10 Ağustos 2005’de hayallerinin peşinden koşmak için çıktığı yolculuğu 25 Mayıs 2006’da bitirdi Barış Akkiriş. Yalnız başına 9.5 ay dolaştı dünyayı, bir uçtan diğer uca; 75 bin km yol demekti bu. “Şimdi yapmazsam ne zaman yapacağım” diyen iç sesi ve hayalleri daha baskın çıktı. Yoksa büyük bir şirkette keyif aldığı bir işi vardı. Onlarca ülke, yüzlerce insan tanıdı; kendi dışında …
1 Milyon Ziyaretçi !
“biz üç kankayız; izel kanka, çelik kanka, ercan kanka. amacımız, şu an üzerinde bulunduğunuz blogu, tamamen amatör güdülerle, türkiye’nin, hatta ve hatta dünyanın en fazla ziyaret edilen blogu yapmak. nasıl mı? öyle. bir siteyi tanıtma yöntemlerinin tamamını kullanarak, her türlü pisliği yaparak, internet üstünde ve internet altında, mesela sokakta, bir duvarda, bir bar tuvaletinin kapı arkasında bu blogun adını yazarak …
Taraftar Müşteri Yaratmak: Hillside Beach Club
Bir aşk hikayesinden bahsedeceğiz bugün. Müşterilerini kendine aşık eden bir Türk markasından. Fethiye Hillside Beach Club’dan… – Bırakın müşterilerinin kendi çevrelerinde – özgürce – konuştukları vaadleri yerine getirmeyi, onlara beklentileri aşan deneyimler yaşattıkları için… – Nerdeyse reklam dahi yapmadan, kontrolü çok daha zor olan ağızdan ağıza tanıtımı böylesine etkin yönetebildikleri için… – O çoğu kez hayranlık duyulan yabancıların bilgi ve …
Yaratıcı CV (bölüm: 3)
Bugünkü Hürriyet Pazar’da karşıma çıktı yine Alexandre Gueniot. Hani şu özgeçmişini müzikli animasyon ile yapan Fransız. Bir milyon kişinin sitesine girip özgeçmişini kendi ağzından söylediği şarkı ile dinleyip, flash animasyonu izlediği, 200 firmanın iş teklifi yaptığı Alexandre.
Mehmet Doğan – Altı Üstü Tasarım
Blogunda bugüne kadar yazdığı 350’ye yakın bilgilendirici yazısıyla tanıdık, hoş ve akıcı üslubuyla sevdik. Türkiye’de bir ilke imza atan kitabını tavsiye ettik, uyguladığı tanıtım stratejisini pazarlamacılara örnek gösterdik. Belki de en önemlisi; yenilikçi ve öncü fikirlerini hayata geçirmesini alkışladık.
Ekşi Karartma!
Önce Yahudiler için geldiler, Sesimi çıkarmadım, Çünkü ben Yahudi değildim. Sonra komünistler için geldiler, Sesimi çıkarmadım, Çünkü ben komünist değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, Sesimi çıkarmadım, Çünkü ben sendikacı değildim. Sonra benim için geldiler, Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı.
Gaye Ör: Eylülce, Samimice, Dürüstçe
Doğduğu Eylül ayına aşık o, hem de kendine takma ad alacak kadar. 20 Soruluk Söyleşiler‘de altıncı konuğumuz Eylül Ataklı, gerçek ismiyle Gaye Ör. Blog dünyasının Eylülce‘de pazarlama hakkında yazdığı samimi ve dobra yazılardan tanıdığı ve de çok sevdiği bir blogger, bir pazarlama aşığı… Güncelleme (9 Ekim 2007): Gaye’nin son adresi: pangpeng
Hedefe Kilitlenmek
Yan yana iki gökdelen ve ikisini en tepede birbirine bağlayan 30 cm genişliğinde çelik bir halat. Burdan yürüyerek geç karşı tarafa; 100 YTL veriyorum dersem; hemen herkesin cevabı “değmez bu riski almaya, hem ben bırak o kadar yukarda olmayı, yerde bile olsa, dengemi o kadar uzun süre sağlayamayabilirim” olur. Ayaklarını nasıl yerleştireceksin, kollarını nasıl tutacaksın, adımlarının uzunluğu ne kadar olacak, …
Çıplak Kalma !
İnternet’te insanların fayda sağladıkları, keyif aldıkları ve parçası olmak isteyecekleri topluluklar yaratıp yaratıcı fikirlerini hayata geçiriyorlar. Çok çalışıp, çok eğleniyorlar. Ve şimdi de güzel paralar kazanıyorlar!
Eşinle Gel; Birbirinizi Oyalarsanız!
İliklerimize kadar işlemiş klişeler var günlük yaşantımızda. Farkında bile değiliz ki sorgulayalım. Bir davetiye alıyorsunuz; düğün, açılış, party, her neyse. Üzerinde ‘sayın falanca falanca ve eşi.’ Davet eden sizin evli olmadığınızı biliyorsa (ve bu durumda sizi hala davet ediyorsa) bu durumda zarfta sadece sizin isminiz yazıyor. Herneye davet ediliyorsanız ve beni yalnız değil, eşimle çağırıyorsanız; bunun tercümesi şunlar olabilir mi?:
Sende Ne Değişmiyorsa, Sen O’sun…
Yaşadığımız toplumun bizden istedikleriyle ve hatta acımasız yaptırımlarıyla, beklentilerimiz hep yukarı çekilmeye, olmayan sorunlar da sorun olmaya başlamıyor mu? Meğer bilinmeyen, açığa çıkmayı bekleyen ne çok arzularımız varmış bizim. Karmaşıklaşmaya başladıkça herşey, başlıyoruz ödünler de vermeye; en çok da basit olmaktan, basit yaşamaktan oluyor bu fedakarlıklar. Boğuluyoruz kendi yarattığımız sorunların içinde. Sonra da düşüyoruz çözümün peşine, adına da “değişim” diyerek. …
Kabile Aranıyor!
Alex Tew’in bir milyonluk dolarlık fikrinden sonra ilgimi çeken en iyi fikirlerden biri. “Tribe wanted“: Kabile aranıyor. 5.000 kişi, emsalsiz bir kabile, gerçek bir ada… Dünyanın hertarafından gelecek 5.000 kişi ile yaratılacak bir sanal topluluk daha sonra sanal olmaktan çıkıp gerçek bir kabile hayatı yaşayabilir mi?
Zeyno Günenç – Oyuncu
– Balerin olmak istemiş; oyuncu olmuş. – Anne olmak istemiş; “Dominat Teyze” olmuş. – Uzun ömürlü bir evlilik istemiş; Okan Bayülgen ile bir evlilik macerası olmuş. – “Çocuklar Duymasın” istemiş; duymuşlar! 20 Soruluk Söyleşiler‘deki konuğumuz Zeyno Günenç‘den bahsediyorum. ‘Gönenç’ soyadı ile yanlış bildiğimiz Zeyno Günenç.
İstersen Yaparsın
“Planımız Puerto Rico’ya gitmekti, ancak havaalanına geldiğimizde uçuş iptal edilmişti. Herkes söyleniyor ve şikayet ediyordu. Kimse bir şey yapmıyordu. O zaman ben yapmaya karar verdim. Birisi yapmalıydı. 2.000 dolara bir charter kiraladım. Bu parayı oradaki kişi sayısına böldüm. Adam başı 39 dolar. Bir siyah tahta alıp üzerine şunları yazdım:
Yaratıcılık Başa Bela!
Yurtdışındaki meşrubat makinalarını buzdan yapılmış para ile kandırma yaratıcılığını gösteren medar-ı iftiharlarımızı (!) duymuşsunuzdur. Düşünsenize bu makinalardaki paraları toplama sorumluluğunda olan kişinin içine düştüğü durumu. Zorlama yok, kırma dökme yok, buz eriyip buharlaştığından arkada kalan bir iz de yok. Fakat hasılatta açık var. Ancak denetimler sıklaştırılınca, para haznesindeki ıslaklığı görünce anlayabiliyorlar durumu. Bu da bazı beleşcilerin futbol maçlarına biletsiz girmek …