12

Fikir Atölyesi Kahramanları Hayatta mı? (1)

Fikir Atölyesi’nde bugüne kadar konu ettiğimiz; başarılarıyla, yaratıcılıklarıyla veya hayata bakış açılarıyla fark yaratan kişileri merak ediyorum zaman zaman.

Şimdi neredeler, neler yapıyorlar, hayatlarında değişen şeyler var mı?

Bu aralar hemen herkesle iletişime geçip güncellemeye çalışıyorum kendimi. Tabii ki amaç (kendi merakımın yanında) sizlerle de paylaşmak.

Bilgiler geldikçe hazırladığım yazı da uzadı… Ben de bunu sizlerle bölümler halinde paylaşmaya karar vardim.

İşte ilk bölüm:

iPhone henüz satışa çıkmadan Apple hayranlarının geliştirdikleri ilginç iPhone konsept tasarımlarını yayınlayan bir blog açmıştı Okan Vardarova. Tekmetokat’ın Oky’si… Günlük yarım milyona yaklaşan bir ziyaretçi trafiği yakaladığı ve sonrasında sattığı bir blog olmuştu bu.

Peyzaj mimarlığı okuyor Oky, hem de uzun yıllardır :) Okulun bitmemesini kabullenmiş çünkü sevdiği ve zevk aldığı işlere daha fazla zaman ayırıp “bir şekilde kendini kurtarmaya” çalıştığını söylüyor.

Geri kalanını Oky’nın ağzından dinleyelim:

“iPhone sitesini biraz daha elimde tuttuktan sonra iPhone’un satışa sunulmasına 1-2 hafta kala 3.500 dolara bir Çinliye sattım. İyi bir satış yaptığımı düşünüyorum çünkü blog iPhone satışı yaklaştıkça yine çok kazandırmaya başlamıştı ve bu pazarlamam için büyük bir şans tanıdı bana.

Ne var ki, iPhone çıktıktan sonra blogumun Google’da daha fazla dayanamayacağına adım gibi emindim. Malum, ziyaretçilerin büyük bir kısmını Google’dan sağlıyordum. Tüm bu düşündüklerim gerçekleşti ve satın alan kişi birkaç hafta çok iyi para kazanarak çok iyi bir iş yaptığını düşünürken hitler aniden düştü ve şu an yerlerde sürünüyor. Dolayısıyla satın aldığı parayı bu haliyle çıkarabilmesinin imkanı yok gibi. Onun için üzgünüm ama kendimi de düşünmek zorundaydım..

Böylece ilk ve tek internet maceram da sona ermiş oldu. Ancak sonbahara doğru iPhone’dan daha sürekli ve kararlı işleyeceğini düşündüğüm ve bu defa aceleye getirmeyerek her ayrıntısını planlayarak gelir elde edeceğimi düşündüğüm birkaç projeme başlayacağım.

Projelerin yine dünya üzerinde fanatik kitlesi bulunan markalar üzerine olacağını söyleyebilirim. Ancak bu defa teknolojik olmayacak, daha genele hitap edecek ve belki de bir komünite düşünüyorum bu açıdan. Şimdi iPhone’dan daha fanatik kitlesi olan ne gibi markalar olabilir diye merak etmiş olabilirsin ama inan ki var!”

*
* *

20 Soruluk Söyleşiler’deki konuklarımızdan gazeteci Haşmet Babaoğlu ise kendisi ile ilgili şunları söyledi bana:

“Son 2-3 yılda hayatımdaki en önemli değişiklik belki de henüz ne olduğunu bilmediğim değişikliğe hazırlanmak oldu. Zihinsel hazırlık dönemi diyelim. Hala Vatan’da yazıyorum, hala Yaşamdan Dakikaları yapıyorum.

Vatan sahip değiştirdi. Yaşamdan Dakikalar da bence ömrünü tamamladı ancak Ekim ayında oturup programın geleceğine karar vereceğiz. O devam etmezse yeni bir program fikri ile devam ederim diye düşünüyorum.

Bunların dışında aynı sevgili ile keyifli birlikteliğim devam ediyor. Mutluluğumda Ayşe’nin katkısı önemli.

Serseri ruhumda bir değişiklik yok ancak bende bir laçlakalık söz konusu. Yazın getirdiği rehavet de olabilir.

Yaz demişken; ömrümde ilk defa bu sene 1.5 ay Alaçatı’da yaşadım. 3-4 günden fazla İstanbul’dan ayrılamayan bir adam için belki de bu bendeki en önemli değişim. Zaten bunu da becerebilen ben değil, Alaçatı’nın kedisi.”

*
* *

“Diyelim ki bundan 10-15 yıl öncesindeyiz ve sıvı sabun henüz icat edilmedi ve siz de katı sabun imalatçısısınız. Elinizde ekipmanlar, pazar, marka, personel v.s. herşey var ancak daha önce hiç yapılmamış sıvı sabun projesi elinizde yok. Hatta tüm dünyada hiç yapılmamış? Tabi ki size katı kola yapalım demiyeceğim.”

İşte bu sözler Dursun Ferikel‘e ait. Uzunca bir süre Ülker’e fikrini (sadece) anlatabilmek için yılmadan çırpınan, sonunda bunu başaran…

Anlattı Ülker’e anlatmasına da, görüşmenin üzerinden (ısrarlı takibi sonucu) bir ay sonra aldığı cevap: “Teklif ettiğiniz ürün hakkında biz zaten çalışma yapıyoruz, ilginize teşekkürler!”

Yeni fikirler konusunda Dursun’da biraz motivasyon düşüklüğü görsem de; mücadeleci yapısı onu tekrar canlandıracaktır. Hem de eskisinden daha deneyimli, daha güçlü… (Bu yazıyı hazırlarken Dursun’un yeni bir gelişmeden bahsettiği yorumu geldi; ilgili yazımızdaki 33. yorum.)

*
* *

Farklı bakış açısını yeni fikirlere dönüştüren ve daha önemlisi bunları hayata geçiren bir Türk gencini mercek altına almış ve onun zihin haritasını çıkarmıştık. O kendini bir fikir avcısı olarak konumlandıran Özgür Alaz‘dı. Hani şu Google’un bize 23 Nisan’da logo yapmasını sağlayan projesiyle adından söz ettiren Özgür.

Onun bu aralar odağı Worldcard. Markanın digital pazarlama stratejisini ve projelerini planlamaya başlamış. Worldcard’a yenilikçilik ve yeni medya konularında danışmanlık veriyor.

Ayrıca Antifit Alemşah ile birlikte Likemind (benzer zihinli insanların bir gündem olmadan bir kahve masası etrafinda yaptığı sohbet toplantıları) İstanbul ayağını yapmaya başladılar. Likemind’dan esinlenip sonbahara yetiştirmeye çalıştığı pazarlama konulu benzer yeni bir etkinlik için de çalışmaya başlamış.

Özgür’ü sağı solu belli olmuyor, yakın markaja alınması gereken kişilerin belki de başında!

*
* *

Kullanılmış bir tangayı bir açık arttırma sitesinde satışa çıkarıp sonrasında gazetelere konu olan Bilkent’li bir genç vardı. PG takma adıyla tanıdık onu… Amacı haberlere konu olmaktan çok hayalini kurduğu Procter & Gamble’da okul sonrası işe girebilmekti.

Yani daha okurken hayalindeki firmayı belirlemiş, ona göre yaratıcı iş başvurusu yapabilmenin yollarını düşünmüş ve belki de en değerlisi risk alıp harekete geçmiş bir genç o.

Benle de mail yoluyla tanışmış ve sonrasında arkadaş olmuştuk.

PG belki P&G’ye giremedi ancak en az onun kadar büyük, hızlı tüketim ürünleri sektöründe (FMCG) uluslararası lider başka bir şirkette profesyonel hayatına başladı.

Hayatındaki değişimleri bana anlatırken de o ilk günlerin heyecanı vardı onda:

“Öncelikle PG ismi çoğuna göre baş harflerim olsa bile gerçek böyle değildi. PG benim o sıralar girmeyi çok arzuladığım Procter&Gamble’a çağrışım yapıyordu. Yani ben bu firmaya başvurumu yaparken bu yaptığım olayı anlatacak, onlarda çalışmayı ne kadar arzuladığımı belli etmek için ise PG baş harflerini kullandığımı belirtecektim.

Başvuru için ciddi bir hazırlık yaptım. Başvuruyu daha farklılaştırabilmek için ne kadar değişik metodlar kullanabileceğimi ölçüp tarttım. Ama zaten olayı derinlemesine anlatabileceğim platformu şirketin kendisi sunmuş ve ‘essay’ sorularında olayı tüm çıplaklığıyla anlatmamı sağlamıştı. Peki sonra ne oldu? Ben şirketin birbirinden zor altı aşamalı elemelerinin son aşamasına kadar gelip yöneticilerle görüştüm. Ama sonrasında kabul edilmediğime dair cevap geldi.

Bu olaydan çok değerli bir kaç deneyim ve kendime dair bir çok ders çıkardım. P&G olmadı evet, ama çok kısa bir süre sonra yine başka bir FMCG sektöründe lider uluslararası bir firmada iş buldum ve şu anda orada çalışmaktayım.

Geriye dönüp baktığımda düşündüğüm bir kaç şey var. Onlardan bir tanesi benim hesaplı bir kumar oynadığım. Bu kumarın sonunda kazanmak ya da kazanamamak (kaybetmek değil) vardı. Benim için ikincisi oldu ve içim çok rahat.

En azından bir çoğu gibi korkup da klasik yollardan başvurumu yapsaydım ve reddedilseydim (ki büyük ihtimal öyle olurdu) bu sefer “belki bu tanga olayını kullansaydım kabul edebilirdim” şüphesini yıllarca içimde taşıyacaktım.

Fakat şimdi “Evet ben farklıyım. Farklı olmak için değil, gerçekten yeri ve zamanı gelince öyle olduğum için farklıyım. Ama hayırlısı buymuş” diyebiliyorum.

Şimdiki işimden gayet memnunum. Yine pazarlama alanında gayet zorlayıcı ve öğretici bir deneyim oluyor benim için. Peki oraya girerken tanga olayını kullandım mı? Hayır. Çünkü o sadece P&G içindi.”

Şimdilik bu kadar… Diğer kahramanlar pek yakında!

Yorumlar 12

  1. Arkadaş

    Oky arkadaşımızın blogunu satma zamanlaması çok güzel ve akıllıca. Arkadaşı tebrik etmemek elde değil :)

  2. Vepa

    Oky’nin projesi süperdi. Blogdan para kazanan türk öyküsüyle daha önce hiç karşılaşmamıştım. Öğrenmem iyi oldu . :)

  3. Pingback: Fikir Atölyesi Kahramanları Hayatta mı? (3) | Fikir Atölyesi

  4. Pingback: Fikir Atölyesi Kahramanları Hayatta mı? (2) | Fikir Atölyesi

  5. Eylem Turan

    İnsan bu kesitleri okudukça ilham alıyor; her nekadar önümüze “yenilik” adına bariyerler koyan bir ülkede yaşıyorsak da, hayal edileni irade ile gerçeğe dönüştüren kişiler bunlar.

    Yazıların çok hoşuma gitti.

  6. Saniye Şen

    Hep merak etmişimdir okuduğum, duyduğum, izlediğim kişilerin daha sonra neler yaptığını, olayların nasıl sonuçlandığını… Böyle bir yazıya başlamak iyi fikir :)

  7. Dr. Firma

    Eskişehirde ” Yenilikçi İş Fikri Yarışması ” düzenleniyor . Son başvuru 1 Kasım ‘a kadarmış, İlgilenenlere duyurulur.

  8. Nazan

    “Serseri ruhumda bir değişiklik yok ancak bende bir laçlakalık söz konusu.”

    İşte bu yüzden bayılıyorum Haşmet Babaoğlu’na. Kendisiyle bu kadar mı barışık olur bir insan?

    Köşe yazıları ve TV programları ile ben kendisinde bir rehavet görmesem de… Demek kendine yetmeme durumu başlamış. Bu ondan daha fazlasını bekleme hakkını veriyor bize :)

  9. Hülya

    Sizin duyarlılığınız ve verilen örneklerdeki yaşanırlıklar hepsi çok güzel.

    Sen olmalısın… Farkın olmalı diye boşuna söylenmiyor.

    Bu yazıda 5 güzel insanın yaşamlarında kendi oluşlarının hikayeleri çokta öğretici, diğer kahramanlardan da çok öğrenilecekler olsa gerek.

    Yazılarınızın devamı dileğiyle… Sevgiler.

  10. seher

    Gerçekten tebrik etmiştim bu olayı ilk duyduğumda :) Nerede işe girmiş acaba bu Bilkentli?

  11. Dr. Firma

    Hikayelerin hepsi güzel, oky’nin projesini fikrini kazanca dönüştürebilme yönüyle beğendim. Konsantre olabilirse yeni ve daha büyük işler başarabilir gibi görünüyor.

  12. Selim Can

    Oky’nin blogunu bir Çinliye satışı, Haşmet Babaoğlu’nun serseri ruhunun devam etmesi, Dursun’un Ülker ısrarı, Özgür’ün yeni markası WorldCard, Bilkent’linin tanga macerasından sonra iş hayatına atılması…

    Hepsinden ilginç hikayeler gelmeye devam ediyor.

    Tunç senin de “yazdım zamanında, bitti” demeyip takipçiliğin çok hoş gerçekten. Eline sağlık.

Düşünceni Paylaş!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir