Tatile çıkmak güzel bir duygu…
En son bir haftalık tatili geçen sene Amsterdam’a, PSV – Galatasaray maçını bahane ederek yapmıştım. “Amsterdam’dan Canlı Kucak” ve “Red Light District, Marijuhana, Scooter Taxi ve GS” edindiğim izlenimleri sizlerle paylaştığım yazılar olmuştu.
Bu aralar biraz yelken ilgimi çekiyor ancak anlamıyorum! Eğitim falan almışlığım yok, sanırım niyetim de. Alaylı olacağım ben :)
Bundan yaklaşık iki ay önce bir hafta sonu kaçamağı için arkadaşlarım beni Göcek’e ilk yelken tecrübesi için götürdüklerinde aldığım lezzet hala damağımda olsa gerek, daha uzununu yapabilmeyi dilemiştim. Gerçek olacak gibi, bu akşam uçuyoruz. Yine aynı grup; Sevgili İskender, kız arkadaşı İsra, yönetmen arkadaşım Kerem ve Göcek’in artık yerlisi kabul edilen Erdal…
Bu sefer Göcek’ten çıkıp, birkaç Yunan adasını görüp Bodrum’da noktalamayı planlıyoruz. Hedef 10 günde, mümkün olduğunca motor açmadan rotayı tamamlamak.
Eğer becerebilirsem biraz kitap okuyabilmek ve farklı yiyecekler eşliğinde derin sohbetler yapabilecek olmak heyecanlandırıyor beni. Hele bir de kuvvetli rüzgar olur da, adrenalini bol bir yolculuk olursa… Umarım.
Yelken gerçekten (benim gibi önceden bilmeyen çoğu kişi için) ilginç ve zor bir spor. İnsana “takım oyunu bu olsa gerek” dedirtiyor.
Uyulması gerek kurallardan biri; yelkenler açılmadan önce tekneye uygun ayakkabını giymek, varsa eldivenlerin, t-shirt vs. Geçen sefer bana dümeni (rüzgarsız havada motorla yol alırken) öğretmişlerdi. Ben de kıyı kıyı gitmeyi seviyorum, dümeni düz tutmaktansa sürekli hareket ettirmek daha güzel geliyor. Oyun gibi!
Bir 15-20 dakika sonra rüzgar çıkınca İskender “hadi yelken açıyoruz” deyince çok ilginç bir beyin travması yaşayıp (kurallara uyacağım ya!) dümeni bırakıp ayakkabılarımı almaya gitmişim. Kimseye dümeni bıraktığımı da haber vermeden! Sanki PlayStation oynuyorum! Kıyı kıyı gitmenin bedeli çok ağır olacakken, İsra’nın dümeni boş görüp atlamasıyla ucuz atlatılan bir durum olmuştu.
Sanırım benim beyne bir güncelleme gerek!
Onlar bu hikayeyi hala herkese kahkahalar eşliğinde anlatırken ben de “sizden mi korkacağım, ben bunu Fikir Atölyesi’ne bile yazarım” dediğimde inanmamışlardı. Buyursunlar!
Önceden planlarsanız, arkadaşlarınızla masrafları paylaşabileceğiniz bütçenize uygun bir şeyler ayarlamak mümkün (Bunu inanın yapmadan önce ben de bilmiyordum). Rüzgar varsa mazot yakmıyorsunuz, mutfakta kendi yemeğinizi pişirebiliyorsunuz…
Hepimizin yaşadığımız yerlerden zaman zaman kaçmaya, yeni yerler, yeni insanlar tanımaya ihtiyacı var. Biraz da yalnız kalmaya… En büyük faydası da “beynin güncellenmesi, böceklerden temizlenmesi ve en önemlisi beslenmesi.”
Ne olur en kısa süre içinde gidin bir yerlere. Hafta sonu için bile olsa, uzaklara olmasa da yakınlara… Ama mutlaka gidin.
Bu arada unutmadan; yelken hiç de sanıldığı kadar pahalı değil. Hele gazetelerdeki o göz boyayan ve gittiğinizde ciddi hayal kırıklığı yaşadığınız turlara kıyasla. Tek yapmanız gerek önceden plan yapmak ve birlikte gideceğiniz (içlerinde bir iki tane yelkenden anlayan) arkadaşlarınızı seçmek.
Şimdi izninizi rica ediyorum. Sizlere yeni deneyimlerle geri dönüp bunları yeni yazılarda paylaşıncaya kadar, kalın sağlıcakla…
Yorumlar 11
Pingback: Fikir Atolyesi Gelsin 2008, Bildiği Gibi Gelsin!
senin canın saolsun alt tarafı yelkenli :d
herkes yüzme biliyosa sorun yok:) batarsa yenisini yaparsınız 1 direk 2 çarşaf
bide 10 tane tahtayla işi kapatırsınız noolcak :D
Aslında hep aynı dili konuşmaya çalışıyoruz ama bir türlü beceremiyoruz öyle değil mi? Bu da nedir biliyor musunuz, evet diyorsunuz bunu sanki duyar gibiyim, evet sevgi, sevgi. Herşeye sevgi ile bakarsak inanın ki hayatımız ona göre şekillenir, sevenlerimiz artar…
Bütün bir sene dersler, sınavlar, ödevler, projeler, organizasyonlar derken beynim allak bullak oldu. Bana da gerçekten bir beyin güncellemesi gerekiyor derken bir de yaz okulu çıktı.
Benim de tavsiye ettiğiniz gibi acilen bir güncellenmeye ihtiyacım var yoksa işletim sistemim çökecek…
Merhaba,
Öncelikle güzel bir tatil geçirmenizi diliyorum. Umarım her şey yolunda gider, güzel fotoğraflar ve bizlerle paylaşacağınız hoş anılarla geri dönersiniz.
Kuzenim Bilge Kerem Özkan milli yelkencidir, ondan biliyorum bu sporun inanılmaz bir özveri gerektirdiğini ve nasıl bir hastalık olduğunu.
Ah, unutmadan; dilerim 22 Temmuz‘da yurda dönmüş ve sandık başında vatandaşlık vazifenizi edâ ediyor olursunuz.
Sevgi ve saygılarımla, ;-)
Iyi tatiller. Yazılarını özleyecegiz Tunç abi.
Rüzgar hep seninle olsun :)
Sevgili Tunç,
Doya doya bir tatil yaşaman dileğimle…Dönüşte adapte olmak ne kadar zor olsa da güncellenen beyinle olumsuzluklar kolayca ortadan kaldırılıyor…
Sevgiyle,
Yelken sporuna yeni başlamış biri olarak herkese şiddetle tavsiye ediyorum!
Birincisi kendimizi keşfetmek için (bu kadar değişken koşullar altında verdiğimiz tepkiler?!). İkincisi ise büyük bir güce karşı gerçek bir takım olabilmeyi öğrendiğimiz için… Adrenalin ise hediyesi!
Hafta sonları derslere gitmekle tatile gitmiş kadar oluyorsunuz. (Kendinizi topraklama olayı.) Şehirden kaçamayanlara duyurulur!
İyi seyirler Tunç! Adrenalini bol bir ara diliyorum.
Sevgili Tunç, özellikle belirtmek istediğim nokta şu; seninki gibi çalışan beyinlere kesinlikle güncelleme gerekmiyor.
Tatiline çık, keyifli günler geçir, iş hayatının, günün monoton işlerinden kendini kurtar, kısacası iş hayatını bırak ve “gerçek hayata” dön. (Keşke orada daha çok vakir geçirebilsek)
Bu bir güncelleme olmayacak senin için, belki “reset” demek gerekir. Beynini sen ve senin gibi kullanan insanların, kompüterize hayattan farklı -ileri- olduğu durum bu, güncellemeye ihtiyaç yok. Hep günceller.
Kal sağlıcakla, bol bol eğlen bizim için de…
Yelken, kesin yapmam gerekiyor benim de en yakın zamanda :) Bu yaz mesela ne güzel olur.
Pahalı değil konusuna gelince, çok güzel ve pahalı duran çok şey aslında sanıldığı kadar pahalı değil bizde. Harika bir dünyada ya da ülkede yaşıyoruz galiba. Bunu içtenlikle söylüyorum hem de.
Yaşımın gençliğinin [25] vermiş olduğu bir Alice Harikalar Diyarında durumu (ya da başka biri miydi* herşeyi iyi yanından gören kız durumu işte) olabilir belki ama gördüğüm budur.
İyi eğlenceler size.
*hatırlayamama: işte kafaya güncelleme lazım :)
Hemen bir yerlere kacin tavsiyene ilk ben uyucagim herhalde. Ara vermek hele de boyle keyifli bir ara vermek harika olacak.
Yelken dedigin gibi pahali bir sey degilmis. Hele yon tutturmak, yelken yakalamak, dumenin basina gecmek bambaska bir deneyim. Gecen hafta “likemind” toplantisinda ben de bir yelken hocasiyla tanistim. Arkadaslarimi toplayip en kisa surede derslere basliyoruz
Bu arada iyi tatiller… Canavar gibi geri donmeni bekliyoruz :)