Deliydi. Paraya değil ama tutkularına teslim oldu. Deliydi. Adam gibi sevdi. Deliydi. İyi yaşadı. Deliydi. Mutlu öldü. — Yaşanacak daha çok şey var, o yüzden ölüm henüz erken. Ben yine de… Başkalarına kalsın istemedim mezar taşımda ne yazacağı! Taşlara video konulursa, varsın oynasın şu da:
Deneyim denen kaos!
Yaşanmışlık konsepti ilginç. Deneyim denen şey işte. Okuyarak, izleyerek veya dinleyerek çok şey öğreniyoruz da, neredeyse hiçbiri, biz onları yaşamadan bir parçamız olamıyor. Ne kadar okursan oku, yaşamadan aşkı tanımıyorsun. Veya, ne kadar macera filmi izlersen izle, yüksek bir kayalıktan atlamadan cesaretin ne olduğunu bilmiyorsun. Ciddi bir trafik kazası yapmadan, dikkatli araba kullanmayı pısırıklık saymak da aynısı. Yaşadıkça, bize öğretilenler …
Gelsin 2012, Bildiği Gibi Gelsin!
2006 yılından beri oynadığımız oyuna geldi yine sıra. Ne çabuk geçiyor değil mi yıllar? [audio:http://www.fikiratolyesi.com/wp-content/uploads/2006/12/03-Gelsin-Hayat-Bildigi-Gibi-feat.-Sezen-Aksu.mp3|titles=Gelsin Hayat Bildigi Gibi] Daha önce yorumlarınızla katıldıysanız harika, dönün bakın şimdi neler demişsiniz 2011 için, veya önceki seneler için… Olmadı, şimdi katılın. Bir sene sonra kendi yazdıklarınızı okumak epey şaşırtıcı oluyor. Üç soruyu birlikte cevaplandırıyoruz. 1.) 2011 denince ne hatırlıyorsun? Geçen sene bugünlerde, 2011’de kendimden …
Steve Jobs… Haklı Çıktı!
?Başarı ve tükenişi uç noktalarda yaşamış biri olarak; gerekirse dünyanın sana sunduklarından vazgeç, hatta okula bile gitmeyebilirsin, ancak asla maceracı ruhundan taviz verme? diyen… Yakalandığı ilk kanserden dolayı ölümle burun buruna gelince de; ?Her gününü hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın? deyişini kendi yaşamının parolası yapmış biriydi o. Ve haklı çıktı!
Size bir şey sormak istiyorum.
Öldünüz. Aradan iki yıl geçti. Bir yerlerde adınız anılıyor. 1.) Adını ananlar kim? (Sadece eşin dostun mu, yoksa hiç karşılaşmadıkların da var mı?) 2.) Neredeler ve “ne” diyorlar? 3.) İki yıl sonra diyeceklerini, bugün de (sen hayattayken) duyuyor musun? 4.) O kişiler (tanıyorsan), “kendileri için” duymayı hayal ettiklerini, bugün “senden” duyuyorlar mu? Bu arada unutmadan… Sizi seviyorum!
Andy Warhol: Hayatta başımıza gelenleri televizyon seyreder gibi izliyoruz.
Lara Fabian’ı izledikten sonra içimden şunu demiştim: “Her sanatçı bu duyguyu en az bir kere yaşamalı.” Her gün defalarca aynı performansı izlemekten bıkmıyor, Lara’nın yaşadığını yaşamayanların “sanatçılığını” bile sorgular olmuştum. İleri gitmiştim. Boyumu aşan işlerdi bunlar. Tam o esnada Andy Warhol uğradı! [Kafayı yeme belirtileri, mazur görün!] Tunç dedi, “bir şeye çok uzun bakarsın, onun bütün anlamı kaybolur.” Hafif ürperdiğimi …
Nefesimi Kesecek Anlar?
Zorlandığım bir liste yapıyorum son bir iki gündür. İlk başta kolay deyip, sonra öyle olmadığını anladığım… Bugünden sonra nefesimi keseceğini düşündüğüm an’lar listesi bu. Sağlığım yerindeyken, ölmeden önce yapmak istediklerim. Burada da niyetli bir şekilde paylaşıyorum sizlerle. Hem kendi kendime söz verip bunu kayda almak, hem de sizlere biraz daha kendimi açabilmek adına. Eğer sizin beyninizi de alabilirsem bir iki …
Bugün Hayatınızın Son Günü Olsaydı?
Bakın şöyle bir yakın çevrenize, sonra da kendinize. Ne kadar çok kişi yaptığı işten mutsuz. Ne kadar çok kişi şikayetçi… Kendimizden çok sanki başkalarının hayatını yaşıyoruz. Onların düşüncelerine göre şekillendirdiğimiz hayat denen elimizdeki en değerli varlığımız da eriyip gidiyor kendi elimizden. Ölüm ise bizi bu derin uykudan uyandıran belki de en sert tokat. Sevdiğimiz bir yakınımızın cenazesinde yanımızdakilerden duymaz mıyız …
Lance Armstrong. Kansere ‘Yakalanmayan’ Yarışçı.
“Hayatımız değerlidir”, “aldığımız her nefes için mutlu olabilmeliyiz” ve bunun gibi lafları çok duyar, çok söyler ama nedense bunların çok nadir farkında oluruz. Çünkü elbette insan doğasına aykırıdır sürekli mutlu olmak ve gülümsemek. Her zaman sinirli, stresli olmak gibi her zaman mutlu olmak da çok insani değildir belki de. Ancak üzgün, kederli, öfkeli bile olsa insan, gülemese bile o anda, …
Hayata Anlam Vermeye Çalışmak.
Ne ilginçtir, yeni yılın ilk gününde internette birşey ararken yıllar önce okuduğum ve bende iz bırakan ilk kitabın bilgilerine ulaştım wikipedia.org‘da: ‘Yabancı.’ Albert Camus’un 1942’de yayınlanmış belki de en ünlü kitabı, orijinal adı “l’Etranger”. İşte aynı yerden aldığım Yabancı’nın felsefesi;