36

Kocaman bir göbeği erkeklik sayıp, sonra o göbeğin altına slip mayo giymeyeceksin işte!

Uzun dönem bir ilişkiye başlamadan önce birçok engel var aşılması gereken. Birincisi, belki de en büyüğü, ilk intiba veya ilk izlenim denen fikir tahmin süreci. Bu çok kısa bir süreç, üç beş saniyede oluşuyor. Ve sonradan değişmesi pek de kolay olmuyor (tükürdüğünü yalamanın zor olma durumu!). Ön yargılar diyebiliriz kısaca.

Tamam, hayatta hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Peşin hüküm yanıltabilir ve Fikir Atölyesi’nde daha önce yazdığımız gibi, sarışın hatunların tümü aptal değildir.

Ne gördüğümüz, nasıl baktığımızla ilgili ancak yıllar da bize nasıl bakmamız gerektiğini öğretiyor. Ailemiz, arkadaşlarımız, toplum bizim beyne yargılarımızı yerleştiriyor. Ne doğru, ne yanlış veya ne güzel, ne çirkin büyürken hep dikte ediliyor. Bu da zaten kalıpların dışına çıkamamanın baş nedeni.

Ancak ön yargıların hepsi de kötü değil. Özellikle dikte edilmeyip, kendi deneyimlerimizle elde ettiğimiz ve tekrar üzerinde düşünüp, sorgulamadan doğru bulduklarımız var.

Biz erkeklerin kızlara pek yakıştıramadıklarımız var mesela:

  • Yerli yersiz şımarık konuşma tarzıyla sempatik gözükmeye çalışanlardan tutun da; aga, kanki, hacı, moruk, lan, oğlum, ‘oha falan oldum yani’ gibi lafları ağzına sakız eden delikanlı kız tiplemesine kadar çok farklı modelde kız olduğunu biliyoruz. Yollarda çakata çukata sakız çiğneyenleri hepten geçiyoruz.
  • Başını kapattığı halde altına dar pantalon giyip, yüzüne badana gibi makyaj yapmak artık “normal” karşılanıyor!
  • Kısa bacaklı olanların çok düşük bel pantalon giymesi veya ufak göğüslü olanların açık bel bluz giymesi erkeklere ne kadar abes geliyorsa, kış ortasında seksi olacağım diye kıçı başı açık dolaşanlara da sadece gülümseyerek bakıyoruz.
  • Kendini ağırdan satanların havası, Serdar Ortaç çalmaya başlayınca göbek atarak nasıl sönüyorsa, sarhoş olan kızları görmek de bir o kadar fena. Çok sevdiğinden olsa gerek, kız arkadaşı ile elele tutuşup dakika başı öpüşmek, onlara sevgilisiyle konuşur gibi sürekli “bebişim, aşkıııım naber?” demek de öyle.
  • Bacak ve koltuk altlarını geçtim; yüzünde (ergenlik çağının ortalarında olan bir çocuk kadar) tüy olan hatunlar hiç mi aynaya bakmazlar?
  • Kas yapmak için vücut geliştiren kadınlar bize ne kadar itici geliyorsa, uluorta sütyenini düzeltenleri görmek de o denli ıhhh. Bir de ince dudaklı olup dudak bükerek sigara içenler var!
  • Dekolte giyinip, dekoltesini kapamaya çalışanlar da ayrı bir komik görüntü veriyorlar. Madem giydin, rahat ol!

Erkeklere yakışmayanlar da var doğal olarak (kız arkadaşlarıma sordum bunları ama sadece kızların değil, çoğu erkeğin de aynı fikirde olacağını sandığım şeyler çıktı):

  • Testosteron salınımıyla doğru orantılı gelişen birçok komplikasyon var bazı erkeklerde; kavga çıkarmak için yer aramak, racon kesmek gibi… Kızlara “kızımmm” diye hitap etmek ufak da olsa bir belirtisi bunun.
  • Yarıya kadar trimlenmiş göğüs kıllarını gösterecek şekilde bağrı açık gömlekler giymek başka bir örnek. Sonra ilk oyun havasında eller havaya göbek atılır. Zaten kıvırarak göbek atmak biraz garip durmuyor mu erkeklerde? Bir de pop müzik çalarken ‘omuz oynatarak’ dans edenler var!
  • Doğan görünümlü Şahin arabasında camları ve müziği sonuna kadar açarak hava attığını sananlara alıştık da, bunu son model lüks arabalarda yapanlara “nereden buldun o parayı” diyesi geliyor insanın.
  • Polat Alemdar’ı kendine kahraman seçip, onun gibi giyinip, onun gibi yürüyüp, onun gibi konuşmak ve hatta onun gibi davranmaya özenmek… Kız arkadaşının yanında kedi gibi olup, başka yere gidince atıp tutanlar da bunlar olur genelde.
  • Kocaman bir göbeği “erkeklik” sayıp, sonra o göbeğin altına slip mayo giymeyeceksin işte!
  • Tepede olmayan saçı, yanlardan gelenlerle kapatmaya uğraşanların rüzgarlı havada verdikleri uğraş pek hoş bir görüntü vermiyor. Kazıt kardeşim… Veya saç o denli önemliyse senin için, biriktir paranı saç diktir. Saçı bol olanların ise bir kutu jöleyle kafasına inek yalamış süsü vermesi durumu var ki, girmeyelim ona hiç!
  • Zaman ve mekan tanımadan cinsel organını kaşıyan, burnunu karıştırıp yere tüküren, bağıra bağıra küfürlü konuşan maço görünümlü magandaların yanında; kaşlarını incelten, bacak kıllarını kesen, berberde yüzüne salatalık bakımı yaptıran ‘kibar’ erkekler de var!

Bu liste daha da zenginleşir. Ekleyebilirsiniz yorumlara.

Sonuç olarak kadınıyla, erkeğiyle renkli bir toplumuz!

Şimdi bu kadar çok renk olunca beyin de zorlanıyor idrak etmekte. Ve doğal süreç işliyor, ‘ön yargılar’ almaya başlıyor yükü.

Kimseye kızmamamız gerektiğini Randy Pausch da söylemişti bize: “Sana göstermeleri için ne kadar beklemek zorunda kalırsan kal, bekle. Herkesin içindeki en iyi tarafı göreceksin. Sonunda insanlar seni şaşırtacak ve kendilerine hayran bırakacaklar. Birine kızıp sinirleniyorsan, ona henüz yeterince zaman vermedin demektir.”

Randy’yi dinleyip sinirlenmiyoruz, tamam. Peki, yukarıdaki tiplemelerdeki gibi, ancak tanımadığımız bir kadın veya erkekle aynı ortamda olduğumuzda da, “aa dur bakayım, önce anlamaya çalışayım bir hayat hikayeni” mi diyeceğiz?

Yorumlar 36

  1. berna

    Eklemeden geçmek istemiyorum, yolda yürürken bayanlara kaba derecede gözlerini dikenler -hadi genç olanlarını bir derece anlayabiliriz belki ama- babamız yaşında olanlar… Moda bir kıyafet giydiğimizde hele biraz da gösterişli bir şeyse saatlerce bakanlar… Acaba bu hareketleri onlara bir şey kazandıracak mı, diye bir düşünseler keşke?

    Böyle insanlar karşıdaki kişinin psikolojisini ne kadar derinden etkilediklerinin farkında değiller. Kendimizi berbat hissettiyorlar bize ve paranoya derecesinde rahatsız ediyorlar.

    Ne yazık ki bu tarz durumlardan dolayı sosyal hayatın gerektirdiği nezaket kurallarından çok uzaklaşmak durumunda kalabiliyoruz bayanlar olarak. Teşekkür etmekten, bize yol verenlere, yardımcı olanlara gülümsemekten ödümüz patlıyor… Kurunun yanında yaş da yanıyor bazen.

    Hele İstanbul da bir semtten başkasına gidince insanların duruşu o kadar çok değişebiliyor ki.. Zaten hayatı ve kafası sürekli dolu olan, bilgiyle ve insan doğasıyla uğraşan insanlar sokakta bile daha hiç bir iletişime geçmeden diğerlerinden bu şekilde ayrılabiliyor.

  2. gamze :)

    gercekten yazılanlar ılgınc ve gunumuzde yasanan gerceklerden. ama yorumlarda da okudum kı bunlar hepımızın hayatından bı sekılde gecmıs ya da en yakınlarımızda gordugumuz seyler. belkı kımı zaman farkında olmadan bızım yaptıklarımız. baskalarında gordugumuzde tiksindirici, kendımızde ya da en yakınımızda kımı zaman gözu kapalı kabullenebıldıklerımız.. hepsı de hayatın iyi ya da kotu bı bolumu..:)

  3. gamze

    ya da iğrenç görünümlü, kıllı ayaklara giydirilen zavallı parmak arası terlikler..

  4. ilyas çiçek

    ben ist da ilyas çiçek peki serdar ortaç kardeşimizin göbek atıp oynaması neden herkeze farklı ve saçma anlam andırıyor insan dediğin kız yada erkek farketmez nasılki aynı anda yemek yiyip tv izliyorsak yada wc ye gidiyorsak işte insanların her türlüsü göbek atabilir serdar ortaç abimizi çok severiz ayrıca sesini çok sakin ve düzenli kullanıyor ilyasçiçek ist ilyas_perde@hotmail.com 05447943051

  5. zeycan

    valla bennnnnnn hayatımda yapmam diyen varmı? bu yorumları yazarken gerçekçi olmak da lazım. hepimiz hayatımızın bi döneminde mutlaka yapmışızdır böle şeyler. benim sitemim bunu alışkanlık haline getirenlere.. ya kardeşim sana bi allahın kulu demiomu şunu yapma sana yakışmıyor diye. mutlaka ki söylemişlerdir.hala neden yapıyon peki. bizim ülkemizde şu var herşeyi ben bilirim ben yaparım eleştirilmem ama fena eleştiririm…

    mesela ben oğlum die konuşanlardanım bu bir itiraf. ama ben bunu samimiyet ve konuşma tarzım olarak görüyorum. açık söyliyim kimse de yakışmıo demedi. yoksa sölemeye korkuyorlar mı?:)

    benimde paylaşmak istediğim ek bişey var en çok sinir olduğum hareket. ileri dereceye gelmişler bunu yapanlar. cafede herkes oturuyor sen öpüşüyorsun. bu kadarına bi itirazım yok eyvallah. peki kardeşim bir yandan öpüşürken diğer taraftan karşıdaki oturan kızı nie kesion. kaş göz hareketi yapıon. işte bölelerinin kaşını gözünü…. anladınız siz orasını. sadece bi paylaşımdı.

    önce kendimizden başlarsak düzeltmeye daha çok ve hızlı yol alırız gibi geliyor.

  6. aslı

    bende cep telefonundan müzik acıp yolda yürüyen tiplere uyuz oluyorum.

  7. Pingback: Değişim Portalı - Blog » Blog Archive » Paslanmış Elma Sevmez misiniz?

  8. GabrieL

    Bu yazıya katılmamak elde değil.. Herkes kendi olsun, ne demiş Mevlana ‘Ya Olduğun Gibi Görün Ya Göründüğün Gibi Ol’…

    Bir de şu kız tiplemesi var sevgiliyken çok sevdiğini söleyip hiç ayrılmayacağmızı söleyip ardından sıkılınca kişiliklerimiz uymuyor diyip, bi de bunu yüz yüze de değil msnden söleyen kız tiplemesine veya erkek tiplemesine uyuz oluyoruM..:D

  9. recai

    -birde netten tanıstıgı kişilere vermek için, aleme cıkmayı sart koşan kızlardan bıktıkk.. n’olur kızlarrr kriz var.. galiba yeni bir kampanya başlatıorum… haydi kızlar direk eve:)

  10. lolla

    hele bir de yolda yürürken sağını solunu göstere göstere kaşıyan erkek türünün cinsleri yok mu illet ki ne illet ! Aynı şeyin dişi versiyonu için herkesin içinde elini bluz içine sokup, orasını burasını düzeltenlere bakmak yeterli.
    görsel kirlilik.

  11. elf

    Hayat; başka bir hayat hikayesini dinleyemeyecek kadar kısa ve bize sanki binlerce farklı hikayeyi yaşatıyormuşçasına uzun gelir. Kimi zamanda çekilmez veya çekemez bir hal alır. İnsan kendi hikayesini gereğince yaşıyor biliyorsa eğer, başkasına ait dediği hikayeyi yeniden dinlemesine gerek kalmayacaktır. Çünkü herkezin bir hikayesi yoktur, herkez tek bir hikayede vardır. Rollerimiz vardır bizim bu nedenle de herkez bu hikayenin içinde kendi görevini yapmak zorundadır. Rol uygulanırken oyuncuların hepsinin ayrı bir hikayesi varmış gibi gözüksede, kimi birbirinden haberli kimi habersiz bu hikayeyi tamamlamak için vardır. İşte bundan dolayıda hikayeyi tamamlamaya çalışan kahramanlara kızmamamız gerektiğini düşünürüm tıpkı Randy Pausch gibi.

  12. duru

    Hikayeleri dinlemek beklemeyi gerektiriyor. Beklemekse sabrı… Peki bekleyip sabrettiğimiz kişiler buna değer mi?

    İster kıllı, ister göbekli, ister sakızlı, ister zırlak, ister çatlak olsun değdiğine inandığımız kişilere zamanımızı ve sevgimizi seve seve verebiliyoruz. İnsanoğlu aslında herşeyi yine kendi için yapıyor.

  13. mrs.autumn

    kız arkadasına dıkkatlı gıyınmesı ıcın ogut verıp hatta gıydırıpte baska kızlara bakan erkeklerı de unutmayalım.

  14. mange

    gerçektende günümüzde yaşadığımız hayatı çok güzel yansıtmışsınız.
    ama benim anlamadığım bişey var bu yapılanlar rahatlık mı? yoksa kabalık mı?

    ama şu polat alemdar mevzusu çok komik geldi. eee ne yapsınlar abileri böyleleri bir yerde ezilince başka bir yerden acısını çıkarmaya çalışıyorlar :):):)

  15. sonturk

    Polat Alemdar?ı kendine kahraman seçip, onun gibi giyinip, onun gibi yürüyüp, onun gibi konuşmak ve hatta onun gibi davranmaya özenmek? Kız arkadaşının yanında kedi gibi olup, başka yere gidince atıp tutanlar da bunlar olur genelde.

    gerçekten çok doğru

  16. emre

    Yine her zaman ki gibi harika bir yazı olmuş…
    Ama ben en üstteki HÜSEYİN ÇELİK resminin pek bir ilgisiz durduğu kanaatindeyim (!..)

  17. mestra

    İzninizle yazıya bir iki madde daha eklemek istiyorum…

    * Ayna karşısına geçip dudak bükerek, seksi (!) bakarak, kafayı yan yatırarak kendi kendine (cidden kendi kendine, insanlarda ne yetenekler var) fotoğraf çeken, bunu herkesin görebileceği yerlere koyan kızların araştırılmasını istiyorum… Amaç nedir? diye sorulmalı ilk olarak.

    * Emesende (MSN) zırt pırt ileti değiştirip sevgiliye mesaj yollamaya çalışanlar da ayrı bir mesele… Madem listende ekli, aç penceresini söyle içinden geçeni…

    * Yolda sevgilisini nefes aldırmayacak şekilde sarıp sarmalayan, “bu kızın sahibi benim lan” edasında dolaşan erkeklere de sormak istiyorum – “Kaçmasından mı korkuyorsun?”…

  18. gülden

    ya şunlara ne demeli:

    gayet normal bir seyirde gelirken güzel bir bayan gördüklerinde birden gaza basan hovardalara, kendini kalite göstermeye çalıştıkça batan erkeklere, karşı masadaki kıza klark bakışları atıp sonra telefon numarasını bir kağıda yazıp yanındaki arkadaşına o kağıdı kızın masasına attıran sözde delikanlılara gülüp geçiyorum sadece..

    bunlar benim başıma gelen örneklerden birkaçı sadece.. evet güzel bir konu imiş:) söyledim rahatladım :))

  19. Çilekli Süt

    Hehe çok keyifli bir yazıydı :)) Artık sinir bozucu hallerimize güler oldum aklımı oynattım sanırım o kadar gıcık durum varki bu memlekette :)) En iyisi gülmek diyip geçiyorum daha fazla oynatmamak için.

    Ben de şurda kısa bir yakınmıştım görgüsüzlük hakkında.

  20. green nedense

    bu giyim kusam, mesleki sinif, economik farkliliklar nedense hep bizim turk milletinin umrunda avrupa ulkelerini ovmek yere goge cikarmak icin soylemiyorum ama zamaninda anlamis olacaklar ki asil cevherin icerde sakli oldugunu bugun boyle seylerin lafini bile etmek anlamsizdir onlar icin. tabi yazi bundan bahsetmiyo da deginmek istedim yine de…

    yaziya gelirsek bir samimiyet, guven, elde etme kargasasi gibi geldi… insanimiz hala olmak istedigi ve oldugu kisi arasinda bocaliyor! tv tiplemelerini kendilerini farkli gostermek icin sahipleniyorlar vs… oldugun gibi seni kabul ederiz be kardes! kendini de bizi de kandirma ha!

  21. Abdullah Mahmut Sami Dikmen

    yazılanlarla fotograf müthiş uyum içerisinde. güzel ve tebessüm ettiren bir yazı. teşekkürler.

  22. Aras

    İlişkilerde sadece kendini düşünen kadınlar da bir o kadar itici.

    Güzel yazı teşekkürler.

  23. Pep

    Görünüş bu hiiiç belli olmaz. Nice Recep İvedik veya Shrek gibi görünüşte meymenet olmayan ama gönlü ve kültürü zengin insanı tercih ederim, janti giyimli ama içi kof insana. Çoğu kültürlü ve entellektüel ve derinliği olan kimselerin aslında giyimlerine çok dikkat etmedikleri de dikkatimi çekmiştir. Görünüşe göre yargılamamak lazım. Yukarıda tipleri sıralanan ve bizim “beğenmediğimiz” insanların çoğu eşlerini bulmuş mutlu bir hayat sürüyor olabilir. Kabullenmek lazım. Eleştirmemek lazım. Kime ne zararları var…onlar da bu oluşumun bir parçası…Erdem lazım…wisdom.

    “gel, gel, ne olursan ol yine gel,
    ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
    bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
    yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…”

    Sevgi ve teklik götürecek bizi bütüne.

  24. Veysel Keleş

    Okurken gerçekten eğlendim ama aynı zamanda bazı yerlerde ağlanılacak halimize gülmüş de oldum. Hele hele şu kapalı bayan arkadaşlarımızın içinde bulunduğu durum içler acısı. Gelin bir petition başlatalım bari internette bu tür kıyafet giyimine karşı. :P yeter ama. Onlar üzerinden islamiyete saldırmak çocuk oyuncağı hale geldi bazıları için.

  25. wime77

    Sabır bizim milletimizin ÖZÜ dür.
    Öyleki sabır taşı çatlamışsada biz halen çatlamamış bir milletiz.

    Sorun ise sabır gösterdikleri konularda bitiyor.
    Kendisine her türlü zorbalığı yapan erkeğe katlanan kadın kendisini geliştirmek için birşey yapmaz.Gazete okumaz yada bir meslek edinip çalışmaz.
    Kendisine her türlü zorluğu çıkartan hükümetlere sesini çıkartmayan İŞÇİ kendisi gibi işçi olan birine AVAZ AVAZ bağırır.
    Kendisine her türlü kötülüğü yapan arkadaşlarına katlanan öğrenci öğretmenini tartaklar.
    Kendisine Jop kaldıran polise sesini çıkartmayan öğretmen öğrencisini döver.

    Ne sabırlı milletiz.Sadece hedefi tutturamıyoruz.

  26. orpen

    abukluklara tahammül gösterip iyi taraflarını araştırmaya çalışmak pratikte uygulanabilirliği pek mümkün olmayan bir durum. Çevrenizdeki herkes asgaridir, birkaç uçuk tip vardır o zaman polyannacılık sözkonusu olabilir, anlamak için sabır gösterilebilir ancak çevremizdekilerin alayı uçuk olunca bu sabrı göstermek pratikte mümkün değil yoksa kafayı yersiniz.

  27. esad kemal

    yazılanlar her şeyı zaten belirtıyor
    aslında yorum yapmaya bıle gerek olmayan
    bır konu …………….

  28. Sishyphos

    Yazılan her türe, kadına da erkeğe de, ya sadece iğrenip başımı çevirebilir veya gülüp geçebilirim. Ama yürüyen bir EGO olan türü var ki dişisi ve erkeği ile; işte onlar beni sinirlendirme ve üzebilme yetisine sahipler. BEN sözcüğünü az kullanmak makbuldur efendim.

  29. Sinan Ata

    Tunç abi zaten hep kavga isteyenler karmaşa görmemiş olanlar değiller midir. Ya da sevdiceğini döven hep dışarda hırpalanan ezilen adamlar. kadın fıtrattan zarif, eğer sen el kaldırabiliyorsan sen zaten standupcısın bence.

    2 nokta çok dikkatimi çekti :) kapalı baş kısa kollu badi bile gördüm yani şaka yapmayın abi ya :D efendi efendi açın gezin demi? namussuz mu bu başını açan insanlar? adamın alnını garışlarlar. insan kendi gibi olacak. tadını kaçırmayacak hiçbirşeyin.

    ikinci nokta ise slip mayo. ömrümün tek slip mayosunu 6 yaşındayken burhan felek te giydim yüzme dersleri alırken.

    şimdi kara kara düşünüyorum ya biri gördüyse diye :p özür diliyorum burhanfelek camiası. siyah kırmızı mayolu akdenizli velet bendim. :)

  30. Nilay

    Sıradışı olacağım diye vücudunu saçma sapan dövmelerle dolduran, kendini paylaşılmaz erkeklerden sanıp aynı arkadaş grubundan bir kaç kız ile flört etmeye çalışan ve sonunda yüzüne gözüne bulaştıran, zevki olmadığı halde sadece entellektüel görüneceğim diye pipo, puro içmeye kalkan, asıl amacı spor olmadığı halde kız tavlayacağım diye spor salonlarına dadanan, son model arabası var diye trafikte araba kullanan tüm bayanların kendisine bakacağını ve hayır demeyeceğini sanan, diş fırçası ile hayatı boyunca muhattap olmadığı gibi devamlı sırıtıp bunu insanın gözüne sokan, güzel kokacağım diye terli vücuduna parfüm banyosu yapan adamlara ne demeli peki?

    Bu liste, her iki cins için böyle uzayıp gider arkadaşlar.

    Ancak AŞK öyle garip bir şey ki, çok nefret ettiğiniz, hayatta tahammül edemeyeceğiniz özellikteki bir adama ya da kadına da sırılsıklam hayran bıraktırır. Büyük konuşmamak ta gerekir.

  31. ouz

    Toplu taşıma araçlarında güzel bi hatun görüp onu kesmeye başlayan erkek, bunu fark edip ara sıra onunda baktığı kadın. Erkeğe cesaret veren bakışlardan sonra yanına gidip ”Merhaba” dedikten sonra ”Salak şey” tepkisi veren kadın modeline ne demeli? Hayır, madem “ne bakıyo bu öküz ya!” düşüncesiyle bakıyosun, hiç bakmıyacaksın ki adam da “aa o da bakıyo, yanına gideyim” demeyecek dimi ? : )

  32. Barış ALTUN

    Ertugrul ‘un dediğine katılmakla beraber karşı cinsin ilgisini çektiğini görmenin insanın kendine güvenini arttırdığı kanısındayım lakin dozu aşmamakta fayda var.

    Slip mayo devrinin de kapanması gerekiyor bana sorarsanız çünkü nahoş bir görüntü oluşuyor. Bu nahoş görüntüye zaman zaman değil her zaman diz ile ayak bileği arasına kadar uzanan şortlarda sebep oluyor (yoksa pantolon mu?).

    Bir süre önce ev arkadaşım Mehmet K. ile ideal kız tanımı yapmaya çalışmıştık. Aşağı yukarı Tunç Bey’in bahsettikleriyle benzer fakat bizim hazırladığımız liste çooooook daha uzundu.

    Bunda hayatımda

    {…sensored…}

    büyük rol oynuyor tabi ki.

    İnsan akıllanınca eski günlere bakıp çok pişmanlıklar duyabiliyor aslında. Bunların en büyük sebebi de çevrende ki bayan arkadaşların senin ne mal olduğunu anlamış olması olabilir belki ama önemli olan hataları anlayıp düzeltebilmektir sanırım. Bu yüzden yukarıda ki sayılan maddelerle birebir eşleşen arkadaşlar için hala geç değil :)

    “Ön yargıyı kırmak atomu parçalamaktan daha zor” bu sözü hepimiz biliyor olsakda iş, aşk ve diğer sosyal ortamlarda bıraktığımız ilk irtiba konusunda hiç dikkatli davranmıyoruz. Süren ilişkilerin devamında da bu ilk izlenimlerin getirisi olan saçmalıklarla başa çıkmaya çalışıyoruz.

    Dip not: Tunç Bey’in bir çok yazısını okudum ve bu yazının Tunç Bey’e göre hafif bir yazı olduğu hissine kapıldım. Fikir Atölyesi’nde okuduğum bir çok yazının ardından yorum yapmaya bile kelime bulamıyordum. Çünkü yazılan yazının altına yapılan en anlamlı yorum bile içi boş turşu kabı gibi kalacakmış hissi uyandırıyordu bende. Herşey öyle bir bütün içerisinde oluyordu ki eklenecek ya da söylenecek söz kalmıyordu.

    Ben de “Teşekkürler yazı için.” yazmaktansa yorumsuz bırakıp geçiyordum yazları.

    Bir sonraki yazıyı merakla beliyor olacağım…

    Saygılarımla.

  33. Ertugrul

    Erkeklere yiyecek gibi bakan, içine düşen kadınlar ne kadar güzel olurlarsa olsunlar basitlik ve değersizlik hissi uyandırıyor bende.

    Tabi bunların bir de erkek versiyonu var ki onu hiç sormayın zaten!

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir