merak ettiğim konular. Belki, ileride bu soruların cevabını bulabiliriz. Çünkü, bunlar insanoğlunun cevabını bulabileceği tipte sorular.

    Her halükarda hayatımızın her anında cevabını hiçbir zaman bulamayacağımız sorular olacaktır.

  33. gamze mengi

    “İlahi adalet varsa; neden bazı bebekler açlıktan ölüyor, neden doğumdan gelen sakatlıklar var, neden sefaleti yaşayanlar var, neden iyiler az yaşıyor? Neden??”

    Ben de çok sormuştum bunu… Tek rahat ettiren cevap şu; “iyi” ve “kötü” bizim algımızla belirlenen parametreler. Biz büyük resme hakim değiliz, sadece belirli bir açıdan bakabiliyoruz ve bu açıdan baktığımızda bize kötü görünen şey büyük resmin içinde bir amaca hizmet ediyor…

    Ama dersen ki “çocukların ölmesi nasıl bir amaca hizmet edebilir?” hiç bi fikrim yok :/

  34. verda

    Ne guzel merak etmissin.. Ne guzel yasiyorsundur.
    Coklu kalp olacak evrimlesen insanda..
    Domuz olayi ciddi mi?!
    Bu geliste kacirdik, bi dahakine rica ediyim.
    Kayitlara gecsin spatiumdaki abiler!

  35. simge özünlü

    Doğumdan sonra büyümeyen tek organımız ?göz?müş. Bu iyi de, ey burun ve kulaklar, sorarım size? Ölene kadar genişlemeye devam ediyorsunuz, amacınız ne?

    mutlaka vardır bir amaçları, belki de sadece onları ne olursa olsun sevdiğimizi görmek istemekteler:)

    İnsan vücudunun %97 mükemmellikte olduğunu düşünüyorum! Mesela, yokluğunda hiç özlenmeyen bademcikler neden var? İlerleyen yaşlarda kulaklarda neden kıl çıkar? Hıçkırık ne iş?

    bademciklerim sürekli beni hasta ederdi, şu anda fiziksel olarak varlar ancak hiçbir işlevleri yok.. işlevleri varken sadece bademciklerim ağrırdı, şimdi sürekli faranjit oluyorum ve faranjit çok daha lanet bi hastalık.. benim için çok değerlilermiş, kıymetlerini bilemedim :( Hıçkırık en olmayacak zamanda tutup, seni utandırıp, yerin dibine sokmak için var olan birşeydir.. olsun magma yıda görmek lazım..

    Umursamadan söylenen ?seni seviyorum?lara nasıl kanabiliyoruz? [Oysa, ‘umursamak’ merak etmektir. Merak eden de fiziksel, olmadı ruhen, olmadı beynen senin yanındadır hep. Sen hissedersin onu, bunu anlatmaya da kelimeler yetmez…]

    Umursamadan söylenen ?seni seviyorum?lara nasıl kanabiliyoruz? Bazen o kadar yalnız kalıyoruz ki, yalanda olsa inanmak istiyoruz. Merak etmek, yanında olmak.. butun bunları düşünmüyoruz, düşünecek halde olmuyoruz.. küçükte olsa, geçici de olsa, hatta yalanlar üzerine kurulu bile olsa, mutluluk mutluluktur.. bu dönemde kalbindeki ufacık bir çırpıntı bile büyük anlam taşıyor aslında.. diyesim geldi..

    Yalan söyleyerek beni bir kez kandırabilirsin. Yalanlarına devam ediyorsan ya ben salağım, ya da senin çevren çok geniş! Ayrıca doğruyu söylemek bu kadar kolayken, insan neden zoru seçer ki? [Diyelim seçtin, geceleri nasıl rahat uyuyorsun? ‘Anlık alt etmeler’ midir bir yalanıcının zafer tanımı?]

    yalan bence söyleyene ait bir özellik, karşısındaki insanı bağlayıcı özelliği yok. Hayat kötü, sürekli insanlar bana yalan mı söylüyorlar acaba paranoyasıyla yaşamak çok zor.. bir de şöyle baksak, insanlar yalan söylemeye devam edecekler, bizde sonunda gerçekler açığa çıkınca kırılacağız.. kırıldığımız anda belki de kendimize, hala güvenebiliyorum, hala içimde beyaz bir alan var ve o alan beni aslında insan yapan.. üç beş ucube yalancı yüzünden kendimden vazgeçmemeliyim diyebilmeliyiz.. ve hayat devam eder, ve yalanların karşısında inadına inadına inanarak belki de daha sağlam duruyor oluruz..

    Neden herkes bağırıyor? Overlokçu, aygazcı, eskici, hoca, davulcu, sevgili? [Ayrıca tek askere giden veya ilk evlenen de siz değilsiniz… Bir rahatlayın yahu!]

    insanlar belki de rahatlayabilmek için bağırıyorlardır kim bilir? bir gün denemek lazım..

    Adamın zamparalığı ?çapkınlık? olurken, kadınınki neden ?kaşarlık??

    bunu düşünmeye bile gerek yok bence.. bunları düşünüp tartıştığımız sürece, bu tartışmalara nokta koyamayız, bu düşünceleri öldüremeyiz.. belki de insanlara laf anlatmaya çalışmak yerine, böyle saçmalıkları görmezden gelip, bildiğimizi okumalıyız.. kadına kaşar deseler ne, adama zampara.. kişi kendini bildikten sonra gerisi laga luga..

    Nasıl oluyor da ?o üç-beş saniye? için bu denli ?salak durumlara? düşebiliyoruz? [Peki… Orgazmı 30 dakika süren domuzların düştüğü durumun bir adı var mıdır?]

    o üç beş saniye üzerine dönüyor hayat, ya hiç olmasaydı ve biz çok aklı başında olsaydık.. hiç orgazmı tatmamış,ifadesiz suratlı milyonlarca akıllı yaratık.. :)) arada dengeyi bozacak, kalbi hızlı çarptıracak bişiler lazım.. nereye kadar paraşütle atlama,bungee jumping ..vs vs

    Lezzetli şeylerin çoğu neden zararlı?

    evet ya bu kötü bişey.. beni üzüyor.. ama belki de zararlı olduğu için bize ekstra lezzetli geliyor.. yasak olmasalardı, zararlı olmasalardı bu kadar tüketilirler miydi ki? düşünsenize mesela, vücuda muhteşem yararlı, acayip mineralli vitaminli, adeta ilaç olan kola..

    çok sıkıcı:(

    İki lafı bir araya getiremeyen adam milyon dolara para demezken, dünyayı daha yaşanır hale getirmeye çalışan dürüst biri karın tokluğuna eyvallah diyor. Neden vicdanlı ve dürüst olmanın prim yapmadığı bir dünyada yaşamak zorunda bırakıld

    dünyayı yaşanılır kılan dürüst kişi paraya önem verseydi, vicdanlı ve dürüst olmazdı.. dolayısı ile iş aslında prim yapmamasında değil, iş aslında paraya tapmamasında.. aslında yaşamak zorunda bırakılmadık, bu dünyayı biz yarattık.. vicdanlı ve dürüst kişiler yeterli çoğunluğa sahip olabilselerdi belki de paraya tapanlar şu anda aynı konuyu sorguluyor olurlardı..

    İlahi adalet varsa; neden bazı bebekler açlıktan ölüyor, neden doğumdan gelen sakatlıklar var, neden sefaleti yaşayanlar var, neden iyiler az yaşıyor? Neden??

    dünya adil değil, lafı bana hep işin kolayına kaçmak gibi gelirdi ama gerçekten adil değil.. bilmiyorum!

    Bir annenin çocuğuna gösterdiği şefkati, biz neden birbirimize gösteremiyoruz?

    Anne çocuğunu içgüdüsel olarak, (hormonlarında etkisi ile tabi ki) seviyor. Sevgi şefkati doğuruyor. O kadar benciliz ki kendimizden başkasını sevebilecek durumda değiliz. Gözümüzün ışığı sönmüş, saçma sapan şeyler uğruna, para, ego gibi birbirimizi kırıyor vicdanımızı yok ediyoruz.. resmen gözlerimize inen, çekilen perdelerle yaşıyoruz.. perdenina aralanmasına da tahammülümüz yok, çünkü perde aralandığında gözlerimize vuran güneşe bakarsak gözlerimizin kör olmasından korkuyoruz.. oysa gözlerimiz kör olsa bile, güneşi görmek güzeldir..

    Yine de tercihimiz, güneşi görmeye yeltenmektense, puslu dünyalarımızda, kısmen gördüğümüz çoğunlukla yapay ışıklar arasında varlığımızı sürdürmek..

    Biz ve şefkat.. sevgiye tahammülümüz bile yok.. o kadar yalnızız ki.. yalnızlığımız normalleşti, gözlerimizin önündeki perdeyi kaldırıp, ışığı görmeye, sevgiyi yaşamaya cesaretimiz yok.. çünkü farklı.. çünkü artık bilinmeyen sevmek!

    benden bu kadar:)

  36. Mahmut bursalı kardeşin... :)

    aslında her şeyin bi cevabı olduğu şu hayatta bazen bizi cevaplar mutlu etmeyeceği için sürekli sorgulamaya devam edebiliriz. tunç her zamanki gibi iyisin.. peki bende sana çok samimi içten bi soru soracağım cevabını bildiğim halde. sırf diğer takipçilerin de öğrensin diye.

    hani soruyorsun ya 2 kelimeyi bi araya getirememesine rağmen milyonlarca liralıık servetin sahibi olan insanlar varken, zeki insanlar karın tokluğuna çalışıyor diye. bense sana soruyorum, türkiyenin en büyük kurumsal şirketlerinde iyi bir konumda müdürken ne oldu da her şeyden bi anda vazgeçtin bu hayatı seçtin söylermisin? NEDENN?

  37. Mert Taşçıoğlu

    Cevap vereyim mi:
    Çünkü efendi gibi adabıylan sevişmiyoruz da ondan!

    Bu saydıgın sıkıntılarda az bir iyilesme olsa dunya cilginlar gibi sevisip nufusu patlatacak :)

    Her insanin tadinin biraz kacik olmasi gerek ki dunyayi begenmesin, 1 2 3 ten fazla cocuk istemesin, nufus dengelensin :))

    Bu gece herkes bır kez daha dusunsun :D

  38. Ogün Erez

    O zaman ben de bir soru ekleyeyim.

    Niçin bu ülkedeki ortalamanın üstünde zekaya sahip olan insanlar geyik yaparak vakit geçiriyorlar da, (iki ay önce Bern, geçen ay Oslo’da gördüğüm üzere) başka ülkelerdeki çalışıyorlar. Eğlenmekte güzel ama niçin günün sadece belli saatlerinde (merak etmeyin en iyisini) yapıyorlar. Niçin benim ülke insanım boş veriyor? Niçin biz bu kadar geriyiz?

    Veya boşverin eğlenelim, rahatımıza bakalım, geyik üstüne geyik yapalım.
    Sloganım: En büyük geğiyim daha yapılmamış olandır.

  39. Hüseyin Kafadengi

    Eğlenmek için soruyorsanız sorularınıza devam edip, kendisini iyi hissedebilirsiniz. Zira bu sorulardan rahatsız oluyorsanız, boş verin her şeyi, rahatınıza bakın.

    Sloganım; Asla değişmeyecek tek doğrumun bile yanlış olma ihtimali olduğunu öğrendim.

  40. oğuzhan

    her şeyi bilemiyoruz ama sorduğun soruların bazılarına sende cevaplar bulabilirsin sanırım ve ”neden” sorusunu her şeyin ardından sorabiliriz, sonu gelmez, yani neden tek gözlü değiliz sorusunu değişik şekiller de her türlü çoğaltabilirsin ve içinden çıkılmaz bir durum olur. o yüzden bazen bazı şeyler sorgulanmaz sadece varlığı ve amacı kullanılır sanırım ;)

  41. cubur

    Keşke hayat düşünmeye çalıştığımız kadar adil olabilseydi dedim okuduğumda Tunç Abi.

    Ama bağırmalar da, yalanlar da, erkeklik de, kadınlık da, açlık da, şefkat de vs. bizler için var nasıl düşünürsek düşünelim ve kuramlar hazırken ‘Hadi kullanmalı, boşa gitmesin’ diyor bile olabiliriz.

    Vay halimize, dünya dönüyor işte..

  42. nano

    Neden babamın istediği işte çalışmak, annemin de istediği kızla evlenmek zorundayım?

  43. Seda Koca

    Ya da neden sadece alkol alınca ‘hayatta yapamam’ dediğimiz şeyleri bile yapabiliyoruz.. Ya da alkol bazılarımızı eğlendirirken, neşeli biri haline getirirken, bazılarımızı (haddimi aştıysam affola) canavar haline getiriyor..

    Benim de merak ettiğim bilinmezlikleri sıralamışsın, keşke ben de daha fazla bilinmezlik eklemek yerine bunların cevaplarını verebilseydim..

    Güzel bir yazı olmuş, emeğine sağlık..

  44. faati

    sanırım bu sorular, herkesin zaman zaman kendine sorduğu, kendince bir cevap da bulduğu, ama bulduğu cevaptan da bir türlü tatmin olamadığı sorular.

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir