86

Gelecekte Neler Olacak?

Bilsek mi keşke? Yoksa şimdiki gibi bilmemek mi daha iyi?

Hangisi daha iyi bilmiyorum ama hayal etmek benimkisi. Falcılık değil de, öngörümüzü kullansak.

15-20 sene gibi kısa dönemde ortalama yaşam süresinin artacağı, gelişmiş ülkelerin nüfusunun azalmaya devam edeceği, A.B.D.’den sonra Çin ve Hindistan’ın dünyanın en büyük güçleri olacağı, Japonlar’ın düşüşe geçeceği, genç nüfusu ile Türkiye’nin en büyük ilk 15 ekonomiden biri olacağı gibi varsayımların ötesinde bir şeyler…

Daha uzununu; yüz sene, hatta beşyüz sene sonrasının geleceğinde neler olacak?

Bunlar benim öngörülerim:

Beynimize takılan internet bağlantılı bir çip ile;

– Google amca gibi motorlara sadece düşünerek “ara” demek artık yeterli.

– Cep telefonları bitiyor [Şuna sms at, bunu ara yok. İstemen yeterli. Yüksek sesle konuşmaya da gerek yok, düşünmek zaten bir yerde içinden konuşmak değil mi?]

– Yaşamsal fonksiyonların sürekli kontrolü, uyarı mekanizması [Doktorlar da uzaktan müdahale edebiliyor.]

– Unutmak artık tarih. Yüzler, isimler, numaralar, şakalar, olaylar…

– Yeni bir dil öğrenmek de o denli hızlı ve kolay.

– Güncel haberler anında hafızanızda. Neyin süzgeçe takılmasını istiyorsak onlar takılıyor sadece. [Süzgeç danışmanlığı diye bir meslek var artık!]

– Çözemediğiniz bir matematik problemi veya formül kalmıyor.

– Yazılan yeni bir kitap, çekilen yeni bir film satışa çıktığı an istersen sende!

Dünya nüfusunun [20 milyardan sonra] azalmasına önlem olarak klonlama ve diğer doğal olmayan çoğalma yöntemleri artık “doğal.” Erkekler de hamile kalıyor!

Anne karnının dışında, yapay ortamlarda da bebek sahibi olmak mümkün. Ancak bu sadece çok zenginler için mümkün. Dolayısıyla daha ekonomik olan ‘taşıyıcı annelik’ çok popüler bir meslek olmuş.

Genetikçiler ve teknoloji yeni bir tür varlık yaratıyor. İnsan desen değil, robot desen o da…

İnsan görünümlü [duygusal zekası da olan] robotlar ise yakın arkadaşlarımız. Yapay zekaları da bizdeki doğalından kuvvetli.

Her türlü organın yapayı ile nakli mümkün. DNA oynamaları ile bazı bozukluklar temelden gideriliyor. Sağlık sorunlarından ölüm kalmıyor.

Küresel ısınma gerçek. Yükselen sular bazı ülkeleri yok ediyor. Kuraklık ve kıtlık tüm beslenme alışkanlıklarını değiştiriyor. [Deniz suyunun arıtılma işlemi en yaygın sektörlerden biri.]

Doğal kaynakların yetmemesi bugünkü gibi doğal yiyecekleri bulmayı çok daha pahalı hale getiriyor. Beslenme için kendimizi [kabloyu elektrik prizine takar gibi] şarj edebileceğimiz tatsız tuzsuz mekanizmalar var.

Yaşam çok daha pahalı. Zengin daha zengin, fakir daha fakir ve sayıca daha çok.

Ülke sınırları kalmıyor. Milliyetçilik azalıyor, bitiyor belki de. Sanal sınırları ise dini inanışlar belirliyor. Yaygınlaşan yeni inanışlar ve din savaşları var.

Siber savaşlar devrede. Klasik anlamdaki savaşlar da değişmiş. Asker yok. Herşey uzaktan kumanda. Nükleer, biyolojik ve uzaya yerleştirilen silahlar devrede.

Denizler de kara parçaları gibi yaşam alanı. Üstü, dibi, ortası…

Petrol yok. Elektrik de. Yerine füzyon enerji kaynakları devrede. Herkes kendi enerjisini kendi üretiyor.

Fiziksel anlamda dolaşan para da artık yok. Her türlü alışveriş işlemi, elektronik olarak anında varlıklarımıza direkt ekleniyor veya çıkıyor.

İlk etapta arabalar tek kişilik, aynı zamanda uçuyor. Biz oto-pilot’u kapatmadığımız sürece kendi kendine gidiyor. Park yerleri evimizin içi.

Daha sonra fiziksel ulaşım bitiyor. Sanal 3D görüntümüz [beş duyumuzu da taşıyarak] anında istediğimiz yerde.

Ekranımızdan dünyanın her tarafını, sokakları, insanları canlı gözlemlemek mümkün. Safari fotografları çekmek için Afrika’ya gitmeye gerek yok.

Sadece göz ve kulağa hitap eden sinema, televizyon ve bilgisayarlar kalmadı. Koku, dokunma ve tad alma da işin içinde.

Sanal seks webcam önünde show yapmanın çok ötesinde. Giyilecek özel kıyafet ve yardımcı aletler yardımıyla gerçeği ile yarışır hale gelmiş durumda.

Geniş kitlelere konuşan reklamcılık bitmiş. Her mesaj kişiye özel.

Evrende yanlız olmadığımızı artık biliyoruz. İlk önce tanışma süreci! Sonra da bu gezegenlerdeki yaşamlara konuk oluyoruz. “Bu dünyadan taşınıyorum” lafı artık garipsenmiyor.

Sağ ve sol beynin dışında beynin başka tarafları da var artık. Rasyonel ve duygusal olmanın yanına, başka bir boyutun daha gelmesi demek belki de bu.

Işık hızından (300 bin km/sn.) daha hızlı bir şey bulunmalı [düşünce hızı belki.]

Evlilikler, şirket birleşme sözleşmeleri gibi yazılı anlaşmalara bağlansa da; aşk ise aynı aşk!

İlk aklıma gelenlerdi bunlar. Adı üstünde; varsayım sadece.

Gelecek eğer böyle olacaksa; tamam daha uzun yaşayacağız da, aldığımız nefesin kalitesi azalacak gibi. Yazdıkça da buruk bir tad oluştu bende. Bazı gelişmeler hoş gibi duruyor da, hiç olmasa sanki.

Geleceğe değil de, biz en iyisi geçmişe mi gitsek?

Neyse, ben asıl sizin öngörülerinizi merak ediyorum. İster on yıl sonrası, ister yüz, ister bin yıl. Gelecekte insanlığı sizce neler bekliyor?

Yorumlar 86

  1. aslı gürsoy

    İlk aklıma gelenlerdi bunlar. Adı üstünde; varsayım sadece.
    Gelecek eğer böyle olacaksa; tamam daha uzun yaşayacağız da, aldığımız nefesin kalitesi azalacak gibi. Yazdıkça da buruk bir tad oluştu bende. Bazı gelişmeler hoş gibi duruyor da, hiç olmasa sanki.
    Geleceğe değil de, biz en iyisi geçmişe mi gitsek?
    Neyse, ben asıl sizin öngörülerinizi merak ediyorum. İster on yıl sonrası, ister yüz, ister bin yıl. Gelecekte insanlığı sizce neler bekliyor?

  2. aslı gürsoy

    Büyük kitleleri bir şeye ‘inandırmak’ istiyorsanız, önce onları korkutun!

  3. eda

    Su bittiği için günde herkese sadece bir bardak su verecekler yaşlılara ise yarım bardaktan daha az

  4. ibrahim

    insan doğası gereği yaradılışın da zaten en büyük yok edicisi değil mi?

    içimizde sevgi denen aşk denen çok güçlü duygular olmasına rağmen aynı zaman da içimizde vahşet de var, kin ve nefret de… bizler doğduğumuz günden itibaren bilinçli ya da bilinçsiz yok ediyoruz. tüketmek yok etmek değil midir?

    yıllardır hayvanları anlamaya çalışıyoruz, neden niçin nasıl bu soruların insanlık tarihin de net bi cevabı var mı? bence yok.

    insanlığın ve yaşamın devamı bence dünyada ki bütün sınırların kalkması, dil din ve ırk bu konularda tüm insanlığın aynı dili aynı dini kabul etmesi ve ırkçılığın bitmesi… bence dünyanın ve hayatın devamı bu şekilde olur.

    ancak teknoloji gelişmeli ama yok etmek için değil, yaşatmak için gelişmeli. bizler teknoloji olmadan da salakça siyasi oyunlara alet olup biribirimizi katletmiyor muyuz?

    sadece insan olarak dünyaya gelmekle insan olunmuyor, olunsa bile içimizdeki insanlığı bile yanlış siyaset, fanatikleşmiş inançlarla içimizdeki insanlığı yoketdiriyorlar. sen benimkini ben seninkini yok ediyorum. bu tüm dünyada malesef böyle…

  5. ?

    bence gelecekte küresel ısınma baş gösterecek ve kıtlıklar başlayacak. şu anlık en iyi çözüm herşeyi idareli bir şekilde kullanmaktır. böylece susuzluk azda olsa erken baş gösterecektir. küresel ısınmadan dolayı çeşit çeşit hastalıklar ortaya çıkacak ve sağlıklı insan sayısı oldukça azalacaktır

  6. barış

    yarın ne olacak? sorusunun cevaplarını hep düşündüm ama Türkiye’de yarını bırak bir saat sonrasını bile düşünmek rahatsız ediyor insanı mesela birazdan işten çıkacam trafik var mı? yok mu? sorusunun cevabını düşünüyorum. Böyle bir yaşam sürerken insanlar geleceği düşünmek istemiyorlar hatta bir de site kurdum yarinneolacak.com o da tutmadı, sitede uzun uzun anlattım neden tutmadığını…

  7. Pingback: Özgelecek. Hem de En Özü! | firmafaresi

  8. burak

    bence 40-50 yıl sonra, belki daha kısa bir zaman sonra, insanların gelecekten beklentisi hep istenmeyen şeyler olacak, geleceğe dair korkular artacak. bu yüzden kimse çocuk yapmak istemeyecek. hatta hayatın daha da zorlaşacağını bildikleri için evlilik gibi paylaşmayı gerektiren bir eylemde de bulunmayacaklar.

  9. Pingback: Özgelecek. Hem de En Özü! « TuVa Yasin Ergün – Mucize sende olumlu ya da olumsuz ağzından çıkan her söz büyülüdür.

  10. M Fırat Delek

    Bugunden beşyüz, üçyüz veya yüz sene öncesinden bir konuşma “ya üstad düşünsene bir alet olsa da burdan konuşsak taaa frenk ellerinde duyulsak nasıl olur böyle at sırtında günlerce gitmesek” ya da “sen onu boşver düşünsene fermanı buradan koyuyorsun, aynısı taa fizandan çıkıyor”. Bu yazı da böyle bir şey.

    Teknoloji gelişmişlik amaca, hayata doğaya uygun olunca zararı yok. Yazıyı okuyunca inkar edemem gelecekten korkuyorum. Kaçınılmaz bir süreç ancak yaşanılır bir süreç olması en büyük dileğim.

  11. prodigy

    Arkadaşlar bazılarınız uçmuş bazılarınız hoş şeyler paylaşmış.

    insan beyni sınırlarına ulaşan pc olmıcak.sanmıyorum

    çip takamazlar.zira çip beyni yönetecek kapasitede olsa beyin yaparlar zaten.
    yani kablolar uymaz :) cip mip takılamaz.insan beyni ciple yönetilemez.

  12. yaren

    bence gelecekte erkeklerin nesli tükencek her yerde kadınla kadın evlenecek ve yeni dinler çıkacak.

  13. Pingback: SessizCrew

  14. Ali

    Gelecekte insanoğlu veya insankızın büyük çoğunluğu Bilim Adamlarından nefret edecek. Geçmişte ve günlerinde yaşayan Bilim Adamlarına Lanet okuyup Düşman olacak sırf Ar-Ge merakları yüzünden Dünyayı o hale getirmelerinden dolayı.

    Aslında Bugün bile bir Gelecekte (1950 lere göre) yaşıyoruz farkında olmadan ve alışmış olarak (Dünyanın öbür ucunda ağıran eşşeğin sesini duyuyoruz (TV), cebinden alet çıkarıp konuşuyoruz, robotlar seri üretim yapıyor, genetiği değiştirilmiş yiyecek içeceklerle beslenmeye alışıyoruz, birçok yerde para yerine dijital sistemler kullanıyoruz, uzaydan evimizin penceresini görüyoruz vb yüzlercesi.)

  15. caroline

    bu beni çok korkutuyor ve ben dikkat etmeye çalışiorum havayı korumak yere hiç bir şey atmamak gerek sadece çöp kutuları atmalıyız ama sadece ben bunu düşünürsem hiç bir şey deişmez ve hepimiz ölürüz =( lutfen sizde dikkatli olun!

  16. Başar

    Günümüz teknolojilerine göz atarsak belki geleceği gözümüzde daha iyi canlandırabiliriz…

    2005 yılında, karanlıkta yalnız siyah-beyaz değil, renkli de görebilen gece gözlükleri icat edildi. Bu sayede, GPS(Global Pozisyon Sistemi) de kullanılarak, polisin ve askerin gece operasyonları, gündüzmüş gibi yapılabilecek.

      – 2010 yılına kadar bilgisayarlar, insan beyninin kapasitesine ulaşacak.
      – 2002 yılında, ses hızından 7 kat hızlı yolcu uçağının ilk denemeleri yapıldı. Bu uçakların, 11 saat süren İstanbul-New York seyahatini 1.5 saate indireceği hesaplanıyor.
      – 2002 yılında Drouillard tarafından icat edilen ?lazer barkod? sistemi ile tek tek her süpermarket ürününün taze olup olmadığı, saklanması gereken ısıda saklanıp saklanmadığı takip edilebiliyor. Bu sayede, günü geçen ve bozulan ilaçlar da satılamayacak. Bu sistemin GPS?e uygulanması ile tek bir elmanın bile ağacından, tüketilinceye kadar takip edilmesi mümkün. Sistem, ABD ve Almanya?da kullanılmaya başlandı.
      – Japon Susumi Tachi 2002 yılında, giyildiğinde sanki yokmuş gibi arkasını gösteren bir ceket icat etti. Bu sayede, birkaç yıl sonra polis ve askerler gerektiğinde görünmez olabilecekler.
      – İnternet?in günlük hayata girmesinden sonra, 1999 yılında Hintli Ramanathan Guha, ?Web Syndication?u geliştirdi. Bu sistem sayesinde artık internette kişilerin yaptığı her işlem, gönderdiği her ileti takip edilebiliyor, saklanabiliyor. Hatta sistem bir konudaki tüm haberleri, borsa bilgilerini v.s. dünya çapında tarayıp derledikten sonra, polis veya askere verebiliyor.
      – GPS, 1993?te devreye girdi. Bu sayede her taşıt aracı hatta her kişi uydu aracılığıyla takip ediliyor. Sistemin sadece ABD?ye yıllık maliyeti 750 milyon doların üzerinde.
      – Amerikan, İngiliz ve Japon e-pasaportları, içlerindeki ?chip(bilgisayar kartı)? sayesinde, kişi hakkındaki her bilgiyi, 65 metre uzaklıktan gümrük memuruna ulaştırabiliyor.
      – Sadece İngiltere?de, insanların hareketlerini izleyen 4.2 milyon gizli kamera var. Şimdi, bu kameralarda görülen kişiler tanımlanıyor ve kişi hakkındaki bilgiler de anında polis tarafından izlenebiliyor.
      – Köpeklerden sonra, ABD?de insanlara da ?chip? takılmaya başlandı. Resmi raporlara göre halen yaklaşık 70 kişi bu sayede takip ediliyor. Yakında insanların genlerinden, taşıt kullanma alışkanlıklarına kadar her türlü bilgi, bu ?chip?lere işlenecek. Hatta bu ?chip?ler, kişideki kan değerlerini kontrol edebilecek.

    Bundan sonra

    Artık insanlar, sırf sıkıcı takipten bir süre kaçmak için çok gelişmiş ülkeler yerine gelişmekte olan ülkelerde yaşamak isteyecek. Ama bir süre sonra, sistemler gelişmekte olan ülkelerde de yayılacak. Artık, dolandırıcılık, vergi kaçırma, kaçakçılık gibi suçlar tarihe karışıyor. ?Fırsatlar ülkesi? ABD?de bile bir fırsat yakalamak artık kolay değil. Gittikçe zenginin zengin, fakirin fakir kalacağı; fırsatların yok olacağı bir çağa doğru yol alıyoruz. Sınıf değiştirmek, gittikçe zorlaşıyor.

    Yaman Törüner
    20 Temmuz Pazartesi 2009
    Milliyet

  17. kuzah

    okurken ilk aklıma gelen dünyanın ve insanlığın geleceğini anlatan ‘wall-e’ adlı animasyon filmi oldu. kısaca yazınızdaki öngörülerin görsel hali.

  18. Pingback: Facebook. Hangi Yüzümüz ?

  19. Pingback: Facebook. Hangi Yüzümüz? | The FEBA

  20. Başar

    In the year 2525
    If man is still alive
    If woman can survive
    They may find

    In the year 3535
    Ain’t gonna need to tell the truth, tell no lies
    Everything you think, do, or say
    Is in the pill you took today

    In the year 4545
    Ain’t gonna need your teeth, won’t need your eyes
    You won’t find a thing to do
    Nobody’s gonna look at you

    In the year 5555
    Your arms are hanging limp at your sides
    Your legs not nothing to do
    Some machine is doing that for you

    In the year 6565
    Ain’t gonna need no husband, won’t need no wife
    You’ll pick your son, pick your daughter too
    From the bottom of a long black tube

    In the year 7510
    If God’s a-comin’ he ought to make it by then
    Maybe he’ll look around himself and say
    Guess it’s time for the Judgement day

    In the year 8510
    God’s gonna shake his mighty head
    He’ll either say I’m pleased where man has been
    Or tear it down and start again

    In the year 9595
    I’m kinda wondering if man’s gonna be alive
    He’s taken everything this old earth can give
    And he ain’t put back nothing

    Now it’s been 10,000 years
    Man has cried a billion tears
    For what he never knew
    Now man’s reign is through
    But through the eternal night
    The twinkling of starlight
    So very far away
    Maybe it’s only yesterday

    In the year 2525
    If man is still alive
    If woman can survive
    They may find

    In the year 3535
    Ain’t gonna need to tell the truth, tell no lies
    Everything you think, do or say
    Is in the pill you took today ….(

  21. Munas

    Varsayımlarınız gayet olası, endişenize ise kesinlikle katılıyorum. Ama bunun korkusu en çok da, ‘ben’ dışındakinden daha kontrollü bir mekanizma olacağından sanırım. Üstelik bunu sağlayan da, düzelten de insan olacak yine. Tanrı değil. Tanrı var mıydı ki zaten =)

    Neyse bu Gönül Hoca meselelerine girmeden şunu paylaşayım esas, yine insana ve insan doğasının bilinmezliklerine ve derinliklerine ait bir dizi FRINGE – kesinlikle kaçırılmaması gerek. Lost’un yapımcılarından, yeni doz bağımlılığınız.

    İyi izlemeler,
    MGT.

  22. Pingback: Fikir Atolyesi Facebook. Hangi Yüzümüz?

  23. yaş 17

    terminatörü izlemişsinizdir mutlaka ben öyle bir bilgisayarın (skynet) üretilip insanoğlunu yok edeceğini düşünüyorum.

  24. türker

    Bana kalırsa eğer yüz veya beşyüz sene sonra dünyaya gelseydik bunlar gayet doğal şeyler gelecekti bize. Şimdi nasıl geçmişe az biraz özlem duyuyorsak o zaman da durum değişmeyecekti.

    Düşünce ve yazı çok güzeldi teşekkürler.

  25. nurcan

    yazınızı okuduğumda korktum açıkçası. böyle olmasın hayali bile ürkütücü.. gelecekte
    iyi şeyler olsun iyi düşünelim iyi olsun. çocuklarımız ve ülkemiz için iyi şeyler dilesin herkes..

    eskiden tadı vardı oyunların, sinemanın, çevrenin, sevdaların herşeyin.. oysa şimdi kokusu, tadı anlamı farklı herşeyin. umut olmazsa hayatta olmaz o zaman umutlarımız olsun renkli neşeli kocaman.

  26. salla

    – Google amca gibi motorlara sadece düşünerek ?ara? demek artık yeterli.
    bu ne saçma bir tespittir yahu.. Madem beynimizden geçeni bu çip sayesinde aktarıcaz neden ara diyoruz o kelimeyi mi algılamıyor :))))) Destekli sallayalım biraz Din Kardeşiyiz..

  27. PeRi

    “bir şey olsun ki düşüncelerimiz anında alnımıza yazılsın (istek dışı da olsa)… (fatih)”
    Fatih’in fikri aslinda guzel ama dusununce… yok bu insanlari, fikirleri, ne dusundukleri anlasilmasin diye… :S dusunmemeye itmez mi?

    Takdir edersiniz ki düsündüklerimiz, her zaman herkesi memnun etmeyebilir…

  28. İsmini Vermek İstemeyen Bir Fikir Atölyesi Hayranı

    Dünyanın geneli hakkındaki gelecek hayallerinizden bahsetmişsiniz ve hayalleriniz sadece teknolojiye dair… Sanki teknoloji olmazsa, hayatımız da olmaaazz… Bizim de hayallerimiz çok ama bunlar sadece bir hayal, savaş yok, terör yok, mutlu bir yaşam… vs.vs., ama genç arkadaşlarım 24 saat bilgisayar başında chat, msn, oyun… gibi şeylerle ilgilendikçe, bizim toplumda da aptal ve düşüneemeyen insanlar çoğalacak, yaratıcılık diye bir şey kalmayacak…

    şimdi 3 yaşındaki çocuğun sözlerine kurdukları cümlelerine şaşırıyoruz, neden acaba? daha o küçük beyin bu tip sanal uyuşturucular almadığı için… biz şimdi 3 yaşındaki bir çocuğun düşündüklerini düşünemiyoruz, akıl erdiremiyoruz sözlerine… çünkü artık aklımızı kullanamıyoruz sanala olan tutkunluğumuzdan… acı bir gerçek…

    teknoloji olsun tabiki de ama bu denli bir teknoloji olursa hayatta hiç bir şeyden zevk alamayacağız, ne o öyle her işimizi bilgisaayar yapıyor…:)

  29. tasarımcı

    gelecekte teknoloji adına çok fazla yol katedilse de insanlık adına ne kadar yol katedileceği meçhul. şimdi de olduğu gibi gelecekte de parası olan ya da o zaman için para yerine ne geçerli ise her şey onların olacak ya da onlara hitap edilecek. mesela şu anda parası olan organ satın alıp sağlına kavuşuyosa parası olamayan belki de hayatını kaybediyor. gelecektede tıp alanında yapılan gelişmeleri satın alıp hayatına devam edecekler.

  30. Serdar

    aslında güzel şeyler bunlar ama yediğimiz yemekler ne olcak inşallah hap olmaz :D

  31. HAYAL

    Aslında bunlar bazen hayal bazende gerçek geliyor mesela aple 2015 yılında dokunmatik (kessinlikle basmalı tuş yok) sözlü komutla çalışan bir bilgisayar yapıcak ve bunu 100 milyardan satmayı hedefliyor.aslında gelecek o kadarda uzak değil ama merakla da beklenirse de hiç şüpheniz olmasın kessin bişi olucak o arada kessin kıyamet kopar veya başka bişi olur. işin içine bit yeniği karşıcaktır mutlaka. neyse iyi günler.

  32. Okan

    şeytan kötü, melek iyi, insan ise iyi ama açgözlü (en azından milenyum insanları öyle hepsi deil tabii)
    bu söylenenleri anca maddi seviyede kendini garantilemiş ülkelerin halkları yaşayabilir.

    yani 20 milyardan sonra kimse çoğalmak için çalışmaz bence.

  33. Serdar Altaç

    Daha çok şeyler eklenebilirdi ya da halihazırda var olan maddeler üzerinde çeşitli değişiklikler yapılabilirdi. Tabi ki bu subjektif bir yazı ve uzak gelecek hakkındaki öngörülerde çok da detaya inilmesi mantık dışı olurdu. Çok yüzeysel olan bir konuyu ilginç tespitlerle açık konuşmak gerekirse ‘değer’lendirmişsiniz. Özellikle deniz suyundan su üretme sektöründeki yaygınlaşma maddesi oldukça mantıklı. Zaten yanlış hatırlamıyorsam eğer zaten böyle bir sektör günümüzde de var ve Suudi Arabistan’da bu işi yapıyorlar.

    Bizi çok da iç açıcı bir geleceğin beklediğini söylemek gerçekten de zor. Yazınızda bahsettiğiniz birçok şey aşağı yukarı gerçekleşecek. Kötünün biraz daha iyisinde olan günümüz dünyasında insanlar “Bu dünyaya neden geldim ben?” yakarışlarıyla ortalıkta dolanıyorlarsa ve çok yakın bir gelecekte bizi su savaşları ve dünyanın dört bir yanında dolaşan iklim mültecileri bekliyorsa bu dünyaya bir çocuk getirmek o çocuğa yapılacak en büyük haksızlık olur. Bir Nazi toplama kampında aile planlaması yapan bir Yahudi ailesinden farksızız şu anda.

  34. uğur ateş

    geleceğin dünyası ar-ge ye en çok yatırım yapan dünyada şekillenecek yani amerika birleşik devletlerinde.

    bundan yüz yıl sonrasında(2108 yılı) abd teknolojik seviyesi şöle olacak.

    – kuantum bilgisayarlar, yeni nesil aşmış bitirmiş matematik, etki tepki sevk sistemlerinden daha komplike sevk sistemlerinin keşfi, verinin ışınlanması, füzyo enerji santralleri, teorik fizikte inanılmaz bir ilerleme ve üst düzey bilimlerin ortaya çıkması, çok güçlü bombaların yapılması, yapaz zeka ve robotik alanındaki gelişme nano teknoloji devrimi ve artan zenginlikle birlikte insanlık haftada 20 saat çalışacak ve buna rağmen inanılmaz bir verim artışı yaşanacak, dünya dışında yaşamanın çalışmaları yapılacak.

    ve bundan sonrada insanlık (abd) uzayda yaşamaya başliyacak uzay gemilerinde yaşam sürecek, uzaylılarla temasa geçilecek ve savaşlar başliycaz uzaylılarla, ışınlanma keşfedilecek, ve son olarak gelecek yokluk değil bolluk ve kudret getirecek.

  35. fatih

    saçma ama aklıma geldi öyle bir şey olsun ki düşüncelerimiz anında alnımıza yazılsın (istek dışı da olsa) neden mi? çünkü daha çok dikkatli oluruz toplum içinde bence sonuç itibari ile iyi olur kanısındayım.

  36. Öznur

    Bence hayatımızdaki keşkelerden kurtulmak için bir sistem geliştirilebilir. Mesela bir karar verirken olası sonuçları hesaplayan ve vazgeçtiğimiz seçeneklerin sonuçlarını da görebildiğimiz bir sistem olsa. böylece acaba öyle yapsaydım nasıl olurdu sorusu da ortadan kalkar. Bu konunun bir de mühendisliği olur tabi. Vazgeçme Mühendisliği mesela:)

  37. ali murat cer

    ne olursa olsun insan hala insan kalacağından (ÖYLE OLUR HERALDE ) pat die biri çıkıp gel sana çip takıcaz olmaz yani. sadece maddeler değişir. monitör olmaz da ışık olur yansır gibi. yani bence değişen insan olmaz da cisimler olur.

  38. melis=yaş 13

    Ben şimdi bunları okurken bile tüylerim diken diken oldu. Bu çok korkutucu bir olay. Eğer beynimize çip takılacaksa neden yaşıyoruz. Peki ya matematikte çözülmeyen problem kalmayacaksa neden öğreniyoruz.

    Gelecek nesil kendini çok büyük bir tehlikeye atıyor. Şu an ben 13 yaşındayım ama ileride çocuğum olunca onlar susuz bir yaşama taknik bir yaşama girecekler ve hayattan hiç mi hiç zevk almayacaklar. Bir tuşla iş bitecek ve şu an bilgisayarlarda da öyle yazıcılardan hemen çıktı alıp öğretmene ”İŞTE HOCAM YAPTIM!” denmesi beni öldürüyor.

    Neyse konu dağılmasın, annelerimiz babalarımız ”KEŞKE ÇOCUK KALSAYDIM!!’ ‘dediğinde hiç anlamamıştım. Ama şimdi bunu okuyunca zaman devam etmesin böyle kalalım, lütfen zaman ileri gitmesin!!!

  39. Rüzgar

    burdaki düşünleri okuyunca gelecekten biraz korktum açıkcası. Ben de geçmişte olmayı isteyenlerdemin. Ama gelecekle ilgili bir düşüncem var.

    10-20 yıl sonrası için. Japonyanın yürürlüğe sokmaya çalıştığı 4g platformunu bir çok kişi biliyor artık. Türkiye daha 3g ile tanışamamışken hem de. 4g platformunda 1 gb internet hızından söz ediyorsa gelecekte ulaşılacak hızlar hayallerimiz çok çok üzerinde olmalı.

    Ve ben artık ayrı bilgisayar olmayağını 4g uyumlu telefonlar ve cihazlar gibi çok gelişmiş cihazlar sayesinde internette kendimize ait bir alanın olacağını ve o alana uzak masaüstü bağlantısı bir bağlantıyla girip elimizdeki cihazın terminal konumunda kaldığını hayal ediyorum.

    İnternete erişim her yerden mümkün olacak. Ve youtube gibi sitelerin kapatılmadığı günler göreceğiz umarım.

    Tabi felaket senaryolarıda var. Mesela açlık sınırına gelen çinin diğer ülkelere savaş ilan etmesi. Elinde bulunan yığınla nükleer silahla savaş başlatması. o coğrafyadaki bir çok ülkenin elinde pakistan, hindistan ve tabi bunların yanında veya karşısında yer alacak ülkelerinde ellerindeki nükleer silahları kullanacaklar.

    Ama çinin başlattığı savaş gene amerika ve rusya kutuplu olacağından bu bir dünya savaşı olacak. insanlığın büyük bir kısmının yok olmasına neden olacak bu sava ve geride kalan insanlar o kadar az kalacaklar ki az kalan temiz su kaynakları gibi.kalan insanlarda o su kaynakları için savaşacaklar. (bu felaket senaryolarının bazıları nostradamus a aittir)

    Gelecek insanlığın hayrına olur umarım. teknolojik herşeyin bir kenara bırakıldığı aborjinler gibi bilginin ortak olduğu bir hayat olur umarım. Bu ara haberiniz olsun şu anda son aborjin yaklaşık olarak 20 li yaşlarda ve ondan sonrası olmayacakmış. neyse daha fazla moral bozmayayım.

    geleceğin karanlığını ne yapıp edip hep beraber aydınlatalım.

  40. ebru

    gelecekte birgün gelecek iyisimi bunları boş verin bu günü kurtarmaya bakalım…

  41. birlik001

    şahsen bana böyle bi hayat çok iğrenç geldi, böyle bi hayatta yaşayacağıma ölürüm daha güzel.

  42. Ozan Ş.

    Ya ben görmesem bunları daha iyi olacak sanırım. Ben şu an yaşadığım dünyadan bile çok mutsuzum. Nerede benim top oynadığım komşu çocuklarım, nerede bisikletlerim, nerede o tadından yenmez yemeklerim. Off ya musluktan kana kana su içmeyi özledim ben.

  43. kadir şahin

    ben bide bunlara hayvanları anlamayı eklemek istiorum..

    hayvanları anlıoruz ve onların davranışları artık doal karşılanıo. mesela ağzımıza bi çip yerleştirilio ve bizim sesimizi köpek havlamışız gibi işitio, kedi miyavlamışız gibi eşşek anırmışız gibi hissedio.. ole olunca hayvanlarla insanlar arasında da duygusal bi bağ gerçekleşmeye başlıo..

    sonra hayvanların da zeki olduklarını görmeye başlıoruz ve onlar bizlerden daha hızlı geliştiriolar beyinlerini.. ve bizden de kazandıkları şeyler olmaya başlıo hayvanların.. mesela yürüme yeteneği kazanan bi köpek sonra zamanla bacaklarındaki perdeler sayesinde iki ayaklı iki elli yaratıklar oluolar (belki biz 4 ayaklı oluoruz..) sonra deişik türler oluşmaya başlıo (fille insan arası bişe..:):) [katır gibi])

    neyse zeki olan bu hayvanlarla insanlar arasında oluşan bu biyonik bağ yüzünden haraketli hücreliler insan veya hayvan die bi ayrımı yapmamıza engel olmaya başlıo..

    artık invan die ya da haysan die tek tür oluoruz.. teknolojiyi kullanma gücünü de tabi invanlarla daha hızlı devam ettiriorus..

    fille aslan karışımı fakir bi invanla insanla fare karışımı fakir bi invan kavga edio..

    acaba filden olma aslan fareden olma insandan kaçıcak mı? ne dersin tunç abi..

  44. Bohemian

    Benim kafam gelecekle ilgili felaket senaryolarıyla dolu, ki yaklaşık 10 bin yıldır dünya üzerinde yaşayan modern insanın, maksimum 100 yıl daha yaşayabileceğini düşünüyorum. (dinazorlar 65 Milyon yıl yaşamıştı..!) işte bir kaçı..

    *Kuş giribi evrimini tamamlayıp, insandan insana geçmeye başlayacak ve hepimiz hapşurarak ölücez! (kuş gribi ilk evresinde sadece kuşlar arasında bulaşıcıydı, kuştan insana geçtiği son yıllarda sıkça gözüktü, son bir aşama kaldı.. bu konuda dünya sağlık örgütünün müthiş çalışmaları var ama kimse garanti veremiyor.)

    **Kuzey Kore, Venezuella ya da Iran gibi ülkelerden birinin yakacağı fitil sonrası nükleer savaşın başlaması hiç de uzak bir olasalık değil, Nükleer silahlara milyarlarca dolar yatırıyor çoğu ülke ve kimse bu kadar yatırımı küçük bir olasılık için yapmaz. Sadece hazırlanıyorlar! (Sadece K.Kore ‘nin elinde Amerikayı haritadan silebilecek kadar güçlü Nukleer silahlar olabileceği bir çok uzman tarafından tahmin ediliyor.)

    İyi uykular:)

  45. Beşiktaş

    Şimdi soruyorum neleri bilmek isterdim gelecekte? Acaba bizim takım şampiyon olacak mı? Yok tabiki de daha önemli şeyleri düşünürdüm ya da sussam sadece düşünsem mi yok yok bu bana ağır geldi en iyisi hiç düşünmeden beklemek.. Kararsız kaldım gelecek ne ki?…

  46. minimal

    Gelecekte savaşlar olmasın diyorum ama pek de inindırıcı gelmiyor kendime bile. Artık Irak’ta ve Filistin’de masum canların yanmamasını diliyorum. A.B.D. nin ilk beş yılında bir milyon kişinin öldüğünü varsayıyorsak bir beş yıl sonra da bu sayının katlanmasını istemiyorum.

    Kimsesiz kalmış, annesini, babasını savaşta kaybetmiş çocuklar olsun istemiyorum. A.B.D.’li askerlerin evleri basıp kadınlara tecavüz etmesini istemiyorum.

    Kendi ülkemde saçma sapan nedenlerle ülkenin kaosa sürüklenmesi yerine, genç nesillere gerekenden daha fazla ilgi gösterilip güzel başarıları konuşmak istiyorum.

  47. cebe

    belki çok bir zaman değil ama 100 yıl sonrasını düşündüğümde nedense ilk aklıma gelen siyaset oldu:) demirel tekrar cumhurbaşkanı:P şuanki siyasi aktörler kara para aklama, hortumlamadan hapiste fln:P belki çok uçuk oldu:D

    daha sonrası dönemde de bahsettiğin gibi reklamların bireyselleşmesi söz konusu olucak ki buna şimdi bile az da olsa rastlayabiliyoruz, facebook’da belli kesimlere çok ucuz maliyetlerle ulaşmak mümkün…. bunun bir sonraki basamağı da reklamların bireylerin ihtiyaçlarına göre bireysel bir şekilde yapılmasının mümkün olabilcek olması.

    belki de bundan dolayı reklam verme mantığı da değişicektir, ürünü ihtiyacı olmayan insana tanıtmama gereği ortaya çıkacak- marka bilinirliliğini arttıracak, pekiştirecek başka bi çözüm bulunucak olduğunu varsayıyorum- insanların tüketim alışkanlığının değişeceği kesin çünkü…

  48. Göksel BABA

    Geçmiş geçti, gelecek elbet gelecek, bizse bugündeyiz… Biz de geçmişin tozlu raflarında yerlerimizi alıcaz, gelecekte geçecek…

    10 yıl 100 yıl ya da 1000 yıl öncesinde ya da 10 yıl 100 yıl 1000 yıl sonrasında farketmez, hayatta mıyız? evet, bilinçli miyiz? evet, görevlerimizi yapıyo rmuyuz? evet, yeterince sorguluyor muyuz hayatı? evet,

    O zaman “DURMAK YOK DEVAM” ; )

  49. Emexci

    Benimkiler pek siradan olacak ama;

    – Artik siradan DSLR makinalari 180-200-megapiksel olmus. Fotograf cekmek icin bir sürü ayar yapmaya gerek kalmamis. Tek tus ile herseyin profesyonel ayari otomatik olarak yapiliyor.

    – Artik ise biz degil, klonlarimiz gidiyor. Biz ise oturup keyif catiyoruz.

    – Hacker’lik sona ermis. Güvenlik cok ileride.

    – Anne ve Baba eskisi gibi cok önemli degil maalesef. Artik insanlar 15 yasinda özgür olup kendi yasamini sürdürüyorlar.

    – Internet hizimiz saniyede 10 terabayt olmus. Bir tik ile bir Film, Oyun vs. indirebiliyoruz. (özellikle Türkiye icin müthis bir gelisme)

    – Uyumadan dinc kalma aletleri cikmis. 10dk’lik sarj ile 8 saat uyumus gibi oluyoruz. Özellikle Amerika gibi bir ülke sirf Askerleri icin erken üretir bunu (: ..

    Aklima gelenler bu kadar. biraz i,robot filmi aklima geldi seninkileri okuyunca. umarim hepsi degil de, özellikle önemli olan, ise yarayanlar gerceklesir. Dünya Devrimi yapilirsa iyi olur, fakir daha fakir, zengin daha zengin olmasin artik..

  50. Sefer

    İnsanların geliştirdiği yeni türlerin doğaya sızması neticesinde büyük doğa katliamları oluşabilir. Bir sürü türde bu yüzden yok olabilir. Ancak DNA devriminden sonra artık yok olan türler için üzülünmüyor. 2 günde tekrar üretiyorlar türü. Hatta dinazorlar üretiliyor hayvanat bahçeleri için. İnsalar belli özelliklere sahip bebekler İMAL edebiliyorlar. Ordu için kasyapıs gelişmiş, kafasız insanlar vb.

    Kuantum fiziğinin dibine vurulmuş. Artık aynı anda 1 den fazla yerde olunabiliyor. Zamanda yolculuk çocuk oyuncağı. Ancak çok kontrollü yapılabilyor. Devlet denetimde. Dünya kaynakları çoktan bittiği için diğer gezegenlerden madenler çıkarılıyor.

  51. Onur Kudat

    Merhaba, bence şöyle bir yapı olmalı.

    Örneğin Delphi ile ilgili Türkiye’den bir siteye üye olurken en sonunda diğer delphi sitelerini de gösterip, istediğimizi seçerek, aynı zamanda onlara da üye olmabilmeliyiz. Bize sağlayacağı avantaj nedir? sorusunun cevabı çok basit. Zaman kaybını önlemek, ortak bir şifre belirleneceğinden dolayı şifreyi unutmamak, benzeri sitelerden de haberdar olabilmek…

    Kötü bi fikir mi sizce.. Adını da ben koyayım DATAPOOL..

  52. ibrahim

    İçimde nedenini bilmediğim geçmişe karşı çok büyük bir özlem var. Yıllar önce herşey daha güzel daha samimiydi sanki. Teknoloji bu kadar gelişmiş değildi yaşam bu kadar kolay değildi belki ama o zaman ki zorluklar şimdiki kolaylıklardan daha mutlu ediyordu insanları bence. Hiç unutmuyorum yıllar öncesinde Parliament Sinema Kulübünün filmlerinin başlamasını beklerken uykusuz kaldığım bazen de film başlamadan uyuyakaldığım geceleri.

    Bugün teknoloji o kadar ilerlemiş kalite bir o kadar artmışken televizyonda beni öyle heyecanla bekleten hiçbir şey ne yazık ki yok çoğu zaman açmak içimden bile gemiyor. Çünkü kalite aslında her geçen gün artmıyor, düşüyor. Bu konu hakkında aslında o kadar çok konuşulcak şey var ki. Bence bırakalım yüz yıl sonrasını, teknoloji böyle hızla ilerlerken bir sene sonra neler olabileceğini tahmin etmek bile neredeyse imkansız hale geldi. Böylesi hızla değişirken herşey bence ilerlemek yerine biraz geriye gitmek daha yararlı olacak insanlık için.

  53. otopsiraporu

    üstad ben 10 yıl ötesini karanlık görüyorum malum küresel ısınma vs. ama bunlara gelmeden önce 3. dünya savaşı çıkar diye düşünüyorum. (:

  54. Uğur SAMSA

    Normal şartlarda 500 yıl sonra dünyada hayat olmaz fikri mantıklı geliyor ama teknoloji de gelişiyor. O yüzden bir şeyler düzeltilebilir gibi.

    Yukarıda anlattıklarınız çok itici. Bir kere tüm insanlar fiziksel görünümün haricinde aynı olacak diyebiliriz. Aynı bilgiye sahip olacaklar yani. Bunu bozacak tek ihtimal var; bazılarının hacklenmiş olabilir :)

  55. şimon

    bu yazıyı okuduktan sonra… o zamanlarda hayatta olmayacağım için kendi adıma sevindim doğrusu:)

  56. Sevinç Tartıcı

    bir keşif, icat ilerleme sokaktaki adamın hayatına yansımadığı sürece şehir efsanesi olarak kalmaya mahkumdur..

    çocukluğumda ”uzay 1999” diye bir dizi vardı.. o günlerde 1999 senesi o kadar uzak.. o kadar uzaktı ki.. o dizide geçen “ay üssü alfa” da dahil olmak üzere tüm o teknolojik uydurukların 1999 senesinde gerçekleşeceğine ve hepimizin, bir otobüs bileti alıp Ankara’ya gider gibi aya gideceğimize inanmıştım.. olmadı.. ama şu gerçekleşti.. artık eğer istersem şehirler arası yolculukları uçakla yapabiliyorum. bunda payı olan tek faktörse AKP.. aslında her şeyin mümkün olabilmesinde politikanın ne kadar etkili olduğunun göstergesidir, benim ölmeden önce uçağa binmiş olmam..

    1987 senesinde Hacettepe’de okurken, diyabet konusunu işliyorduk.. hoca, bize büyük bir sır verir gibi, İtalya’da içlerinde tanıdığı birinin de olduğu bir ekibin, laboratuar koşullarında organ geliştirdiğini.. birkaç seneye kalmaz kronik hastalıkların son bulacağını anlattı. teee o zamandan biliniyordu, bulunmuştu kök hücre.. (ama halka açıklamak için 2000 li yıllar beklendi) hocamıza göre senin böbreklerin iflas mı etti ya da diyabetsin, pankreasında sorun var: tamamen senin kanından, hücrelerinden, senin kodundan doğru işleyen bir organ üretilecek ve vücuduna nakledilecekti.. senin kodunda olan bu yeni organı vücut yabancı algılamayacak ve artık organ kökenli kronik hastalıklar ve ölümler tarihe karışacaktı.

    peki 20 yıldır bu neden gerçekleşemedi? gerçekleşemez.. çünkü örneğin sadece diyabet hastalarının hastalık seyirleri salah geçsin diye yapılan masraf milyarlarca dolar! hele böbrek.. sadece diyaliz için özel merkezlere akıl almaz paralar ödeniyor.. yaşamlarını sürdürebilmek için almak zorunda oldukları bir tek flakonu 100-200 ytl olan ilaçlara hiç girmiyorum.. oysa bu organların geliştirilip nakledilmesi çoook daha ucuza mal olacak.. insanlar insan gibi yaşayacak.. ama bundan rant elde eden sayısız ilaç firmaları, siyasi oluşumlar ve çeşitli hastalık vakıfları (aids için örneğin Tanrı aşkına şu çağda elimizdeki donanımla siz inanıyor musunuz AİDS?in çözülmediğine.. kanserin..) var!

    yani demem o ki her türlü gelişim mümkündür.. teorik olarak düşünebildiğimiz her şeyin gerçekleşmesi muhtemeldir.. teknolojiye eyvallah, gelişir de gelişir.. eğer internet mümkünse kiii tee 1970’lerden beri vardır.. bence her şey mümkündür.. bu noktada bizim sorunumuz insandır.. insan… çünkü hayal ettiğiniz inanılmaz teknolojik donanımları yine bu insan kullanacak.

    dünya, ilaç şirketleriyle silah şirketlerinin iki dudağı arasında gidip geliyor.. Vietnam’dan Irak’a ne değişti? yıllar önce gezegenimizden tamamen temizlenmiş ölümcül virüsleri nerden temin edip de piyasaya sürüyor teroristler(!)

    bence asıl fantazi, insanın evrimleşerek daha insancıl olmasıdır.. bunun olma ihtimali ise; teorik olarak, benim bir marslı ile evlenip, evrenin diğer ucundaki X-MTİS kolonisine yerleşip çoluk çocuğa karışma ihtimalimden daha düşüktür..

  57. vepa

    Ayrıca elektrik ile ilgili olarak ta nanoteknoloji ile yapılmış güneş enerjisi panelleri üzerinde çalışılıyor. Bu paneller günümüzdeki paneller kadar büyük ve pahalı olmayacak, hafif ve daha verimli çalışacağı düşünülüyor. Ve dediğiniz gibi merkezi enerji dağıtımı yerine lokalize edilmiş enerji kullanımı olacak. Videoda ondan da bahsediliyor.

  58. vepa

    Tahminler güzel ve çoğu şimdiden gerçekleşiyor diyebilirim. Yalnız bu saydıklarınız 100 veya 500 sene gibi uzakta değil çoğumuzun görebileceği 10 sene içinde gerçekleşecek. Bunu OCR in mucidi Ray Kurzweil TED (technology entertainment design) konferansında 2006 senesinde anlatıyor.

    Günümüzde kanın alyuvarları boyutunda nanobotlar ile deneyler yapılıyor. Binlerce nanobot hayvanların kanına karıştırılarak kanla beraber dolaşımı sağlanıyor. Daha sonra bu nanobotlara binlerce özellik verilebilir ve saatlerce oksijensiz ortamlarda, örneğin denizin altında bulunabilir. Veya da binlerce kilometre yorulmadan koşulabilir diyor.

    Aynı şekilde insanın beynini modellemişler ve bazı kısımların çalışan algoritmasını oluşturmuşlar. Dolaysıyla beyne yerleştirilen nanobotlar insan hafızasını bilgisayar hafızası kadar geniş ve hesaplama gücü de bilgisayar kadar hızlı hale getirilebilir.

    Bütün bunlar üzerinde günümüzde çalışmalar var olduğuna göre ve geçmişe bakarak teknolojinin logoritmik olarak ilerlediğini gözününde bulunduran Ray Kurzweil, 2020 nci yıllarda insan şuuruna müdahele edebilen naobotların kullanımda olacağını ve yaş ortalamasının da en az ikiye katlanacağını anlatıyor.

    Bununla ilgili yazdığım yazıya ve videoya “2020 yılında öngörülen teknolojik gelişmeler, nanobotlar ve insan beyni simulasyonları” buradan ulaşabilirsiniz.

    Bu kadar gücün var olması da bir nevi korkutucu açıkçası. Bu teknolojiye ilk ulaşanlar Dünyanın dengesi her an bozulabilirler çünkü…

  59. belgin

    Aslında yazının başında olsa ne güzel olur dediklerim vardı ama sonra farkettim ki biz bazı şeyleri yitirdiğimizde makinalardan ne farkımız kalacak örneğin öğrenme yeteneği asılda başta -biraz da öğrenci psikolojisiyle- ne güzel olur demiştim herşeyi biliyor olmak oysa öğrenme duygusu, yeni şeyler keşfetme, merak etme duygusu yoksa bir insanda yaşamak neye yarar ki!
    Yok yok kalsın şimdi ki zamanımız gayet güzel ;-)))

  60. Işıl

    Çoğu var zaten şu an bunların.. Ben kağıt, kalem ve zarf kullanarak mektup yazmak istiyorum ve ayrıca mektubun varıp varmadığını veya yolladığımın onu nasıl okuduğunu görmek istiyorum, ikisini birden..

  61. Dursun Ferikel

    Gelecek yüzyıllarda internetin de etkisiyle bilgiler tamamen dezanformasyona uğrayacağından insanlık tarihi yalan yanlış bilgiler ile donatılacak.

    Herkesin farklı farklı tarih bilgisi, ahlak ve din anlayışı olacak. Bilim kurgu filmlerinin hemen hemen hepsinde gelecek yüzyıllarda karakterlerin hiç bir dine inanmadığını görürüz. Neden sorusunun cevabı çok da masum değildir aslında. Tabi ki ateist arkadaşların buna tepkisi olacaktır ancak hiç bir bilim kurgu filminde hiç kimsenin hiçbir dine inanmaması ve tüm yönetmenlerin konuya böyle bakması enteresandır aslında, neyse…

    Son 5 yıldır inanılmaz bir şekilde her türlü bilgide beyin sulandırma ve kütüphanelerde ki yazılı bilgileri dezanfarmasyona uğratma çabası var. Bunun sonucu olarak da, ben en büyük değişimin geçmiş insanlık tarihi hakkında olacağını düşünüyorum. İnsanlar yıllar ilerledikçe!! geçmiş yıllar hakkında sırlar bulacaklar ve tarihten uzaklaştıkça yakınlaştıklarını düşüneceklerdir.

    Teknoloji mi? Son 20 yıl içinde katedilen yola bakılırsa hayal bile edemeyeceğimiz bir konuma gelecek commodore 64, amiga 500, 80886-286, 386, 486dx’lerden 2Gb’lık hardisklerin 4mb’lık ram’lerin olduğu günlerden, 4 çekirdekli işlemciden 8gb ram’den, 1gb ekran kartından, tetrabyte hardisklerden bahsediyoruz bugünlerde hem de sadece 10 yıl içinde. 10 yıl sonra elimizdeki flash bellekler tetrabyte alırken, bilgisayarlardan klavyeler kalkacak, sesli ve düşünceli komutlarla bilgisayar yönetmeler başlayacaktır.

    Fifa serisi kask yardımıyla bize gerçek futbol sahasında oynuyormuşuz gibi gerçek 3 boyut sunacak hatta koşu bandı yardımıyla maç içinde gerçek koşular bile yapılabilecek… İşletim sistemleri 750 Gb alana kurulacak. Arabalar otomatik pilotta gidebilecek, araçlar sinyalleri otomatik olarak kendisi verecek, evlerimizin odaları yap boz gibi istenildiği gibi ayarlanabilecek, duvarlar sürgülü olacak, güneş enerjisi ile şarj olan ve şarj derdi olmayan telefonlar olacak, İstanbul’da trafik sorunu bitecek çünkü tüm arabalar uç uca eklendiğinde yollar kapanacak:)

    Savaşlar yine barış için yapılacak!!! Yani aslında geçmişte olduğu gibi teknoloji hep ilerleyecek ama geçmiş tarih bir hayli değişecek. Tüm insanlığı inanılması istenilen tarihe inandıracaklar. Bugün bizim gördüklerimiz bildiklerimiz bizden sonraki kuşaklara böyle anlatılmayacak.

    Pozitif enerji dini dünyaya hakim olmaya başlayacak ve insanlık üretmeden sadece pozitif düşünceye kanalize edilmiş insan yığınlarıyla dolacak. Küresel ısınma ile ilgili de tahminlerim var ama anlamsız tartışmalara girmemek için onu geçiyorum.

    Herkesin kimlik kartı tüm bilgileri, paraları, sağlık bilgilerini içeren barcodlu bir kart olacak. Cep telefonları kimlik kartı gibi zorunlu hale getirilecek ve insanların hepsine köle gibi aranıldığında ulaşılma zorunluluğu getirilecek [bu çok abartı oldu galiba :) ]. Özgürlük bugünkünden daha kısıtlı olacak ama en iyi köle köle olduğunu bilmeyendir mantığında olacak özgürlük. Bundan dolayı herkes hür olduğu yanılgısı içinde aslında daha da köleleşecek.

    Offf ilerisi ne kadar da kötü gözüküyor buradan, Allah yardımcısı olsun gelecek nesillerin, ne diyeyim :)

  62. heseno husen

    evt ömür uzuyor. belki milliyetçilik ortadan kalkıyor ama başka akımlar ortaya cıkıyor deme… ne de olsa ortada dolaşan duygusuz robotlar ki duyguları olsa bile halen insanlara ulaşamamış robotlar ya da robot+ insan şeklinde yarı yarı ne oldukları tam belirli olmayan canlılar ki mukemmel canlılar.

    ben robotların başındayım ya da bu robotların varlığını sağlayan savunanların lideriyim. bi de karşımızda tamamen aşkı, duyguyu, doğal iletişimi, robotların elektiriğin olmadığı netin olmadığı eski toplum yaşamını savunan ve o şekilde yaşamaya çalışan insanlar var gosteri yapıyorlar…

    kendilerini bi yerden atıyorlar, ölüyorlar ben benim cocuğum siyah saçlı olsun diyorum. dediğiniz gibi yapay bi ortamda bir bilgisayar yardımıyla sürükle bırak ile özelliklerini belirliyorum. (yazmak bile beni heyecanlandırıyor).

    ama onlar halen sevişiyorlar.

    sanırım bu yonden onlar daha şanslı. ama benim de çiplerim var onlar çipsiz. en basitinden hiç bir şeyi unutmuyorum. canım acımıyor. kendime bi robot sevgili yapıyorum. onla birlikte nikahsız yaşıyorum. zina olmuyor efem ole.

  63. FACTOR2

    Gelecek inanılmaz karanlık geliyor bana. Ve öyle de olacak gibi gözüküyor. Geleceğimizden şühe duyan bir nesiliz artık.

    Geçmiştekilerin bu tip kaygıları oldu mu merak ediyorum. Dünya sonuçta tükeniyor…

  64. yusu

    Benimde gelecekten büyük beklentilerim var ama çekincelerim de var :)

    En korktuğum olay şu beyine çip takıp işlerimizi o şekilde halletme olayı… Düşünsenize, bir kadınla bu çipi kullanarak görüntülü telekonferans yapıyorsunuz, birden o kadını çıplak hayal ediyorsunuz ve bam! o kadın da bunu görüyor. Erkek milleti işte ne bekliyordunuz :) (bende erkeğim bu arada (: ).

    Ya da o çipin kullanılarak özel anılarınızın, bilgilerinizin hacklendiğini düşünün. “Brain hacking” geleceğin mesleği olsa gerek.
    Çipleri kullanarak duyguları manipüle etmek, bir işi yapmayı reddedeni zorla yaptırmak… Dur dahası var, devlet başkanlarına savaş emri vermek!

    Hemen bir bilimkurgu-korku hikayesi yazmaya başlıyorum! :)

  65. ARİES

    gelecekte tam da senin yazdığın gibi şeyler bekliyor insanlığı, çünkü şimdiden bilim kurgu filmlerinde bile gelecek için böyle planlar kuruluyor.

    farklı bir bilim kurgu filmi izlediniz mi hiç?

    hani her şeyin doğal olması için mücadele eden sağlıklı insan kitlesinin hayatın anlamını keşfederek teknolojinin benliklerimizi ele geçirmesine izin vermemesini konu alan bir film :) tabi ki reyting rekorları kırmayacaktır ama insanlığın fikri neyse, zikri de o olacaktır.

    hayalgücü denilen güç öyle sınırsız ki, bu gidişle sonuç senin dediklerini geçecek.

    ben tercihimi bu yüzden gelecekten değil, geçmişten yana kullanmak isterdim. tedbir belki de teknolojiyi sadece hayatlarımızı kolaylaştıracak kadar kullanmak olabilir, çünkü daha fazlası zarar verecek sanırım.

  66. M. Gizem Yucel

    Koray Al, aklımdan geçenleri okudun:) Tam da yazıda geçtiği gibi, düşünce okumalar, ışık hızından daha hızlı olan düşünce hızı… Gelecekte neler olacağını bu kadar güzel hayal edebilen Futurama’yı şiddetle herkese tavsiye ederim!

    Hatta biraz mızıkçılık yapıp bir detayını da ben anlatayım. Zamanda yolculuk yapan bu ekip, 3000 ya da 4000li yıllara gider. Etrafta kimseler yoktur; üstelik doğa ve uygarlık adına da pek birşey göremezler. İlerleyen dakikalarda birini bulurlar ama “kafasına meteor düşmüş gibi”dir. (“Üstünden kamyon geçmiş gibi”, biraz çağdışı kalır :D) Adama sorarlar, “Ne oldu burada yahu?” diye, adam da işin kısası “Fazla uygarlaştık. Sonra acayip savaşlar yaptık. Herkes birbirinin kafasına bomba attı. Bu hale geldik,” der.

    Yani, bu teknoloji bir gün elbet başa dönecek. Artık bombayla mı olur, güzellikle mi olur ben bilmem :D

    K. Taylan, diğer bir yandan sana da katılmadan edemiyorum. Her aklıma geldiğinde beni üzen bir vicdan azabıyla yaşamaktansa, geriye dönüp, o zamanda yaşanan bütün sıkıntılara göğüs gerip; onurlu bir yaşam sürmek çookkk güzel olurdu!

    Bence, en güzel haliyle, Şu Çılgın Türkler’de anlatılan o “çılgın” hayatı yaşamayı ve o şansı yakalamış olmayı bütün kalbimle isterdim!

  67. Murat

    Aslında hayatımıza copy-paste ve elma (ctrl)+z “gerialma” olayı girse hiç fena olmaz :)

  68. Koray Al

    Bu arada ışık hızı ile ilgili de eklemeyi unuttuğum Futurama adlı çizgi-diziden bir anektodu ekleyeyim;

    FARNSWORTH: İşte bunlar da benim icat ettiğim kara madde motorları. Yıldız gemimin galaksiler arasında sadece birkaç saatte yolculuk yapmasını sağlıyorlar.

    CUBERT: İşte bu imkansız. Işık hızından daha hızlı gidemezsin.

    FARNSWORTH: Tabi ki gidemeyiz. Bu yüzden bilimadamları 2208 yılında ışık hızını arttırdılar.

    CUBERT: O da imkansız.

    FARNSWORTH: Ayrıca motorlarımın asıl dikkate değer özelliği de yakıcı bölümü, kendisi %200 yakıt verimi almamı sağlıyor.

    CUBERT: İşte bu kesinlikle imkansız.

    FARNSWORTH: Hiç de bile. Oldukça basit.

    CUBERT: O zaman açıkla.

    FARNSWORTH: İşte bu imkansız!

  69. Koray Al

    Teknoloji, bilim, siyaset, kültür bunlar sürekli değişen şeyler. Bir şeylerin değişeceği malum. Fakat değişmeyecek tek şey optimizasyon olacak bence.

    İnternete girmek için cafeye gideceğimize bu durum optimize edilip senin de söylediğin gibi beyinlerimize girecek. Muhtemelen aborjinler gibi.

    Yemek kaynaklarımız azalacağından bizim iç optimize edilmiş o küçük haplar ortaya çıkacak.

    Kaba iş gücündeki kayıpları azaltmak için bu işleri minimum güç ile gerçekleştirebilecek robotlar yaratılacak.

    Günümüzde akaryakıtlarda yapılan o muazzam enerji kaybını minimum hale getirecek alternatifler yaratılacak. (ki yaratılmaya da başlandı zaten)

    Ölüme sebebiyet veren hastalıkların yok olacağını düşünmüyorum. Ama ummuyorum da. Zira bu; nüfusun artışı, bunun önüne geçmek için daha sadist önlemler almayı düşünebilecek grupların ortaya çıkması demektir. Belki insanlar daha uzun süre yaşarak daha da bilgeleşecek. Ama Star Wars’dan da hatırlayabileceğimiz üzere bu bilgeleşme hem aydınlık, hem de karanlık tarafta olacak. Haliyle sadistler daha da sadist olacak.

    Neyse… Benim 500 yıl sonrasını düşündüğümde aslında aklıma gelen iki alternatif var:

    Birincisi insanlığın doğayı yok etmek üzere olmasından dolayı artık pes edip, doğa kendini toparlayana kadar başka gezegenlere sığınmaya çalışması ya da başka bir gezegen bulma umuduyla yola koyulması (battlestar galactica).

    İkincisi ise durum kontrolü yapacak tüm insanları uyku moduna alarak bütün hayati görevleri, çevreye minimum zarar ile robotlara yaptırması, aynı zamanda da doğanın kendini toparlamasına yardımcı olmaya çalışması.

    Ama durum böyle devam ederse benim tahminim, ikinci seçenekten yana olacak. İnsanlar, ne yaptıklarının farkına varıp, yaptıkları hataları da kendilerinin tek başına düzeltebileceği küstahlığından vazgeçip pes edecekler. Zaten o zamana kadar bunu kabul edecek kadar bilgeleşemezlerse, muhtemelen birbirlerini çok az nüfus kalana kadar yok edeceklerdir.

    Zaten bazı büyük güçlerin bazı toplantılarda, dünya nüfusunu azaltmayı hedefledikleri duyulmuyor değil. Bunun da doğum kontrolüyle hallolacağını sanmıyorum. Haliyle o zaman da aklıma iki örnek geliyor yine: savaş ve/veya salgın.

    Bunların ikincisi ise önümüzdeki 10-20 yılı anlatan iki filmde geçiyor ve ikisi de geçtiğimiz 2 yıl içinde çekildi;
    “Children of Men” (2006) ve “I Am Legend” (2007).

    Görebileceğiniz üzere, bu fikirlerin çoğunu çeşitli film ve dizilerden anımsıyorum. Zaten bilim-kurgu da geleceğin aynası değil midir?

    Konu Dışı Not: Bu konuda tavsiye edebileceğim birkaç dizi var; Babylon 5, Stargate:SG1 ve Stargate:Atlantis, Battlestar Galactica [bunlardan ilk ikisi, bir nevi geleceğe yönelik fikir ansiklopedisi niteliği taşıyor. Babylon 5 daha çok siyasi içerikliyken SG1 ise teknoloji konusunda mükemmel bir kaynak]

  70. Yücel

    Gelecek hakkında bahsettiğiniz gibi daha pek çok ön görü bildirimlerinde bulunabiliriz. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sayesinde pek çok düşünsel, duygusal veya sanal edinimleri yaşıyorken aynı zamanda mahremiyetlerimizi ortadan kaldırıp yaşam kontrollorümüzü de belli bir sisteme teslim etmiş oluyoruz. Daha pek çok benzer sebeplerden dolayı gelecek benim algılarımda endişe uyandırmaktadır.

    Mevcut biyolojik ve fizyolojik yapım nasıl olurdu bilemiyorum ama zaman yolculuğu gerçek olsa sanırım yüzyıllar öncesine bir seyahat yapmayı deneyimlemek isterdim. Günümüz zamanında bir meyve tadıyoruz ve aynı cins meyveyi 1000 yıl öncesindeki tadıyla merak ediyorum. Endüstri yok, kimyasallar veya petrol ürünleri toprakla temas etmemiş.

    Şimdi havayı soluyorum ve geçmişte soluma şansımı düşlüyorum acaba nasıl olurdu. Nesli tükenmiş nice hayvan ve bitki türlerini izlediğimi düşünüyorum. Gıda ürünleri hormonsuz ve hilesiz, sen nasıl yetiştirirsen öyle. Kavram kargaşaları yerine en fazla felsefe ve din üzerine tartışılan değerler var. Televizyonlar yerine sohbetler ve doğrudan iletişimler var.

    Hayatımızı gelecek ile makineleşmiş, elektronikleşmiş techizatlarla klonlar halinde yaşamak mı yoksa, insanın ve varlığın henüz mekanik, elektronik ve kimyasal ortamlara maruz kalmadığı bir yaşam mı cennet olur…! Kendi adıma geçmiş zaman dilerdim.

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir